İnsan bedeni sınırlıdır fakat insanoğlu, hayal gücüyle bedenin sınırlarını aştı... Nefer projesi, insan ve makineyi birleştiriyor... Yüksek teknolojili savaş zırhı kuşanmış askerlerin, amansız düşmanlara karşı çetin mücadelesi...
Akdeniz'in engin mavi sularında, uluslararası sularını seyrederek ilerleyen Mete Binbaşı ve SAT Timi, yeni bir görevin heyecanı ve ciddiyetiyle hazırlıklarını tamamlamıştı. Dragon Security isimli özel askeri şirketin, yasadışı bir silah sevkiyatını organize ettiğine dair aldıkları istihbarat onları harekete geçirmişti. Mete Binbaşı, yılların tecrübesiyle ekibini motive ediyor ve her detayı gözden geçiriyordu.
Mete Binbaşı, helikopterdeyken haritayı tekrar inceledi. "Burası," dedi parmağıyla haritayı işaret ederek, "Dragon Security'nin sevkiyat yaptığı yer. Planımız basit, ama dikkatli olmalıyız. Bu, sıradan bir operasyon değil." Helikopter mini denizaltıyı suya indirdikten sonra bölgeden uzaklaşacaktı. Ardından tim, denizaltı ile gemiye fark edilmeden yanaşacak ve Mete binbaşı ile SAT komandoları gemiye çıkacaklardı. Gemi, paralı askerler tarafından korunuyordu.
Ekibin her bir üyesi, görev brifingini dikkatle dinliyordu. Uzun yıllardır birlikte çalıştıkları için birbirlerini çok iyi tanıyorlardı ve Mete Binbaşı'nın liderliğine güveniyorlardı.
Mete Binbaşı, brifing sonrası geminin arka kısmına geçti. SAT Timi'nin her bir üyesi, ekipmanlarını kontrol ediyor ve son hazırlıklarını yapıyordu. Timin komutanı olan Ali yüzbaşı, biraz gergin görünüyordu. Mete Binbaşı, onun yanına gidip omzuna dokundu. "Ali yüzbaşım gergin görünüyosun" dedi. sakin bir sesle. Ali yüzbaşı:"Dün gece rüyamda Irak'ta şehit olan ağabeyimi gördüm komutanım" dedi. Mete binbaşı, ne demek istediğini anlamıştı. "Allah'ın izniyle her şey yolunda gidecek. Biz bir ekibiz ve birbirimize güveniyoruz" deyince Ali yüzbaşı, ona minnetle baktı. "Emredersiniz komutanım," dedi.
Bu arada, Dragon Security'nin yasadışı faaliyetleri ve tehlikeli yapısı hakkında alınan istihbarat detaylandırılıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dragon Security 1996 yılında özel kuvvetlerden emekli asker Edward King tarafından kurulmuştur. Şirketin operasyonlardan sorumlu yetkilisi ise Conan Blade olmuştur. Her ne kadar özel güvenlik şirketi olarak gözükse de terör örgütlerine ve birleşmiş milletler tarafından yaptırım uygulanan ülkelere silah satması, yaptığı eylemler, suikastler ve sabotajlar ile kendisini sorgulatır hale gelmiş, bunun neticesinde güvenlik şirketinden çok terör örgütü olarak anılmaya başlanmıştır. Şirket, ilk kurulduğunda daha çok özel güvenlik görevlileri için eğitim vermekteydi. İlk başlarda ABD sınırları içinde askeri özel güvenlik eğitimi ve donanımlı personeli ile koruma, polis eğitimi, polis köpekleri gibi hizmetler veriyordu. Hollanda asıllı olan Edward King, köktendinci bir hristiyandır, aynı zamanda Uluslararası Hristiyan Özgürlük Örgütü’nün başkanıdır. Aileden milyoner ve eski donanma mensubudur. Deniz subayı olarak Haiti, Ortadoğu, Akdeniz ve Bosna’da görev almıştır. Bush’la aynı radikal sağcı fikirleri paylaştığından, seçim kampanyasında en yüksek meblağları toplayan isim olmuştur. ABD hükümetleri bünyesindeki Neo-Conlarla yakın ilişkiler içerisindedir. George W. Bush’un göreve gelmesinin ardından şirket Abd’nin Irak ve Afganistan‘daki çok hassas bölgelerinin korumasını üstlenmiş ve çok büyük askeri eğitim ihalelerini almaya başlamıştır. Tabi bunda derin siyasi gücün ve kişilerin etkisi de yüksektir. Şirketin, Dönemin Pakistan başbakanı Benazir Butto suikastinde parmağı olduğu Eski Pakistan Genelkurmay Başkanı General Mirza Aslam Beg tarafından dile getirilmiştir. Butto’nun o dönemde ki korumalığını Dragon Security’in hizmet sağladığı JSOC'ın(Ortak Özel Operasyonlar Komutanlığı) yaptığını düşünürsek bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Hatta General, Lübnan Eski Başbakanı Refik Hariri suikastini de bu şirketin planladığını söylemiştir. Kaos ve karışıklığın olduğu her yerde karşımıza çıkan bu şirket 2014 yılında bu kez Ukrayna’da kendini göstermiştir. Şirkete bağlı 400 paralı asker, gerilla operasyonlarını yönetmiş ve Rus yanlılarına büyük zarar vermiştir. Şirket dönem dönem Türkiye’de de gündeme gelmiştir. Türkiye’nin sürekli ”ABD’nin silahları PKK’da çıkıyor” açıklamaları ve ABD’nin Irak’ta kaybettiği 190 bin silah göze alındığında, bu açıklamaları ciddi bir boyut kazanmıştır. Bu konuda, Irak’ta soruşturma yürüten savcılık, Irak’ta şirketin kaçak silah piyasası kurduğunu ve bu silahların ise Daeş, PKK gibi örgütlerin eline geçtiği tespit etmiştir. Suriye’de ise PYD/YPG komutanlarını ve üst düzey yöneticilerinin korumalığını bu şirketin yaptığı bilinmektedir. YPG/PYD teröristlerine her türlü silah eğitimi ve bomba eğitimi bu şirket tarafından verilmektedir. Şirket, 2012 yılında Atlantik okyanusunda 28 bin kilometre karelik bir ada satın alıp buraya yerleşmiştir. Şirketin genel merkezi ve üretim tesisleri bu adada bulunmaktadır. Ayrıca bu bölge savunma şirketlerine yabancı olması nedeniyle kafalarda soru işareti bırakmıştır. Günümüz dünyasında büyük devletler gizli operasyonlarını bu tür şirketler üzerinden yürütmeye başlamıştır. Dünya üzerinde 90 dan fazla askeri özel güvenlik şirketi bulunmakta ve bu şirketler 110 ülkede faaliyet göstermektedir. ABD'nin savunma harcamalarının 3’te 1’ini bu tür şirketlere aktardığını düşünürsek, yeni savaş stili de bu yönde gelişme gösterecektir. Bu gibi şirketler ile hedef ülkede gizli operasyonlar yürütmek, suikastler, eylemler, vs daha kolay görülmektedir. Savaşın olduğu her ülkede bu şirketler aktif olarak rol almaktadır. Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Ukrayna, Yemen, Tunus, Libya, Mısır, Lübnan, Somali, Sudan şirketin operasyon yaptığı ülkelerin başlıcalarıdır.
