Color Of Your Soul : Yoonseok

2: Gri

: Denge unsuru olan bir renkmiş aslında, hem pozitif, hem de negatif etkileri varmış.Belirsizlik, dengesizlik ve duyguzuluk, çeşitli bağlamlarda farklı anlamlar ifade edebilirmiş.

Sana Gri'm diyemeyeceğim.

Çünkü sen bu dünyada gördüğüm en iç açıcı, en pozitif , tüm ''güzel'' dediğimiz kalıpların insanlarının, kelimelerinin arasında bulunan en değerli olanısın. sen bir şahesersin..

Sen tanrının, meleklerini işinden ettiren en gizli hazinesisin, en güzelisin.

Ve ben bir tanrıya sana sahip olduğu için tutulacak kadar aciz kulun tekiyim.

Ama olmalı ki, senin de ruhun hissediyor olmalı gri, yoksa o güzel gülüşün niye solsun arada bi kestirdiğim bakışlarım yüzünde dolanırken? Neden büzülsün o güzel dudakların kıvrılmak varken, vardır illa ki bir sebebi.

Biz olduğumuz da biz, hiç dengeli değiliz.

Sen nasıl yeni açmış bir çiçek, yeni yanmış yaş odun gibi yağmayı bırakıp huzuru seçen grimsi yağmur bulutları, mayıs ayının başları menekşe ağaçları kadar yeni ve cıvıl cıvılsan,

Ben bir şarap kadar eskiyim ne yazık ki o kadar değerli olmasam da.

Çok zor biliyor musun herkesten uzak kalmaya çalışırken sadece sana çekilmek için yakarmak tanrıya.

Ne bu belirsizlik, sana dokunuyor, seni uyandırıyor diye her güne ona yakınırken yine ona yalvarıyorum seni bana versin diye.

Nankör bir kuluyum, ama bilsin ki seni benden başka hiç kimse bu kadar çok sevemezdi, o da dahil.

Yapayalnız.

Tek başına.

Aşık hissetmek, aşkın ne demek olduğunu hiç bilmemek isterken seni hiç tanımamış olacak olmayı fark etmek.

Çok zor gözlerinin içine bakarken bir şeyleri gizleyebilmek, hatta o kadar acıtıyorsun ki gözlerimi kaçırmak zorunda kalıyorum seninkilerden.

Sanki ciğerlerimden bir nefes söküyorum seninle bakışırken, ama öyle bir çekingenlik vuruyor ki bana; aldığım nefesin üzerine sigara külü bastırıyormuşum gibi tıkanıyorum, sonra kaçıyorum irislerinden.

İnan çok isterdim.

İnsanlardan o kadar uzak olmama rağmen, onlardan kaçıp aralarından sana uzanmaya çalışırken.

Dövülmemeyi..

Edilen küfürleri işitmemeyi.

Ruhen ölmüş babamı o kötü küfürlerden koruyabilmeyi, Hatta gitmeden bana önce yağdırdığı küfürleri ona etseler dahi yüzüme yüzüme vurmamalarını dilerdim anneme edilen hakaretleri.

Ona edilse dahi bana söylüyorlar, o da kendine etse dahi bana haykırıyordu:

''seni neden doğurdum''