yaklaşık iki saattir beomgyu'ya kimya anlatıyordum. başta hiçbir soruyu yapamasa da formülleri anladıktan sonra takır takır soruları çözmeye başlamıştı ve başardıkça daha da gaza geliyordu. dili dışarıda test çözerken çok sevimli görünüyordu. istemsizce gülümsemiş ve çenemi elime yaslamıştım, o ise testin en zor sorusuna odaklanmıştı.
sonunda yaptığı işlem hatasını fark ederek hatasını düzeltmiş ve sonuca ulaşmıştı. mutlulukla gülümseyerek onay almak ister gibi bana döndü. yüzümdeki sırıtışı büyüterek onaylar anlamda göz kırpmıştım. gözlerinde başarmanın getirdiği gururla arkasına yaslandı ve uçları kıvırcıklaşmaya başlayan saçlarını dağıttı.
şimdi ben erimeyeyim de ne yapayım?
biraz fazla etkilenmiş olacağım ki çenemi yasladığım elimin kontrolünü kaybettim ve öne doğru sendeledim. şükür beomgyu görmeden kendimi düzeltmiştim. o da çözdüğümüz tüm sorulara son kez göz atmış ve parlayan gözleriyle bana bakmıştı.
"çok teşekkür ederim yeonjun, sanırım sana sihirbaz diyeceğim."
kaşlarımı çatarken heyecanlandığımı fark etmemesi için geriye çekildim. "neden sihirbaz?"
dişleri görünecek şekilde gülümsedi, ki dişleri o kadar düzgün ve beyazdı ki sanırım aşık olmuştum, ve başını hafifçe yana eğdi.
"bu soruları yapabiliyorsam eğer bana sihir yapmış olmalısın."
açık olmak gerekirse bazen okul birincisi olmanın yararını görüyordum. gözlerimi kısmış ve kibirli bir kıkırtı bırakmıştım ortama.
"evet, çoğu insan mükemmel olduğumu söyler."
yüzündeki gülüşü silmeden göz devirdi ve ayağa kalktı. "portakal suyu sever misin?"
belli belirsiz onayladım, çok sevmesem de işin ucunda onu beomgyu'nun elinden içeceksem böcek ilacı da içebilirdim.
kafasını sallamış ve diz kapağına gelen aşırı bol şortunu düzeltip odadan çıkmıştı. ilk girdiğimde dikkat etmediğim odayı inceledim, çok sade fakat şıktı. dolabının üzerinde gördüğüm kocaman oyuncak ayı bana hyunjin'i hatırlatmıştı. geçen sene soobin'i zorlayarak kendine oyuncak ayı aldırmıştı, 'aptal' diye fısıldayarak güldüm.
yatağı derli topluydu, buz mavisi örtünün üzerinde ispanyolca bir söz yazıyordu. kitaplığı genellikle ince kitaplardan oluşuyordu. tüm raflardaki kitapların aynı boyda oluşuna bakılırsa ya simetri takıntısı vardı ya da seri olarak kitap almayı seviyordu. kitaplıkla duvarın arasına sıkıştırılmış bir tuval gördüğümde şaşırmadım, resme ilgisi olduğu testlerinin etrafına çizdiği ufak karalamalardan belliydi.
ne kadar süre odayı inceledim bilmiyorum ama kapıdan çıkan beomgyu'nun başını gördüğümde irkildim.
"aklıma şey geldi yeonjun. annem makarna yapmış, ilk önce onu yiyip sonra matematiğe geçsek?"
bu soruya guruldayan karnım cevap vermişti. gülüşerek mutfağa gittik ve o tabakları aramaya başladı.
"tanrım, o kadının boyu bunları buraya koymaya nasıl yetişiyor!"
uzun boyuna rağmen parmak ucuna yükselmiş üstteki tabaklara uzanmaya çalışıyordu. gidip arkasından tabaklara uzanabilirdim, tabi eğer oraya yetişecek kadar uzun olsaydım.
bu yüzden hiç riske atmadım ve sordum.
"musluğun üzerinde duran tabaklar temize benziyor."
bir bana bir de musluğa bakarak yüzünü buruşturmuş ve tabakları eline almıştı.
"tabi ya annem bunları yıkamış-"
dalgın dalgın konuşurken ayağı halıya takılmış ve sendelemişti. porselen tabaklar elinden uçacağı sırada aceleyle ellerimi tabakları tutan eline sarmış ve olası bir anne gazabından onu kurtarmıştım.
olayın şokuyla yaklaşık beş saniye ellerimiz birbirine yapışık dursak da beomgyu bir anda gözlerini büyütüp yüzlerimizi yakınlaştırmıştı.
"sen cidden sihirbaz olmalısın! bir anda buraya nasıl geldin?"
sonra kendi kendine gülerek geri çekildi ve gülmeye başladı.
o gülse bile benim kalbim yerinden çıkacak gibiydi. sıcak ellerini kavramanın beni bu kadar etkileyeceğini tahmin edememiştim. fakat onun kutsal gülüşü kulağıma dolduğunda tek yapabildiğim gülüşüne eşlik etmekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/242669033-288-k746546.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
online class, yeongyu
Fanfictionyeonjun, online derste gördüğü çocuğa aşık olur. texting + düzyazı ©rozeixs | 30.09.20