apologize/james potter and the marauders

dokuz

"Hoş geldiniz çocuklar!" Bayan Potter, oğullarını - artık Sirius'u da kendi oğlu yerine sayıyordu - ve yanındaki kızı gördüğü anda neşeyle bağırdı ve hızla James'e sarıldı. Öyle sıkı sarılmıştı ki James bir an nefes alamadı.

"Anne n-nefes alamıyorum." 

Kadın hızla geri çekildi ve Sirius'a sarıldı.

"Ben de sizi özledim, Bayan Potter."

Carmen şaşkınlık ile kadına bakıyordu. Ne kadar da sevecen ve sıcakkanlıydı. En sonunda Bayan Potter, kıza döndü ve onu süzdü.

"Sen Carmen olmalısın!"

"E-evet efendim!" kız hemen dikleşti. Kadının samimiyeti Cornelia'i şaşırtsa da bozuntuya vermedi  Daha kendisini bile tanımayan bu aile ona evlerini açmıştı asla saygısızlık gösteremezdi.

"Euphemia, tatlım..."

Bay Potter eşini dürttü. Kadın göz devirdi ve onları takip etmesini söyledi.

Yaklaşık bir saat sonra Potter ailesinin evine varmışlardı. Mugglelıların arasında yaşıyorlardı ve Carmen hayran kalmıştı. Hiç muggle bölgesine gelmemişti.
Kocaman ama sade ev o kadar güzeldi ki. Uyumlu renkleri ve etrafındaki yenilenmiş çitler ile çok normaldi. Girişteki posta kutusu da yenilenmişti. Diğer evlere bakışla Potter'ların evi daha lüks duruyordu tabii. Carmen buradan onların varlıklı bir aile olduklarını çıkarmıştı.

Sirius dalmış olan kızı dürttü.

"Hey, ne duruyorsun? Girsene!" diyerek sırıttı. Carmen irkildi ve giriş kapısından içeri girdi. Bir süre çevresine bakındı. Amerikan mutfak olduğundan mutfak tezgahını girişten görebiliyordu. Rahat görünen ama şık olan gül kurusu rengindeki koltuklar göze çarpıyordu. Ortadaki şömine, artık yaz geldiği için kapatılsa da kenardaki uçuç tozu konulmuş keseden hâla kullanıldığı anlaşılıyordu. Sade, krem rengindeki duvar kağıdı odayı ferah gösteriyordu.

Burası hiç kendi kaldığı yer gibi değildi. Burası gerçekten evdeymiş gibi hissettiren bir yerdi.
Bayan Potter zevkli bir kadındı.

"James, Sirius! Misafirimize odasını gösterin ve biraz dinlenin. Yemek hazır olduğunda sizi çağırırız."

James burukça gülümsedi ve evi inceleyen utangaç kıza döndü.

"Hadi sana odanı gösterelim." dedi James ve önden yürümeye başladı. Üçü, iki katlı evin merdivenlerini çıktılar. Koridorun sonuna geldiklerinde Sirius sağdaki kapıyı açtı.

"Burası senin odan, Carmen."

Hep birlikte içeri girdiler. Güzel bir odaydı. Kız beğeni ile odayı süzdükten sonra bavulunu çalışma masasının yanına koydu ve oğlanlara döndü.

"Annen gerçekten zevk sahibi, James."

James sadece başını sallamakla yetindi. Sirius kızı dürttü ve aklına gelen ile kahkaha attı.

"Merlin... Malikanedeki odandan daha güzel olduğu kesin! Kaçık annen senin Slytherin'e seçilmemene o kadar takıntılıydı ki her mobilyan gümüş ve yeşildi."

Kız aklına gelen ile suratını buruştursada ardından o da güldü.

"Her neyse. İstersen yemek hazırlanana kadar yerleş." dedi James. Sirius çoktan odadan çıkmıştı. Oğlan da tam çıkacağı zaman Carmen onu durdurdu ve derin bir nefes aldı.