on bir

1.4K 150 51
                                    

James, Carmen'in yanından güneş doğmaya başlarken ayrılmıştı. Kızın günlerdir haberi yoktu.

Bugün ise Dolunay vardı. Hepsi evde kalmaya ve McGonagall'in verdiği araştırma ödevlerini yapmaya karar verdiler.

Kocaman yemek masasının etrafına toplanıp parşömenleri, mürekkepleri ve tüy kalemlerini çıkardılar. Remus yorgundu. Bunu bilen James ve Sirius, onun ödevine de yardım etmeye çalışıyorlardı ki aralarında en başarılı olan Remus'du.
Bay Potter'dan yardım istediler ancak Fleamont onlara yardım etmeyeceğini, kendileri yapmazsa öğrenemeyeceklerini söylediğinde Sirius sıkıntıyla iç çekti.

Yaklaşık iki buçuk saat bu ödev için uğraştılar. İlk bitiren Carmen oldu.

"Merlin... Sonunda!"

Kız, parşömeni tutup havaya kaldırdı ve inanamayarak bir süre gözlerini parşömende gezdirdi. Tam katlayıp rulo hâline getireceği sıra James sinirle iç çektiğinde kız kafasını ona çevirdi.

"İsterseniz size bir kıyak geçebilirim, çocuklar." deyip kıkırdadı ve ödevini onların önüne koydu. Ne olur ne olmaz diyerek yanlarındaki mürekkep kaplarını parşömenden uzaklaştırdı. Bunların sağı solu belli olmazdı.

"Bu çok uzun!" Sirius iyice kızın uzattığı ödevi inceledi ve yakındı.

"Fazla puan için ideal." dedi Carmen ve ona göz kırptı.

"Hey, içecek bir şeyler ister misiniz? Euphemia portakal suyu sıkmıştı."

Oğlanlar kafasını olumlu şekilde salladıklarında Carmen'in gülüşü arttı ve mutfağa girdi. Buz dolabını açtı ve gördüğü kristal sürahiyi alıp bardakları çıkardı. Hepsine teker teker turuncu sıvıyı doldurdu ve desenli bir tepsinin üstüne koyup yemek masasına yöneldi.

"Alın bakalım." dedi ve hepsine bardağını verdi. Sirius ile James direkt büyük yudumlarla içip bitirdiler ve ikisi de bardaklarını aynı anda sertçe masaya bırakacakları sırada James'in kolu Remus'un içeceğine çarptı ve tüm meyve suyu Carmen'in parşömenine döküldü. Hepsi şaşkınlıkla geri çekildi.

Sıvı mürekkebi dağıtıyor, okunmasını git gide zorlaştırıyordu. Sirius koşarak bir rulo peçete getirdi ve parşömenin üzerine bastırdı.

Ve bu daha kötü yaptı.

Mürekkep iyice karıştı ve peçetelere de bulaştı.

Carmen, Sirius'un parşömeni kurtamaya çalışmasını izliyordu. Başından aşağı buz gibi su dökülmüş gibi titredi. Dudakları şaşkınlık ile aralanırken James ardı ardına özür diliyor, Sirius'un getirdiği peçetelikten topladığı peçeteler ile masayı siliyordu. Remus gerginlikle alt dudağını ısırarak, yutkunan kıza baktı. Sirius ise... O hâlâ peçeteleri kızın ödevine sürtüyordu.

"Carmen. Ben çok ama çok ama çok özür dilerim. İsteyerek olmadı! B-ben..."

Kız kafasını iki yana salladı. Transtan çıkmış gibiydi. James'in masmavi gözlerine baktı bir süre. James ürperdi. Kendine hiç ağıza alınmayacak küfürleri sıralarken Carmen'in ona ufak tebessümü ile kaşlarını çattı. O iyi miydi?

"C-Carmen?"

Sirius parşömeni sürterken yırtınca ağzından ufak bir çığlık kaçtı ve ardından Remus onun karnına dirseğini geçirdi.

apologize/james potter and the maraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin