Five ➣Sometimes When You Fall You Fly

338 38 86
                                    

"İntikamcılar, bunu beğendim." diyerek geriye yaslandı Clint. Tony kafasını sallarken Steve ve Bruce hâlâ anlamayan gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Bunu fark eden Natasha ufak bir gülümseme ile boğazını temizleyip Steve'e çevirdi yeşil gözlerini.

"Tony gurubumuz için bir isim istedi fakat istediği gibi bir isim bulamadı. Şanslı ki onun yerine sen buldun."

Steve iki kaşını kaldırıp indirdi ve maviliklerini esmer adama çevirdi. Tony konuşulanları duymuşmıştı çünkü Bruce ile büyük bir sohbete dalmışlardı. Steve uzun sayılabilecek derecede esmer adama baktı. İlk kez kendisini bu kadar çok yabancı hissetmişti. Uyandığından beri bu duygu bir saniye bile ayrılmamıştı kafasından ama şimdi odadakilere bakarken daha çok yer etmişti kafasında. Bilim adamları, ajanlar, tanrılar. Peki ya kendisi neydi? Eski zamandan kalmış bir asker mi?

Midesine keskin bir ağrı girdiğinde bunun psikolojik bir şey olduğunu anlamıştı. Gözlerini Tony'den çekip yere bakmaya başladı ama karnındaki ağrı geçmediği gibi bir de midesi bulanmaya başlamıştı. Tekrardan herkesin içinde bayılmak istemiyordu, bu yüzden ayağa kalkıp kimseye bir şey demeden çıktı odadan.

"Bunun tribi kime?" diye sordu Tony tek kaşını kaldırıp giden adamı gösterirken. Natasha kollarını göğsünde bağlayıp kaşlarını çattı ve esmer adama baktı.

"Odadan çıktı diye trip mi oluyor?" diye sordu sert sesiyle. Tony umursamaz bir şekilde omuzunu silkip gerisine yaslandı ve aynı Natasha gibi kollarını göğsünde bağladı.

"Sizce de bir şeyler saklamıyor mu? Durup dururken bayılması, sinir krizi geçirmesi, sessiz kalması, dalıp dalıp gitmeleri."

"Adam tatil köyünden gelmedi, Stark. Yetmiş yıl geriden geldi ve geldiğinde kimsesi yoktu. Psikolojisinin alt üst olması normal değil mi sence?"

"İşte benim kafamı karıştıran da bu. Çok çabuk alışmadı mı?"

Natasha kafasını iki yana sallayıp Clint'in yanına oturdu ve Tony'e cevap vermedi. Esmer adam ise bunu umursamamıştı. Tekrardan Bruce'a dönüp kaldıkları yerden konuşmaya devam ettiler.

Sarışın adam yüzünü soğuk suyla yıkadı bir süre. Bedeni titrerken gözlerini kapatıp ellerini beyaz fayansa koydu ve içine derin derin nefesler çekmeye başladı. Sakin ol. Geçti, buzda değilsin. Burası sıcak, aydınlık ve güvenilir.

Kendi kendine teselli verirken cebinde titreyen telefonu ile gözlerini açıp ıslak elleri ile telefonu cebinden çıkarttı ve ekrandaki yazıyı okudu.

Ajan Sharon Arıyor...

Dudakları hafifçe yukarıya kıvrılırken kızı daha fazla bekletmemek için hızla telefonu açıp kulaklarına götürdü.

"Merhaba, Sharon." dedi sesini oldukça güçlü çıkartmaya çalışırken.

"Kaptan, iyi akşamlar. Rahatsız etmiyorum, değil mi?" diye sordu kız kibar bir sesle. Steve'in dudaklarındaki gülümseme yüzüne biraz daha yayılmaya başladı.

"Hayır, etmiyorsun. Bir sorun mu var?" diye sordu sarışın adam. Telefonda biraz sessizlik olduktan sonra Sharon konuşmaya başladı.

"Hayır, bir sorun yok. Sadece, biraz dolaşalım mı diye sormak istemiştim ama şimdi çok saçma olduğunu anladım. Kusura bakma, daha sonra görüşürüz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 30, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Will Be There ➫ Stony Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin