"90 yaşında adama bebek bakıcılığı yapmayacağım. Eminim ki benim yerime Natasha bunu seve seve yapacaktır." Tony'nin umursamaz tavrına karşında kızıl saçlı kadın gözlerini devirip kollarını göğsüne bağladı.
"Eğer bir görevim olmasaydı onu sana bırakacağımı mı düşünüyorsun cidden? Elbette onunla ben ilgenilirdim ama Clint ile göreve gitmem lazım."
"Clint? Bir de Clint geldi. O kim?"
"Herkesle sonra tanışacaksınız." diyerek içeriye girdi Fury. Yanında ise sarı saçlı bir kadın vardı. "Bu Sharon. Madem Stark, yüzbaşıyla ilgilenmek istemiyor, Sharon bu görevi yerine getirebilir."
Tony omuzunu silkip oturduğu yerden yavaşça kalktı ve dışarıya doğru adımlamaya başladı. "Çok önemli bir sorun olmadığı sürece beni rahatsız etmeyin."
Tony odadan çıktıktan sonra Fury kafasını iki yana sallayıp Sharon'a döndü. "Rogers aşağıda, oraya gidelim. Bu arada ona bir Carter olduğunu söyleme-"
"Biliyorum, teyzem ile bir geçmişi var. Onun hikâyeleri ile büyüdüm."
"Şimdilik bunu bilmese daha iyi olur. Yarasına tuz basmak istemeyiz."
Sharon kafasını onaylarca salladıktan sonra Fury ile beraber odadan çıkıp spor salonuna doğru adımlamaya başladılar.
•
Yüzünden aşağıya akan ter damlaları her yere düştüğünde farklı bir geçmişin izine dalıp gidiyordu sarışın adam.
"Uçağı düşürmeliyim."
"Başka bir yolunu bulabiliriz."
Steve her saniye daha fazla vuruyordu kum torbasına. Sanki tüm acılarını, üzüntüsünü yumrukları ile çıkartmak istiyordu.
"Dans için başka bir gün ayarlamalıyız."
"Anlaştık, önümüzdeki hafta cumartesi günü, Stork kulübü. Sakın geç kalma."
"Hâlâ dans etmesini bilmiyorum."
"Ben sana öğretirim. Sen yeter ki gel."
"Yine de ayağına basarsam...-"
"Steve!"
Sarışın adam gelen ayak seslerini duysa bile kendisini çekemiyordu geçmişten.
"Aman, Tanrım! Bu adam hâlâ hayatta. Nick'e haber verin!"
"Buzu kırmalıyız, kendiliğinden erimesini bekleyemeyiz. Ayrıca uyandığında adamı salamayız. Kapalı tutmamız lazım, bilirsin belki hafızası falan yerinde değildir veya ona benzer sorunlar, riske atmak istemiyorum."
"Uyuyordun, Yüzbaşı. Neredeyse yetmiş yıldır uyuyordun."
"İyi olacaksın, değil?"
"Evet, ama benim randevum vardı."
Steve en sonunda kum torbasına bir yumruk attığında kum torbası ortasından ayrılıp ileriye doğru gitmişti. İçindeki tüm kumlar yere dökülürken Steve nefessiz kalmış gibi içine derin derin nefesler çekiyor ve alnına düşmüş olan saç tutamlarını geriye doğru iteliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Be There ➫ Stony
FanficTony kalabalığın içinde yalnızlık çeken ve sarılabileceği tek şeyin demir zırhı olduğunun farkındaydı. Steve ise geçmişini çıktığı buzların içine gömmeliydi. MCU Ironman × Captain America