° Özel Bölüm °

403 49 96
                                    

Keyifli okumalar~

***
Yüzüme çarpan sıcaklık ve gözlerime değen sarı ışıkla yüzümü buruşturarak araladım gözlerimi. Aniden gözüme çarpan güneş ışığı yüzünden tekrar kapatmıştım. Yanağıma değen çıplak ten ve saçlarıma vuran sıcak nefesi yeni yeni hisliyordum. Derince bir kaç nefes çekiş sesi işittim. Gözlerimi kırpıştırarak araladığımda, omzuma ve belime sıkı sıkı sarılmış damarlı ellerin sahibine çevirdim başımı.

Gülümseyen suratı ve kısık siyah gözleri parlayarak bakıyordu üstten yüzüme. İnce dudaklarını yalayıp, sıcak nefesini yaklaştırarak koklayarak öptü anlımı. Gözlerimi kapattım mayışmış bir şekilde. Saç diplerime gelip tekrar koklayarak öptüğünde, titrekçe iç çektim.

'Günaydın Güneşim.'

Boğuk çıkan sesine gülümsedim.

'Günaydın.'

Göğsünün üzerinde serbestçe bıraktığım elimi kavrayıp avuç içimi öptü. Öyle güzel seviyordu ki bedenimi, ruhuma da işliyor ve doyuyordum, burnumun sızlamasına engel olamıyordum. Gözlerim anında doluyor buna zıt olarak gülümsemeden de duramıyordum.
Parmağımdaki yüzüğüm ile oynayıp gülümseyerek baktı. Parmağı da öptüğünde kıkırdadım.

'Kokunu içime çekerek uyanmak bu dünyada sahip olabileceğim en güzel nimet Hoseok.'

Söyledikleriyle yanaklarım aniden ısınmaya başlamıştı. Soğuk parmaklarını yanan yanaklarıma yaslayıp öne eğdiğim başımı tekrar kendisine çevirdi.

'Kızarınca seni ısırasım geliyor ama benim. Isırınca kızma sonra.'

Elimi elleri arasından çekip yumruk yaparak hafifçe vurdum göğsüne. Dün gece yeterince ısırmıştı her yerimi zaten. Yaptığımla ufak bir kahkaha attığında sabitledim bakışlarımı yüzünde. Kaydetmek istiyordum her güldüğü anı zihnime. Kazımak istiyordum o muhteşem görüntüsünü.
Parmaklarıyla kırmızı tutamlarımı geriye doğru tarayıp oynadı.

'Rahat uyuyabildin mi? Çok canın acıyor mu?'

Biraz canım acıyordu ama umurumda değildi. Onun benim için endişelenmesi ve meraklanması en ağır acıyı bile unutturabilirdi bana.

'Evet çok rahat uyudum. Biraz acıyor ama önemli değil. Sen böyle güzel konuşup gülümseyince unutuyorum hepsini.'

Diş etlerini gösterecek şekilde güldüğünde zaten bozamadığım gülüşümü daha fazla büyüttüm.
Ellerini belime sararak sıcak tenimi okşadı.

'Bu gün hep böyle mi kalsak? Hiç çıkmasak yataktan ne dersin Hoseok?'

Güldüm. Tam onaylıyacağım sırada karnımdan gelen sesli guruldama şimdiden redediyordu teklifini.

'Şey.. Kalalım da ben acıktım biraz.'

Gülümseyip, öptü yanağımı.

'Birazcık mı? Miden pek öyle demiyor.'

'Ehehe şey evet dünde birşey yemedim ya ondandır.'

Belimi bırakıp hızlıca doğrulduğunda başım boşluğa düşmüştü.

'Ne!! Sen dün akşam yemek yemedin mi?'

Yoongi'nin dağ evinde yaşıyorduk. Yaptığı evlilik teklifinden bir kaç hafta sonra Japonya'da ufak çaplı bir düğün yapmıştık. Yoongi şirketin kendi üzerinde olduğunu öğrendikten sonra herşeyi baştan başlatmış ve şirketi kendi isteği ile tekrar düzenlemeye çalışıyordu. Babası hakkında şikayetçi olmamış elindeki tüm servete el koymuştu. Bunun onun için hapis cezasından çok daha kötü olduğunu söylemişti. Şirket işleri ile uğraştığı için çok yoğun oluyor ve gece geç saatlerde geliyordu.

SUKHA - Sope [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin