Türkiye yavaşça gözlerini açtı.Sabah olan olaylardan sonra Türkiye o gördüğü yaşlı kadının yanına gitmiş ve kendini tanıtmıştı. Yaşlı kadın ona kısaca yurt kurallarını anlatmış ve odasına kadar eşlik etmişti.
Türkiye bavulunundan çıkardığı bütün eşyaları yerleştirmişti zaten çok eşyası yoktu bir kaç kıyafet ve evinde hissetmesi için bir kaç süs ve okul eşyaları getirmişti.
Yolculuk, yürüme, olan olay derken bayağı yorulmuş ve odasıni düzenledikten sonra rahatsız, ucuz yatakta biraz uyumuştu.
Oda dikdörtgen şeklindeydi, kısa kenarda kapı vardı. Yatak sol duvara yaşlanmış bir biçimdeydi ve hemen yanında küçük bir çalışma masası vardı. Yatağın karşısındaki uzun duvara bir bölümlü bir giysi dolabı yerleştirilmişti.
Türkiye yatakta yavaşça doğruldu. Bacaklarını kendine çekti. Sağ kolu yatağa dayalıydı, dengesini sağlıyordu. Boşta kalan kolu ile gözlerindeki çapağı temizledi.
Birazcık daha ayılınca sırtını yatağın yaslandığı duvara yasladı. Çalışma masasından telefonunu alıp saate baktı. Çok güzel yemek saatini kaçırmıştı.
Telefonunu kapatıp yanına koydu. Gözlerini kapatıp kafasını duvara vurdu ve öyle kaldı tabi duvardan gelen vurulma sesine kadar.
Türkiye refleksle yataktan sıçradı ve ayağı kalktı. Korkusu geçince duvarın ardındaki odada kalan ülkenin duvara vurduğunu anladı.
Türkiye geri yatağa oturdu yüzü duvara dönüktü. Yavaşça duvara iki defa vurdu. 5 saniye sonra karşı taraf duvara üç defa vurdu. Türkiye yavaşça güldü. Duvara bu sefer 4 defa vurdu ve karşı taraf 5 defa. Türkiye karşıdaki kişinin kim olduğunu merak etti.
Türkiye duvara 6 defa vurdu ama bu sefer karşı taraftan ses yoktu. Türkiye yavaşça yataktan inip eline telefonunu aldı ve odadan çıktı.
Koridorda kimse yoktu. Yavaşça alt kata indi etraf karanlıktı. En alt katta salonla birleşik -ne kadar oraya salon denilebilirse artık- amerikan tarzı bir mutfak vardı.
Yurt, okul yurtları gibi değildi bir yere bağlı olmadığı için işleten kişi kendine göre bir sistem kurmuştu. Mutfağı isteyen herkes kullanabilirdi, yemek için gerekli malzemelerin fiyatı her ay yurta verilen kiraya katılırdı ama kendine özel aldığın yiyeceklerin üzerine adını yazıp dolaba koyman gerekiyordu yoksa isteyen herkes yiyebilirdi.
Türkiye mutfağın ışığını yaktı ve karşısında elinde turşu ve çikolatalı ekmek olan birisi ile karşılaştı.
Kız onu görünce hemen bağdaş kurarak oturduğu pozisyonu değiştirip sandalyede düzgünce oturdu.
Kız şaşkınlıkla ağzındaki lokmayı yutup konuştu. "Selam"
Türkiye karşılık verdi. "Selam, üzgünüm burda birisi olduğunu bilmiyordum istersen gidebilirim"
Kız üzerindeki beyaz ve pembe renklerde olan pjamayı düzeltti büyük olasılık buraya bu saatte birisinin geleceğini beklemiyordu.
"Hayır, sorun değil kalabilirsin hatta gel otur"
Türkiye denileni yapıp dört kişilik olan masada kızın karşısına oturdu.
"Bu saatte burda ne yapıyorsun?" Diye sordu kız.
"Yemek saatini kaçırdım, burda yeniyim. Yiyebileceğim bir şey var mı diye bakmaya gelmiştim.
Kız gülümseyip yanındaki ekmek poşetinden iki ekmek çıkarıp arasına çikolata sürüp karşısındaki çocuğa uzattı.