Amerika yavaşça Türkiye'nin kulağına eğildi.
Türkiye kulağına değen sıcak nefes ile biraz uyuşsada bozuntuya vermedi.
"Sen burda bekle"
Daha Türkiye "Ne?" Diyemeden Amerika bir fırtınaya dönüşmüş gibi koşarak merdivenlere, onları bekleyen gizlemli kişiye doğru koştu.
Türkiye göremesede gizemli kişinin Amerika'dan kaçtığını çıkan sesler yardımı ile anlamıştı.
Türkiye, Amerika'nın peşinden koşup zaman harcamak yerine güvenliğe gidip sınıfın yedek anahtarını alıp arkadaşlarını -aslında hepsine arkadaşım diyemezdi ama- kurtarmayı planladı.
Türkiye, Amarika'nın koşarak indiği merdivenleri yavaş ve sakin bir biçimde indi. Amerika fırtınaysa, Türkiye kardı. O ne kadar şiddetli, yakıp yıkan, fevri, sinirli ise Türkiye durgun, birleştirici, düşünceli ve sakindi.
Türkiye boş koridorlarda ilerlerken bir sandalye ile kapısı tutulan bir sınıf gördü. Yavaşça oraya ilerledi.
Türkiye sanki biraz sarhoş gibiydi. Hiçbir şey umrunda değil, yaşadığı dünyadan soyutlanmış gibiydi. Eğer şu an okul yanıyor olsaydı "tüh ders kitaplarımı sınıfta unuttum siz gidin ben geliyorum" derdi.
Türkiye sandalyeyi kapıdan çekti ve kapıyı açtı. İçerde çok yakın duran Güney Kore ve Japonya vardı. Türkiye sanki bir şeyi bölmüş gibi hissetti.
Japonya ve Güney Kore bı anda birbirlerinden uzaklaştılar. Biraz tuhaf ortamı izledikten sonra Türkiye konuştu.
"Siz ikiniz iyi misiniz?"
Japonya yapmacık bir gülümseme ile Türkiye'ye yaklaştı onu yavaşça Kore takip ediyordu.
"Her şey yolunda Türkiye merak etme" Japonya'nın gülüşünün altında bir şey sakladığı çok belliydi.
"Neden kapınız dışardan kilitlenmişti?"
Güney Kore sonunda konuştu "Bilmiyoruz buraya bir şey almak için girdik ve kapı arkamızdan kilitlendi"
Japonya kafa salladı "Evet böyle oldu"
Türkiye daha fazla bir şey sormadı, bu olanları sonra düşünmeye karar verdi şu an sadece burdan gitmek istiyordu.
"TÜRKİYE ARKANA DİKKAT ET"
Türkiye, Japonya'nın bağırışı ile arkasına döndü. Burdan sonrası Türkiye için ağır çekim gibiydi.
Türkiye yavaşça arkasına dönerken kendine doğru sallanan tahta sopayı görüp kafasını ağır çekim yere eğip kafasını kurtardı.
Adam, sopası boşluğa gittiği için biraz yere düşermiş gibi oldu, dengesini kaybetti.
Türkiye kaçma girişiminde bulunmadı, tanımadığı adamı süzüp çıkarımlarda bulunmaya çalıştı.
Adam kendini toparlayınca ikinci bir saldırıya geçmedi koşarak uzaklaşmaya başladı. Bu kısımda Türkiye adamı kovalaması gerektiğini biliyordu.
Türkiye adamı takip etti, bir ara düşer gibi olduğu için adam aralarında biraz mesafe bıraktı.
Türkiye okuldan çıkana kadar onu takip etti ama karmaşık sokaklarda onu bulmak zorlaşmıştı. Türkiye etrafına baktı çıkmaz sokağa girmişti, adam ortalıkta gözükmüyordu.
Türkiye arkasında işittiği ses ile duvara bakmayı kesip arkasına döndü. Karşısında yaklaşık 7 kişi vardı. Bazısının elinde tahta sopa vardı.