Mavi Sis

6.Bölüm ( İçimdeki Şeytan )

Parantezler kişinin iç düşünceleridir.

Kesme işaretleri yazar ve diğer karakterlerin diyalolarıdır.

Yeni bir başlangıç

Zor bir gündü, uçak'dan indiğimiz gibi Amerikalı kadın evine gitmeden önce bize birşeyler içeriz dedi.Gelmemizi istedi. Ben, doktor, Hanna ve ruslar geldi. Ama Almanyalı dede, torun ve Çinli adam bizle gelmedi. Roger'la beraber uçak'dan kalacaklarını söylediler. Bence kendileri bilirler çok eğlenebilirdik ve bunca zorlu şeyden sonra rahatlayabilirdik. Havalimanı'na yakınmış mekan güzel biryer diyor. Amerikalının yanlış hatırlamıyorsam adı Jessica doğma büyüme Newyork' lu ve buraları iyi bildiğini anlattıp durdu.

"Abi hepsi aynı dilimi konuşuyor? Amerikalı var, Rusyalı var, Almanyalı var."

"Hayır canım kardeşim bu Amerikalısı Rusyalısı neden almanya'da?"

"Neden?"

"Çünkü turistler, turistler gittikleri ülkelerin dillerini az çok bilirler değil mi, o yüzden hepsi almanca konuşuyor, anladın mı?"

"Anladım abi ama şey annem beni şimdi doktora götürüyor birşeyler anlattı bazı aletlerden, canım yanar mı?"

"Canın yanmaz korkma"

"Tmm abi kolay gelsin"

Yakın dediği'de hiç yakın değildi.Yarım saat yürümüşdük. Ama gerçekten anlattığı gibi çok güzel biryerdi. Oturduk içecekler içtik mekanın içinde büfe market gibi bişi vardı. Oradan paketli gıdalar aldık. Tabi ortalıkta kimse yoktu ve mekan bize kalmıştı derken kapıdan içeri 15-20 arası adam girdi. Adamlar bizle gelirsiniz yada ölürsünüz dediler ve silahları doğrulttular. Ölmekten iyidir herhalde dedik hepimiz, bizden ne isteyebilirlerdi ki.

24 Saat sonra...

-Yavaş! kardeşim yavaş bee! ( köleyiz sanki hangi devirde yaşıyoruz.)

-Sus ve denileni yap!!

-Hannaaa!! İyimisin?

-İyiyim ya doktor.

-Doktorrr!! Ordamısın?

-Khh.....ahhhhh!!!

Doktorrrr!!!!

Adamlar bizim gibi yaklaşık 300 kadar insanı burda tutuyor ve her türlü zor yada kolay işlerini yaptırıyorlar, diretenlere ise ya işkence ediyorlar yada herkesin önünde farklı şekillerde öldürüyorlardı.Kadınlara tecavüz ediyorlar ve adamlara ise zorlu işler yaptırıyorlar ellerimiz kelepçelerle bağlıydı. Eski bir hapishaneyi kendi karargahları yapmışlardı.Kendi sayıları ise 50 silahlı adam, 1 Bay patron adını verdikleri başı ve 30 kadar serbest hizmetçi vardı. Dediklerine göre 1 ay boyunca en verimli çalışan kişi o ay serbest hizmetçi oluyor,o ay hizmetçilerin en kötü çalışanı ise bir nevi bize verdikleri isimle köle oluyordu. Buradan bu mevkiyle kaçmam imkansızdı.
Zira silahlı adamlar çok sıkı etrafta kol geziyordu. Her sabah kahvaltı yapılıyor ardından yine ellerimiz bağlı şekilde yanımızda bir kaç silahlı adamla şehrin görev yapacağımız yerlerine gönderiliyorduk. Bazılarına sığınaklara baskın yaptırıyorlar. Bazılarına ise hırsızlık, kaçakçılık, yemek yaptırma, ve tabiki en saçma ve zor olanı ise Bay Patron dedikleri kişinin büyük bir heykelini yaptırıyorlar ve çook büyüktü. Zor olan tarafı ise böyle yüksek bir yapı yapılırken asansörler, çekme halatları ve son seviye güvenlik önlemleri alınır. Burda öyle birşey den söz edemem. Ama bir avantajı var gibi buraların
Özel hizmetçi olursam gizlice dışarıdan tüm o 300 insana da minik silahlar verebilirdi. Kelepçelerden kurtulursak bence kazanabilirdik ve bu cehennemden kurtulabilirdik.