3.Bölüm ( Acı Gerçekler )

84 42 163
                                    

Telefon kulübesi bulmak Zorlaşmıştı. Heryer artık o hastalıklı insanlarla dolmuştu.Amsterdam'dan çıkmak üzereyken bir telefon kulübesi daha bulmuşdum. Etrafta hiç hasta göremedim. Zaman bu zamandı kimseye gözükmeden yavaş adımlarlarla kulübeye doğru yaklaşdım.Bir hayalet gibi adeta kapıyı açıp girdim. En ufak ses'e geliyorlardı. Telefonu kulağıma aldım ve tuşladım rakamları fakat amsterdamda'ki bu kulübelerin benim bilmediğim bir özelliği varmış. Karşı taraf telefonu açmazsa yüksek bir ses çıkarıyor ve bipliyordu. Hemen oradan tüymek istedim ama kulübenin etrafını sarmışlardı. Öleceğimden çok emindim. Telefon kulübesinin camı çatlamaya başladı. Elleriyle vuruyorlardı,silahla ateş etmek istemedim çünkü cam kırılacak ve içeri birden dolacaklardı. Sonra bir anda yüzü kanla kaplı bir adam geldi ve oradaki enfekteleri elindeki motorlu testereyle kesti ama adam sarhoş olsa gerek bulunduğum telefon kulübesinede motorlu testereyi çarptırıyordu. Cam dayanamadı ve kırıldı. Parçalar adamın ve benim üstüme dağıldı, adam yere yığıldı bende o sırada testereyi kapattım daha fazla enfekte gelmesin diye, bir parçada bacağıma girmişti. Epey kanıyordu, o sırada adam seslendi ;

-Hey evlat ben yeni enfekte oldum. Şu an aklım başımda ama çok dayanamam motorlu testereyi al ve beni öldür. Daha fazla böyle hasta olmak istemiyorum.

Nedense öylece donup kalmıştım.

-Hey evlat Hey hadisene normal insan olarak öleyim en azından motorlu testereyi ver ben yapıyım.

Adamın kendisini öldürmesini istememiş ve bende adamı öldürmek istemiştim. Sis başladığından beri yeterince ölüm görmüş ve bu adamın ölmesini istemiyordum fakat adam enfekteydi.
Öylece 2 dakika bekledim. Çünkü adamın gözükürde bir yarası veya bir sorunu yoktu.
Etrafa yine enfekteleri toplanmaya başladı. Ses yapmadan kamyonu bindim.
Kamyonu çalıştırdığım gibi etrafını sardılar kaçış için şans bırakmıyorlardı.O sırada aynı adam sen git diye seslendi ve çok yüksek sesle bağırmaya başladı. Adam zaten kamyonun 4-5 metre sağındaydı. Adam bağırdığı sırada hepsi değil ama birkaç enfekte azalmış ve geçmeye şansım oluşmuştu.

Bu adamlar gibi adamlar çok sık rastlanmaz adamın isteğini yapmayıp öldürmediğim halde adam bana yardım etmişti aslında kendinede yardım etmiş ve enfekteler onu parçalamıştı.Bazı şeyler kaderi çok açık değiştiriyor bence eğer adamı öldürseydim enfekteler etrafımı sardığında bağırcak bir adam olmıcaktı ve kaçış şansım olmayacaktı.

Bu yaşadığımdan sonra telefon kulübesi aramaktan vazgeçtim. Başta ailemin yanına gitmek istiyordum fakat berlin büyük bir şehirdi ve annemleri hangi sığınakdalar bilmiyordum. Telefon ile ulaşmak istemiştim fakat yapamadım.Eve dönmeye karar verdim. Sonuçta kararlarımı kendim verebiliyorum . Frankurt'a doğru amansız bir yolculuğun başlıyacağından emindim. Evime gitmeden önce yol üzerinde eşimin cesedini alıcam ve eve götürecem. Evde hazırlıkları yaptıktan sonra da memlekete dönücem. Orada büyük annem ve büyük babam var,bize çok destek olurlar.

Yolculuk başladı amsterdam'dan eşimin cesedinin olduğu yere varmam 1günü almıştı, kamyon hantal ama sağlam gidiyor bana yol boyu sıkıntı çıkarmıyordu. Eşimin cesedini topraktan çıkarırken zaten sadece kemikleri vardı. Kemikleri bir tahta sandığa koymayı tercih ettim kemikleri yerleştirirken kamyonun ön tarafından sesler geliyor fakat önemsiz birşey olduğunu düşündüm. Ama yanılmışım, bir adam benzinimi ön taraftan çekip kaçmış olsa gerek benzin yok ve ön kaput açıktı. Neyse ki kamyonun arkasında yedek benzinim var derken herif oradaki benzin depomada bıçak saplamış ve benzinim hiç kalmamıştı. Şanssızlıklar üst üste gelmiş hiçsizlikte kalmıştım.

"Amma hikaye ama"

"Hikayeyi kesip durma okuyucularım bu bölümü epeydir bekliyor"

"Ne kızıyon dostum lanet olsun"

"Nerde kalmıştık değerli okuyucularım"

Neyseki bu kadar şanssızlığın üzerine yolun karşısında duran telefon kulübesine gittim.bu civarlarda yaşadığını bildiğim arkadaşlarımı cep telefonumdaki rehberden bakarak arardım. Bazısı açmadı bazısı ise başka şehirlerde, başka ülkelerde olduklarını söylediler. Aramadığım son bir kişi kalmıştı. Neden rehberimde hiç bilmiyorum ama almanca aşkım diye kayıtlıydı. Aradım telefonu bir adam açmıştı adama ses vermedim ve birşeyler anlatsın diye 15-20 saniye bekledim. Hızlı, korkmuş, yorgun bir adamdı, yani sesinden öyle anlaşılıyordu.
Adam;

-Aşkım aloo sedef ordamısın. Seni görmeyeli çok oldu biliyorum ama seni özledim, bebeğimiz nasıl o adamdanda ayrıl artık. Az önce bir adamın kamyonundan benzin çektim ve deposunu patlattım yanına gelecek kadar benzinim var,. Neredesin söyle hadi?

Adamın bu dediklerinden sonra bildiğiniz anlamda kafayı sıyırmıştım. Hayatımı bebeğim ve eşime endeksli yaşamışdım ve dedikleri ağır bir şok olmuştu. Eşim beni aldatıyormuş ve bebek benim değildi. Onca göz yaşı döktüğüm ailem dediğim insanın yine şu sözleri aklıma geldi.

-Eğer ben ölürsem kendini çok üzme ben senin hayata yeniden bağlanmanı isterim şahsen yeniden evlen ilerde çocuklarmız olduğunda onlara bak.

Bu lafın ne kadar sahte olduğunu anlamıştım.O adamın canını yakmak istiyordum.telefonu kapattım. Cep telefonumdan eski bir çağrıyı açmış ve o çağrıda sedef neredesin diyordu. Neredesin dediği kısma geldim. Adamı geri aradım. Ve ses kaydını açtım.

-alo sedef oradamısın?

-neredesin?

- Bonn'a gel oradan amsterdam yoluna gir karşına çıkan ilk benzincinin 2-3 km kuzeyinde bir orman kulübesi.

Telefonu hemen kapattım. Bu kadar kolay olacağını sanmamıştım. Konumu öğrenir öğrenmez adamın dediği gibi kuzeye 2km yürüdükten sonra kulübe göz ucuyla görünüyordu. Adamın yüzünü bile görmek bile istemediğim için kulübeye girmeden dışından makinalı ile bir şarjör taradım.
İçerden ağlayan çocuk sesi geliyordu. Eve gittim ve kapıyı açtım içerde ne yazık ki aptallığım yüzünden ölmüş o adam ve bir kadın vardı. Bir de yaralı bir kız çocuğu vardı. Kolu kopmuştu birçok adam öldürdüm ama böyle birşey yaşayamazdım ve kendimi affedemezdim. Silahı çenemin altına yerleştirdim ve intihar edecektim o sırada kız;
- beni vur annemin yanına gönder zaten enfekteydik. Galiba seni tanrı gönderdi, lütfen benide öldür. dedi.
Yapamazdım ona silahı uzattım,o da kendine sıktı ve öldü.

"aahhh hadi ama dostum intihar etmesi gerek göt herif'in"

"kız ölmek istiyordu ama"

"tm neyse hikayeni bölmeyim dostum"

"bölmesen iyi edersin zaten bu bölüm ikinciye bölüyon, evet nerde kalmıştık."

Bu kadar şeyden sonra dayanamadım. Silahı aldım, boynuma dayadım ve sıktım. Gözlerimin önüne beyaz bir ışık süzmesi geliyordu. Son gördüğüm şey boynumdan akan kandı. Galiba öldüm.

Devam edecek...

Mavi SisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin