1.0

7.6K 365 249
                                    


Sabahın köründe çalan zille uyandım.Hemen yanıbaşımda duran saate baktığımda saatin henüz sabahın dokuzu olduğunu gördüm.Söylenerek kalktığımda kapıya doğru ilerledim.

"Ya ananın karnında kaç ay bekledin?Geliyoruz işte!"

Lafımı bitirdiğimde açtığım kapıda Erdinç'i görmeyi beklemiyordum.

"Günaydın beybi, acil akbili almam lazım.Koş Beste koş otobüs kaçacak lan."

"Ya ağzına sıçayım.Sahip çık bundan sonra şu cebine düşmesin bir şey." diyerek akbilini uzattım.

"Emrin olur annecim.Kaçtım ben." deyip eliyle bana öpücük attı ve koşarak merdivenlerden indi.Kapıyı kapattığımda bir patırtı duydum.Muhtemelen yere yapışmıştı salak.Kapıyı açarak seslendim.

"Erdinç iyi misin?"

"İyiyiiiim." dedi ve inmeye devam etti.

Bir kere uykum kaçmıştı.Kendime bir kahve yaptım.Kahveden sonra da bir kase mısır gevreği hazırladım ve televizyon karşısında yedim.Duyduğum bildirim sesiyle telefonumu elime aldım.

Soğuk Nevale : Bugün evde misin?

Siz : Bilmem.

Soğuk Nevale : Bilmem ne demek Beste?

Siz : Şu anlık evdeyim ama belli olmaz demek Görkem.

Soğuk Nevale : Lütfen o anahtarlığa sahip çık.

Soğuk Nevale : Benim için değeri büyük.

Siz : Evdeyim bütün gün.

Siz : Kaybetmem.

Soğuk Nevale : Teşekkür ederim.

(Görüldü)

Aklım son derece karışmış şekildeydi.Ondan bu kadar nefret ederken nasıl böyle bir çekim oluyordu aramızda.Aslında...nefret etmiyordum.Nefret çok güçlü bir duygu.Yakar, yıkar, kül eder.Ayrıca ondan nefret etmemi gerektirecek bir şey yaşamamıştım.Ama aramızda kuvvetli bir çekim olduğu gibi negatif bir elektrikte vardı, bunu inkar edemem.

Saatler geçmiş akşam olmuştu ve Görkem hala gelmemişti.Ben ise mutfakta kendime yemek hazırlıyordum.Domates soslu spagetti!!!Makarnamı haşlayıp suyunu süzdükten sonra tencereme boşalttım.Sosunu ekleyeceğim sırada kapı çaldı.Ocağın altını kısıp kapıya baktığımda gelen Görkem'di.

"Hoş geldin."

Hoş geldin mi?Hoş geldin ne alaka Beste Allah aşkına!

"Hoş buldum.Iı anah-"

"Ocak!"

Bir koşu mutfağa geri dönüp dibi tutmaya başlayan makarnamı ocaktan aldım ve geri kapıya gittim.

"Yemek yapıyordum da bana katılmak ister misin?"

"Yemek yapmana yardım mı edeyim?"

"Hayır yani şey yemekte eşlik etmek istersen diye..."

"Rahatsız etmiyeyim."

"Yok, hayır lütfen çekinme gir."

Şu an kendimde olmamalıydım aksi taktirde Görkem'i yemeğe davet etmiş olmamın başka bir açıklaması olamazdı!
O, bildiği koridordan salona ilerlerken ben, mutfağa yarım kalan makarnamı tamamlamaya gitmiştim.Beynim işlevini kaybetmiş durumdaydı.Biraz düşündükten sonra ne yapacağımı hatırlayıp tencereme yöneldim.Ellerim saçma bir duyguyla titriyordu.Heyecanlanmış olamam değil mi?Derin bir nefes aldım ve makarnama ilerledim ancak tencerenin saplarının ısınacağını düşünmemiştim ve parmaklarımın yanmasına engel olamadım.Acı karşısında küçük bir ses çıkarmıştım.

tesadüf || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin