4. Chapter 1.part- all in all they are in love

911 88 18
                                    

"Bu"dedi omega elindeki tüfeği kaldırıp. "Bir AS50, ingiliz malı, dünyanın en iyi keskin nişancı tüfeklerinden biri. Titanyum alaşımından yapıldığı için iki bin metreye kadar isabet yapabilir. Dediğim gibi çok iyi bir tüfektir ama favorim Barrett M82 kadar iyi değil."

Askerler yeni gelen tüfek ve kılıçlara bakarken Jungkook onlara silahların özellikleri hakkında kısa bir özet geçiyordu. Askerler işlerinde profesyonel oldukları için elbette silahların özelliklerini biliyorlardı fakat komutanlarının araya serpiştirdiği görüşlerini dinlemekten oldukça memnunlardı.

Çoğu asker komutanlarıyla tanıştıkları ilk günki tecrübelerinden dolayı hala omegadan korksalarda o günün üzerinden geçen üç haftada hiçbir problem çıkmamıştı. Komutanlarının da en başta söylediği gibi ona karşı saygısızlık yapmadıkları sürece askerler omegaya istediği gibi danışabiliyor, tavsiye alabiliyor hatta bazen şakalaşabiliyorlardı. Jungkook'un aslında kötü bir adam olmadığını düşünmeye başlamıştı artık birçoğu.

"Komutanım?" dedi Park Hyung Won. Omega askerin sorusunu beklediğini belirten bir şekilde kaşlarını kaldırdı. "Yaklaşık üç gün önce on altıncı bölükte goblin saldırısı olmuş. Komutan Kim Taehyung ve askerleri saldırıyı başarıyla durdurmuş ve sadece iki yaralı asker varmış fakat bir tanesinin durumu gitgide kötüleşmiş , önce o kadar kötü olduğu farkedilmemiş ama asker iç kanama geçiriyormuş. Tüm müdahalelere rağmen asker kurtulamamış."

Jungkook duyduklarında endişelendiğini hissetti. Demek ki sabahtan beri üzerine yapışan bu pişmanlık duygusu Kim Taehyung'un askerini kaybetmesiyle alakalıydı zaten omega bu duygunun kendine ait olmadığını anlamıştı, o hayatında sadece bir kere pişmanlık hissetmişti. "Evet asker devam et." Dedi Jungkook. Belliki daha olayın devamı vardı.

"Komutanım, şu üç haftaya kadar ikinci bölük, on altıncı bölük ve bizim bölüğümüz birer asker kaybettik. Bizim askerimiz ölmesede sonuçta atıldı ve sayımız doksan dokuza düştü. Bu zamana kadar bu kadar hızlı bir kayıp daha önce yaşanmamıştı. Askeri yönetim kurulu bu konuda endişeli. Her an tüm komutanları çağırıp toplantı yapabilirlermiş." Dedi bir çırpıda.

Omega kaşlarını çattı. O askerin ölümünün deltayı üzdüğünü hissedebiliyordu. Delta zaten pişmanlıkla kavruluyordu, üstüne bir de yönetim kurulunun Onun yüzünden Deltanın üzerine gitmesi pek iyi olmazdı çünkü biliyordu ki yönetim kurulunun asıl derdi sadece kendisiydi.

"Asker sen bu bilgileri nasıl öğrendin?"diye sordu aklına takılan soruyu omega. Asker " abim yönetim kurulunda sekreter." Dedi. Jungkook anlamış bir şekilde başını aşağı yukarı sallayarak "Tamamdır, bilgilendirdiğin için saol asker." Dedi. Asker gururlu bir gülümsemeyle komutanına selam verdi. Jungkook bu askeri sevmişti.
******

"Bildiğiniz üzere hiç beklenmedik bir anda beklenmedik bir kayıp verdik. Özür dilerim, siz benim sorumluluğundasınız ve sizi korumak benim görevim. Erken kayıbımız için çok üzgünüm ileride daha iyi bir komutan olacağım." Delta konuşmasını bitirdiğinde askerlerden itiraz sesleri yükseldi.

Bir askerde oldukça yüksek bir sesle "Komutanım, sizin yapabileceğiniz bir şey yoktu."diye karşılık verdi. Delta da biliyordu onun bir suçu olmadığını fakat pişmanlık ve üzüntü hissetmeden edemiyordu. Belki bu onun ilk asker kaybı olduğu için böyleydi.

Delta sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Şu an ona iyi gelebilecek tek şey omegayı görmesiydi, sanki onun güzel yüzünü görse tüm sıkıntıları hafifleyecekti. Zaten üç haftadır göremiyordu onu.

"Komutanım birliğin genel telefonu çalıyor." Bir askerin uyarısıyla daldığı düşüncelerden çıktı Delta. Koşarak duvardaki asılı telefona uzandı ve açtı.

Agaist // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin