Arkadaşlar bir şarkı ekledim medyaya. Şarkı sözleri bölümüne geldiğinizde dinlemenizi tavsiye ederim. Bir de gif koydum. Keyifli okumalar :)))
********************************************
Kendime geldiğimde bir yataktaydım. Planım hüsranla sonuçlanmıştı ve ben hala bu adamın elindeydim. Lanet olsun. Filmlerde kurbanlar kaçamayınca ne gülerdim. Şimdi kaçamayışım evrenin bana 'Sen misin buna gülen. Gör gününü şimdi.' deme şekliydi. Belki rüyadır umuduyla gözlerimi yumdum ve biraz bekledim. Şimdi gözlerimi açacağım ve bunlar koca bir kabus olacak, normal hayatıma devam edeceğim. Gözlerimi açtığımda hiçbir değişiklik yoktu. Yine aynı yerde, aynı zaman dilimindeydim. Çaresizliğimi ve kimsesizliğimi daha çok hissettim o an. Bir ailem olsaydı en azından nerede bu kız deyip polise haber verirlerdi. O da yoktu maalesef. Bağıra bağıra ağlamak istedim ama yapamadım. Gözlerimden birer damla yaş süzüldü sadece. Hayır burada kalıp birinin beni kurtarmasını bekleyemezdim. Her zaman ki gibi tek başıma mücadele edecektim. Bir yolunu bulup çıkacaktım buradan. Bu kararlılıkla gözlerimi sildim ve yatakta doğruldum. Odayı incelemeye başladım. Beyaz bir gardolap, beyaz bir çalışma masası ve beyaz bir yatağı vardı bu şirin odanın. Dolap yatağın tam karşısında olacak şekilde konumlandırılmış, çalışma masası da güneş ışığını arkadan alabilecek şekilde balkonun tam karşısına konmuştu. Tavanda yine beyazın hakim olduğu bir avize vardı. Duvarları da lila rengindeydi bu odanın. İnsan ne zaman bu odaya girse içi açılırdı. Biraz da dışarıya bakmak için yataktan kalktım ve balkonun kapısının önüne ilerledim. Stor perdeyi yukarı çektim. İki katlı bir evdi sanırsam. Güzel bir bahçesi ve havuzu vardı. Böyle bir evde yaşıyorsa baya zengin olmalı bu adam. Balkon kapısı açık mı acaba? Yok canım o kadar aptal olamaz. Bir ümit açıktır diye kolu aşağıya çektim. Maalesef açık değildi. Oflayarak arkamı döndüm ve bağırmama engel olamadım. Yine dünkü gibi kapının pervazına dayanmış beni izliyordu. Elinde bir poşet vardı. Sanırım ağrı kesici vardı içinde. Eczane poşetiydi çünkü.
"Omzun çok ağrıyor mu?" dedi omzuma bakarak.
"Ha-hayır." dedim kekeleyerek.
"Güzel. Bu ilaçları içersen daha rahat atlatırsın ağrıları." diyerek çalışma masasına doğru ilerledi. O ilerledikçe daha çok geri gidiyordum. İlaçları masanın üstüne bıraktı ve bana döndü.
"Gel bir şeyler ye. Sonra ilaçlarını içersin." dedi gözlerimin içine bakarak. Şaka mı bu? Şakaysa gerçekten hiç komik değil. Benim şuan işkence görmem gerekmiyor mu? Ya da bir odada kilitli kalmam gerekmez miydi?Okuduğum kitaplarda, izlediğim filmlerde hep öyle oluyordu. Neden bu adam bana ilaç getiriyor? Neden bana iyi davranıyor? Boş boş suratına bakıyordum. Ne anlam vermeliyim bu davranışlarına bilmiyorum. Artık bir şeyler söylemem gerekiyordu. İçimde tuttukça daha kötü olacaktı. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.
"Şaka mı yapıyorsun?" dedim ifadesiz görünmeye çalışarak
"Nasıl yani?"
"Önce öldürmek istedin, şimdi ise hiçbir şey olmamış gibi bana ilaç getiriyorsun."
"Her şeyi anlatacağım. Biliyorum, korkuyorsun benden. Haklısın da. Benim gibi bir caniyle aynı ortamda bulunmak herkesi ürkütür. Ama şuan bunlar konuşulacak şeyler değil. Kendini biraz daha iyi hissedince konuşacağız."
"Ben seninle konuşmak istemiyorum. Sadece buradan gitmek istiyorum."
Sakinliğimi koruduğuma hala inanamıyorum. Korkuyordum ondan ama nedense gözlerine baktığımda sakinleşiyordum. Acaba kurbanlarına da mı böyle yapıyordu? Belki farklı bir stratejisi vardı bu adamın. Her seri katilin kendisine özgü öldürme şekilleri vardır. Nereden okumuştum bunu bilmiyorum. Uydurmuş da olabilirim.
"Gitmene izin veremem." dedi bir adım daha yaklaşarak.
Artık tutamadım gözyaşlarımı, bağıra bağıra ağlamaya başladım. Yere yığılır gibi çöktüm. Susturamıyordum kendimi. Bana yaklaştığını hissettim. Bir şey diyemedim, daha çok ağlamaya başladım. Yanımda diz çöktü ve sarıldı bana. İttirmeye çalıştıkça daha çok sardı kollarını bedenime. Saçlarımı okşarken bir yandan da "Özür dilerim." diye sayıklıyordu. Ne faydası vardı ki bir özrün? Gözlerimdeki o çaresizliği gördüğü halde beni silahla vuran bir adamın özür dilemesi ne fark ettirecekti?
Yaklaşık 15 dakika öylece kaldık. Ne ben ittim onu, ne de o beni bıraktı. Ağlamam azalmıştı. Saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Biraz toparlandıktan sonra uzaklaştım ondan. Odanın köşesine sinmiş bacaklarımı iyice kendime çekmiştim. Ağlamak iyi gelmişti. En azından biraz daha iyi hissediyordum kendimi. Kriz gibi bir şeydi sanırım ağlamam. Şu iki gündür öyle dolmuştum ki, böyle çıkmıştı dışarı bütün duygularım. Kafamı dizlerime gömmüştüm ama onun bakışlarını üzerimde hissediyordum. Usulca kalktı oturduğu yerden. Adım seslerini duydum önce, sonra kesildi adım sesleri.
"Bir şeye ihtiyacın olursa aşağıdayım." dedi ve çıktı odadan.
Kapının kapanma sesini duyduğumda kaldırdım kafamı. Kapıya odaklanmıştı gözlerim. Zihnim hiç durmadan çalışıyordu. Mesela niye bana sarıldı? Peki, ben neden sakinleştim? Kafam iyice çorba olmuştu. Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum. Bir melodiyle kendime geldim. Ben bu melodiyi biliyorum ama nereden? Ayağa kalktım ve odanın kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda daha net geliyordu melodi. Odadan çıktım ve büyük merdivenden inerek melodinin geldiği yöne doğru ilerledim. Oturma odasının tam yanındaki odadan geliyordu. Odanın kapısını biraz araladım. Bora orgun başına oturmuş bir şeyler çalıyordu. Arkası bana dönüktü. Kapının pervazına dayandım ve sessizce dinlemeye başladım. Bir parçanın giriş bölümünü çalıyordu. Can Gox - Yalnızım Ben. Çok severim bu şarkıyı. Şarkının girişi bittiğinde Bora söylemeye başladı.
Kimi sevsem kırmışım
Dokunsam yıkmışım
Gitmek isterken yerimde saymışım
Kendimden sıkılmış bıkmış usanmışım
Daha yolun başında
Yükümden yorulmuşumYalnızım ben tutun elimden
Yanmışım ben hep yanlışım ben
Yalnızım ben tutun elimden
Nedendir bilmem
Hep yanlışım yanmışım benDolaştığım sokaklar
Can yakar anılar
Yıkık dökük geçmişim
Bitmişim tükenmişim
Kendimden vazgeçtim
Kendimi bitirdim
Erken bir son için hayatı sevmedimYalnızım ben tutun elimden
Yanmışım ben hep yanlışım ben
Yalnızım ben tutun elimden
Nedendir bilmem
Hep yanlışım yanmışım benYalnızım ben tutun elimden
Yanmışım ben hep yanlışım ben
Yalnızım ben tutun elimden
Nedendir bilmem
Hep yanlışım yanmışım benŞarkı bittiğinde elleri orgun üstünde kaldı öylece. Kafasını öne eğdi, biraz öyle bekledi. Beni fark etmeden gitmem gerek. Tam odadan ayrılıyordum ki arkasını döndü. Göz göze geldik. Yine çekemedim bakışlarımı. Ama dünkü gibi soğuk bakmıyordu bana. O soğukkanlı adam yoktu. Çaresiz yalnız bir adam vardı karşımda. Bir cesaret girdim içeri. Yanına yaklaştım. Bu kadar susmak yeterliydi benim için artık bazı şeyleri konuşmak gerekiyordu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şubat Akşamı (ASKIDA)
Mystère / ThrillerSokaktaki ıssızlık içimi ürpertiyordu. Bu ürpertiden kurtulmak istercesine daha da hızlandırdım adımlarımı. Henüz erimemiş olan karlar botlarımın altında ezilirken çıkarttıkları o ses daha garip hissettiriyordu bana. Durmamalıydım. Eğer durursam vaz...