Görünmeyen Tehlike.

110 3 1
                                    

  Tam 6 saattir yolculuk yapıyorduk.Nereye gittiğimize dair en ufak bir fikrimiz yoktu.Kendimize güvenli bir yer arıyorduk en azından bir kaç gün rahatça ve korkmadan uyumamız gerekiyordu ve buna gerçekten ihtiyacımız vardı.Kararlıydık kendimize bir ev bulacaktık.Kamyonetle ilerlerken tenha bir sokağa girdim,evleri incelemeye başladım.Bizimkilere dönerek "Şurada ki eve ne dersiniz?"diye sordum.Ege"Denemeye değer."diyerek alaycı bir tavırla güldü.Bu çocuğu bir türlü anlayamamıştım.Garipti ama iyi biriydi.

  Kızları güvenliklerı için kamyonette bırakmıştık.Berk,Ege ve ben hızlı, temkinli adımlarla eve doğru yaklaşıyorduk.Ev,üç katlı dublex bir evdi.Oldukçe gösterişli ve şıktı.Bütün cephe beyaza boyanmıştı ama alt kattaki bazı bölgeler kırmızıya bulanmıştı.Önde ben vardım.Çok korkuyordum ama belli etmemem gerekirdi.Belki de onlarda korkuyor ve belli etmiyorlardı.Nereden bilecektim?

  Evin ön kapısının bulunduğu bölgeye gelmiştik.Kapıyı açmak için zorladım fakat işe yaramadı çünkü kapı kilitliydi.Bu sefer ise kapıya bir omuz atmamla kapı açıldı.Oldukça gürültü yapmış olmalıydık ki,arkamızda sinsice bize yaklaşan zombiyi görememiştik.Zombiyi haklaması için Berk'e bir bakış attım.Oda anlamış olacak ki cebindeki bıçağı çıkararak o lanet şeye hızlıca yaklaşarak kafasına geçirdi.Eline ve yüzüne kan sıçramıştı ama bu şimdi önemli birşey değildi hatta normal birşeydi.

  Eve girdiğimizde herşey sakin ve sessizdi.Berk ve Ege alt katı kontrol ederken yine en zor görev bana geldi ve üst katları kontrol için merdivenleri çıkmaya başladım.Allah'ım korkudan titriyordum.Gözlerimi bir an için kapadım ve bir anlık da olsa tüm bunların rüya olmasını diledim.Kendimi rahattlattıktan sonra yoluma devam ettim.Üst katlara ulaştığımda neredeyse tüm odalara bakmıştım.İki odam kalmıştı.Diğer ikisinede baktığımda temizdi ve aşağı indim Berk ve Ege beni bekliyordu aşağısıda temizdi.Kızları kamyonetten almaya gittik.Artık kendimize güvenli bir yer bulabilmiştik.Herşey yolunda gibiydi.

  Hepimiz çok mutluyduk.Mutfakta yeterince besinimiz vardı,herkese yetecek kadar odamız vardı ve en önemlisi nasıl olduğunu bilmesekte sıcak suyumuz vardı.İşte şu an tam olarak cennette gibi hissediyordum.Aradan iki-üç saat kadar geçmişti duşumuzu almış ve karnımızı doyurmuştuk.Tüm bunlar rüya gibi gelsede gerçekti ve biz buna inanamıyorduk.Herkes çok yorgundu bu yüzden uyumaya ihtiyacımız vardı.Hepimiz aynı anda uyuyamazdık henüz bu kadar cesareti toplayamamıştık.Gruplar halinde uyuyacaktık ve uyumayan grup nöbet tutacaktı.İlk uyuyan grubumuz Berk,Andaç ve Ege idi.Ben ve Mina ise nöbet tutacaktık. "Aman ne güzel!"diye iç geçirdim.Mina'da bana hak vererek başını salladı.Tam iki saat nöbet tutacaktık.

  İlk bir saati salonda boş boş oturarak geçirmiştik.Benimle hiç konuşmuyordu ama ben onunla konuşmak istiyordum.Ortamın gergin havasını çökertmek için konuşmayı başlattım."Uykun var mı?"diye sordum."Hemde nasıl şuan uyuyabilmek için nelerimi vermezdim tahmin bile edemezssin."diye yanıtladı."Sabret az kaldı.Sonra sıra bize geçeçek."dedim sessezce.O ise cevap vermek yerine başını salladı.

  İki saat dolmuştu ve Mina,Andaç'ı bense Berk ve Ege'yi uyandırmaya gitmiştim.Hiçbiri uyanmak istemiyordu ama uzun uğraşlarımız sonucunda uyanmışlardı.Daha sonra bizde odalarımıza çekilerek uyumaya koyulduk.Tam uykuya dalma sırasındaydım ki aşağıdan bir çığlık sesi duydum.Biraz afallasamda aniden toparlanarak aşağıya doğru koştum.Gördüklerim karşısında ne yapacağımı bilemedim.Andaç ısırılmıştı ve yerde ağlayarak kıvranıyordu.

Arkadaşlar okuduktan sonra oy verip görüşlerinizi belirtmek için yorum yaparsanız sevinirim. :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 26, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ASLA ARKANA BAKMA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin