Kaçış.

66 5 0
                                    

 Beni içeri çeken elin daha kim olduğunu anlayamadan kendimi yerde yatarken buldum.Sanırım yere düşerken kafamı bir yere çarpmış olmalıydım ki uyandığımda başımda  birileri bir şeyler fısıldıyordu.Ben daha neler olduğunu kavrayamadan konuşmama bile izin vermeden kendi aralarında konuşuyorlardı ama oldukça dikkatli ve sessizlerdi.Herkes buradaydı ve kimse ölmemişti en çok buna sevindim.Bende konuşmak istiyordum ama gerçekten başım çok ağrıyordu ve yorgundum bu yüzden sessiz kalmayı tercih ettim,olduğum yerden doğrularak neler olduğunu anlamaya çalıştım.

-Buradan kaçıp gitmeliyiz Mina.Neden inat edip duruyorsun başımıza gelenlere baksana!

-Nereye gideceğiz söylesene!Gidecek bir yerimiz varda ben mi gitmiyorum?Artık yoruldum anlıyor musun?Kaçmaktan yoruldum.

-Berk,Mina lütfen biraz sakin olun.Sağlıklı düşünmemez gerekiyor.Şuan Andaç'ın uyanmasını beklemeliyiz.Azel'de kötü baksanıza kafasını çarptı ,sadece beklemeliyiz.

 Olanlardan hiçbirşey anlamıyordum.Kötü birşeyler olduğu belliydi ama bana anlatmıyorlardı anlatmayı bırak yüzüme bile bakmıyorlardı.Bunların derdi neydi,bişey olmamıştı işte buradan çekip gitmeliydik.Onların beni fark etmesini beklemeyi bırakarak ben konuşmaya başladım.Yoksa başka türlü kafamdaki soruları ve düşünceleri susturumayacaktım.Kendimi zorlayarak:

-Arkadaşlar,neler oluyor?

-Azel lütfen kendini yorma,bİraz dinlen Andaç'da uyansın sana herşeyi anlatacağız.

-Tamam,siz bilirsiniz.

 Çok yorgundum o yüzden inatlaşıp neler olduğunu anlayacak halim yoktu.Oturduğum yerde başımıza gelecekleri bekliyordum.Herkes birden susmuştu.Bu suskunluğu fırsat bilerek bulunduğumuz yeri incelemeye koyuldum.Beyez duvarları olan,bir sürü adını bilmediğim ilaçlarla dolu bir odadaydık.Birde yatak vardı ama üzerinde Andaç yatıyordu.Ne kadar olduğunu bilmesemde bayadır burada olduğumuz belliydi herkes çok sıkılmıştı ve korkuyordu.Birden Ege konuşmaya başlamıştı:

-Arkadaşlar Andaç'ı bekleyemeyiz ona daha ne olduğunu bile bilmiyoruz,buradan çıkmalıyız.

-Haklısın Andaç'ı kucağımıza alırız.Yeterli silahımızda var buradan kurtulmalıyız.

 Artık sabrımın sınır noktasına geldim ve bağırarak:

-Biri bana neler olduğunu anlatmaya başlayabilir mi?Yoksa ben biyere gelmiyorum!

-Bak Azel,bu hastanede bizi öldürmeye çalışan bir grup insan var o yüzden burası o kadar temiz ve senin o merek ettiğin bodrum gibi bir yer varya işte orada zombiler var ve onların üzerinde deneyler yapıyorlar.Şimdide bizi işlerini bozmamamız için öldürmek istiyorlar.

-Anladım,ne duruyoruz hadi gidelim buradan.

  Berk,Andaç'ı kucağına almıştı.Önde Ege ve Mina vardı.Ellerinde silah vardı bu yüzden birazda olsa güvende hissediyorduk.Ben ortadaydım arkamda ise Berk vardı.Oldukça sessiz bir şekilde ilerliyorduk.Arada alt katlardan çığlık sesi geliyordu ve titriyorduk çünkü bu sesler insanlara aitti.Hala yaşayan insan olduğunu öğrenmiştik ama ne yazıkk ki hepsi sıra sıra ölüyordu.Bir sürü kat çıkmıştık ama kimseye rastlamadık.Kimse söylemesede herkes korkuyordu her halimizden belliydi.Çıkışın olduğu kata gelmiştik.Büyük bir mutlulukla kapıya doğru koştum,kapıyı ittim,kulpu çevirdim ama maalesef kapı kilitliydi.

  Sinirden ne yapacağımızı bilmiyorduk buradan gitmemizi istemiyorlardı,burada olmamızıda istemiyorlardı.Peki bu insanlar bizden ne istiyorlardı?

ASLA ARKANA BAKMA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin