4.bölüm

97 11 7
                                    

"Senindi galiba, bugün karmaşada düşürmüssün."

Oğuz'un içi, kulaklarının duydularıyla rahatlaması gereksede bir kaç saniye Batu ve elinde tuttuğu kolyesi arasında takılı kalmıştı.

Kendine geldiğinde Batu'nun elini havada bıraktığını farketti. Batu'ysa herşeyden bağımsız Oğuz'a göre sert olan bakışlarını karşısındaki adamın yarı çıplak olmasından dolayı serbest bırakmıştı.

"Ben de bunu arıyordum sağol" elini kolyesine doğru uzatarak onu Batu'dan kurtardı.

Tam arkasını dönüp açtığı kapıdan tekrar geri dönecekken "senin için önemli galiba, bu kadar telaş yaptığına göre" dediğini duydu.

O fazla konuşmazdı, onun için önemsiz olan kişilerle ve hatta parayla kapısında köpek ettiği adamlarıyla bile.

Oğuz şaşkınlığını ve şüpheciliğini büyük bir ustalıkla saklayarak; kendi hayatının en can alıcı gerçeklerini, birazdan söylemek zorunda kalacağı yalanlarıyla harmanladı ve "önemli, artık yanında olamayacak olan sevdiklerini böyle küçük hatıralara sığdırmaya çalışıyor insan, babamındı.." dedi.

Uzun boylu genç sıkıntıyla gözlerini karşısındaki gözlerden kurtarıp ayaklarına indirdi. " kusura bakma, neyse yemekte görüşürüz"

Cümlesinin ardından merdivenlere doğru ilerlerken arkasında bıraktığı yeşil gözlerin rahatlamış tavrından habersizdi.

...

"Ya bak güzelim" Burak elindeki çatalı masaya bırakarak sevgilisi Duru'ya doğru uzandı.

"Haklısın ama gelmeni istemedim işte, yanlış anlama hemen beni" diye açıklamaya çalışırken masadaki herkes gülerek onları izliyordu.

"Ben de sizden biriyim farkındasın değil mi? Sanki ilk defa olacak birşey gibi beni korumaya çalışman saçma, tek yumruğumla adını unutturduğum günleri çok çabuk unutmuşşun Burak bey" Lale'nin son cümlesiyle Batu bile gülümsemiş,Oğuz'sa ilk defa onu gülerken gördüğü için şaşırmıştı.

Konu bugünkü olan olayların etrafında acı tatlı sohbetler eşliğinde dolanırken Ekin söze girdi ve "bu arada Oğuz adamı komaya sokacakmışsın neredeyse Serdar biraz bahsetti de , maşallahın varmış bunu görmeyi çok isterdim" diyerek her zamanki gür kahkahalarından birini daha serbesr bıraktı.

Oğuz Ekin'in bu söylediklerine kendi gülümsemesiyle eşlik ederken Batu'yla göz göze geldi "Sağlammışsın gerçekten, bu kadarını beklemiyorduk eyvallah" Batu soğuk ama bir o kadar da minnet kokan cümlelerini karşısında oturam adam için kurarken bakışlarınıda ondan kurtaramıyordu.

Oğuz ilgisini önündeki tabağa geri çevirdiğinde ise Batu çalan telefonuna cevap vermek için masadakilere afiyet olsun diyerek bahçe kapısına doğru ilerledi.

...

Yemek masasındaki sakin ortamdan bir anda neredeyse bir tabur dolusu adamla ormanın içerisindeki gergin ortama geçiş yapmalarının sebebi tabiki Batu'nun çalan telefonu olmuştu.

Arabanın farlarıyla aydınlattıkları ormanın içerisinde, kimi ağaçlara kimi ise araçlarına yaslanmış teslimat için gelecek olan adamları bekliyorlardı.

Gelen motor sesiyle birlikte herkes toparlanırken, Oğuz elindeki sigaradan son bir kez daha faydalandı ve izmariti yerle buluşturdu.

Bir kaç küçük selamlaşma faslından sonra kısa süre içerisinde para ve uyuşturucu dolu çantalar el değiştirmişti bile.

Yoğun geçen günün gecesini de atlatıp eve ulaştıklarında Oğuz üzerindeki kıyafetlerini yorgunluğunu da söküp atmak istercesine vücudundan ayırıp, kendisini soğuk yatağına bıraktı. Onun için düşünecek çok detay, yapılması gereken ayrıntılı planlar vardı.

TETİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin