Ben Akel. İsmim uğurlu anlamına geliyormuş. Ben doğunca evimize bereket gelmiş. Hâliyle uğur getirdiğinden, herşeyden çok değer verdiğim babam, ismimin Akel olmasını istemiş.
Umarım ismim yarın ki en önemsediğim sınav; üniversite sınavında da uğur getirir.
18 yaşındayım. Ailemin gelir durumları her ne kadar iyi olmasada orta derecede bir okul bitirdim. Okuldaki birinciliğimle de ailemi gururlandırmayı başardım.
Dersler gittikçe yoğunlaşsa da ben pes etmedim. Durmaksızın çalıştım. Tıp kazanıp güzel bir gelir elde etmek istiyordum.
Başarmak mümkün ama bir o kadar da emek gerektiren bir şeydi.
Yarın için yine çalışmam gerekiyordu. Odama girdim ve çalışma masama geçtim. Test kitaplarımı aldım. Tam ilk soruyu çözecekken, odamın kapısının yavaşça tıklatıldığını fark ettim.
Sevgili annem bana her zamanki gibi özenle hazırladığı meyve tabağını getirmiş olmalıydı. Tahminlerim beni yanıltmamıştı.
Kalkıp kapıya gittim ve meyve tabağını annemden aldım. Annem odama girmemeliydi. Odamdaki birbirine karışmış ve kırılmış bir şekilde kutuda duran makyaj malzemeleri, dolapta birbirine giren elbiseler ve masa üstüne atılmış defterlerimi gördükçe bende bunalıyorum.
Lakin bu sınav süreci beni çok yoruyordu. Yarın ki sınavı atlattıktan sonra herşeyi düzeltecektim.
Kalemimi tekrardan elime aldım ve soruları çözmeye başladım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan hava karardı. Yeterince çalışmıştım. Akşam yemeği için mutfağa geçtim. Annem en sevdiğim yemekleri pişirmişti. Güzelce yemeğimi yiyip saat 23:00 olmadan yatağıma yattım.
Umarım yarın herşey umduğum gibi gider.
Yarın için hem annemin hem de kendi telefonumun alarmını kurmuştum. Eğer ben uyanamazsam annem beni uyandırırdı. Kafamı yastığa koydum ve içimden şunları tekrarladım;
- Sen sınavda başarılı olacaksın ve Tıp kazanacaksın.
Bu işte bayağı kazanç vardı. Kendimin ve ailemin hayatını değiştirebildim.
En çok ta ailem içindi her gün çalışmalar. Onlar bu dünyadan göçüp gitmeden güzel bir hayatın sefasını sürdürebilmek en büyük hayallerim arasındaydı.
Gözlerimi usulca kapatıp pikemi üzerime çektim. Sabah olunca gözümü açmamla geri kapatmam bir oldu. Pencereden süzülen güneş ışıkları tam da gözüme vuruyordu. Absürt sesli alarm henüz çalmamış olmalıydı.
Olamaz! Uykumu iyi almam gerekiyordu. Kendimi bu saate o kadar hazırlamışım ki saat 07:30 da kalkmam gerekirken 06:54 de kalkmışım.
Tekrar uykuya dalmak üzere gözümü yumdum. Birden alarm çaldı ve ürktüm. Sanki 10 saniyeliğine gözümü kapatmış gibiydim.
Ne çabuk 07:30 oldu bu saat? Mutfaktan burnuma çok hoş kokular geliyordu. Annem erkenden kalkıp benim için kahvaltı hazırlıyor olmalıydı.
Üstüme puantiyeli siyah bluzumu ve mavi kot pantolonumu giydim. Şans bilekliğimi de bileğime takıp mutfağa gittim.
Annem harikalar yaratmıştı ve beni sınava aç göndermeye niyeti yoktu. Güzelce kahvaltımı yaptım.
Tam kapıdan çıkacakken kimliğimi unuttuğumu fark ettim. İçeri girip aldım ve yola çıktım.
Otobüs durağında gideceğim okulun hemen önünde duran otobüsü bekliyordum.
Etrafta eşsiz bir koku vardı tanıdık gelen ama çözemediğim bir koku. Herneyse.
Otobüse bindim ve yarım saate orada oldum. Okula girdim ve görevli şahıslara kimliğimi verdim.
Kat numaram ve sıra numaram kontrol edildi.
Sınavın başlamasına daha 20 dk vardı. Yedek kalemlerimi, suyumu ve silgimi masamın üzerine koydum. Sakin olmaya çalışıyordum.
Taa ki o gelene kadar sakin kalabildim. Hayatımın aşkı mıydı? Aşık mı oluyordum? Hem de ilk görüşte... Rüzgârdan hafif oynayan saçları, uzun boyu, ve eşi benzeri olmayan gözleri dikkati üzerine çekiyordu.
Sınıfa girdi ve kimliğini görevlilere verdi. Kolunda ismi yazılı bir bileklik vardı.
Ön sırada oturduğum için rahatça ismini görebildim.
İsmi Kerem'di. Aslı'nın Kerem'i değil, Akel'in Kerem'i olmalıydı.
Gözlerimi bi süre üzerinden alamadım. Sıraya oturana kadar onu izledim.
Benim onu izlediğimi fark edince bana bakıp gülümsedi ve önüne döndü. Gülüşüyle beni kendine daha çok hayran bıraktı.
Sınavın başlamasına sadece birkaç dakika kalmıştı. Sınıfta derin bi sessizlik vardı. Sinek uçsa kanat çırpış sesleri duyulurdu.
Sınav süresi başlamıştı. Kitapçıklar dağıtılarak sınava başlayabileceğimiz söylendi.
Kalbimin ritmi hem sınav için hemde her baktığımda beni savunmasız bırakan opiam için saniyeler aktıkça artıyordu.
Sınava odaklanmam gerekiyordu. Dikkatimi toplayıp sorulara geçtim. Sınav beni çok da zorlamadı. Ne de olsa bu derslerin feriştahıydım.
1. Bölüm sona erdi. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 😇
İnstagram: @ir_em_kya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADERİMDE VARMIŞ
RomanceBenim kulaklarım onun hafif pembe dudaklarının arasından çıkan kelimeleri duymuyordu bile. Gözlerim sürekli onun hafif sakallı ve pürüzsüz zevâhirini süzüyordu. İlk görüşte aşk mıydı bu? Yoksa aşk ilk defa böyle birşey mi görüyordu? İnstagram: @ir_e...