54

2.2K 165 58
                                    

"Gitmek istemiyorum" diye ağladı felix, kollarını chris'in omzuna sarmış ve göz yaşları t-shirtünün ince kumaşını ıslatırken. Bebek gibi hissetti, çok önemsiz bir şeye ağlıyordu, ama utanıyordu ve chris'ten ayrılmaya isteksizdi; chris ellerini sırtında ileri geri hareket ettiriyordu ve bu, gözlerinden daha fazla yaşın kaçmasına neden oluyordu.

"Felix, neden-" chris ona ne diyeceğini bile bilmiyordu. Onu nasıl rahatlatabilirdi ki? Chris sadece iyi olmaya çalışıyırdu, felix'i ilişkisini mahvetmesin diye bırakmıştı ama çocuk şu an onun kollarında ağlar haldeydi. Kahretsin.

"Üzgünüm" diye hıçkırdı. Chris'in her şeyi yerine koyabilmesini umuyordu çünkü ondan gerçekten, gerçekten hoşlanıyordu ve bu, her gün sizden çıplak fotoğraflar isteyen birine olan duygulardan çok daha fazlasıydı.

"Önemli değil, ben sadece, ne diyeceğimi bilmiyorum?" Chris, felix'den ayrıldı, çocuğun suratını avuçları arasına aldı ve göz yaşlarını sildi. Felix'in yüzü kırmızı, dudakları pembemsi ve gözleri şişikti.

Fazla güzeldi.

"Üzgünüm" diye tekrarları felix bir kere daha, tam olarak ne için özür dilediğini bilmiyordu ama yine de diliyordu.

"Önemli değil, sanırım, um" chris durdu, kafa karışıklığıyla başının arkasını kaşıdı. Bu çok tuhaftı "gece kalmak ister misin?" Diye sordu. Felix ona baktı be yüzünde isteksizlik belirtisi aradı.

Felix'in sesi, "yapmak zorunda değilsin..." derken sonlara doğru kısıldı. Gözleri, chris'in hayat dolu gözlerine gidip geliyor, şüphelerini gidermeye çalışıyordu.

"Hey, gitmeni sadece pişman olacağın bir şey yapma diye söyledim, ama eğer rahatsan," chris gülümsedi, gerçekten. Felix'in gitmesini istediğinden değildi. Sadece bunları takip edebilecek dramanın bir parçası olmak istemiyordu.

"Emin misin?" Diye sordu felix bir kere daha. Güvensizdi çünkü chris'in sadece ağladı diye onunla kalmasına izin vermiş olmasınu istemiyordu.

Chris cevap olarak dudaklarını çocuğun yanağına bastırdı ve elini tutup odaya çekti. Son yirmi dakikada olanların düşüncesi felix'in yanaklarının yanmasına sebep olurken, bu muhtemelen kötü bir fikir, burda kalmak, diye düşündü . Her şey fena halde tuhaf hale gelebilirdi ve chris'in rahatsız hissetmesini istemiyordu.

Felix aniden " biliyor musun sanırım gideceğim" diye belirtti. Chris, felix'in getirdiği dondurmayı açmaya çalışıyordu ki ona döndü.

"Ne?" Chris kaşlarını çattı, kaşıkları otel masasına bırakıp felix'i doğru düzgün görebilmek için masanın üzerine eğildi.

"Evet, sadece, annem yakında eve dönecektir, evet, be-ben gitmeliyim" diye kekeledi, kapıya ulaşıncaya kadar geri geri gitti.

Chris ona katılmadan önce seslendi " bekle! Felix bu da ne, sorun nedir?" Konuşmayı bölmek istemeyip felix fazla uzaklaşmadan bileğinden yakaladı.

"Hiçbir şey, ben-" felix'in cümlesi bir defa daha telefonu yüzünden bölündü, aisha'nın ismi ekranda açıkça görünüyordu. Chris bunu fark edip felix'in elini bıraktı, telefonu daha rahat cevaplayabilmesi için bir adım geri gitti.

"Bak, gitmem gerekiyor" felix iç çekip elini perçeminden geçirdi, gözlerini chris'ten kaçırdı.

Chris dudaklarını büzdü "ama neden, kalacağını sanıyordum?

"Kala-kalamam" felix bir kere daha iç çekti. Elleri terliyordu ve telefonun sesi her saniye daha da artıyor gibiydi. Chris'in birsürü soru soracağını düşünüyordu ve felix'in bunlara cevabı yoktu, bu yüzden en kolay kaçışı tercih etti

"aisha bekliyor"

****
Sanırım finali biraz daha erken yapıcam ama yazmayıda hiç bırakmak istemiyorum bilmiyom ya taslaklarda 2 tane fic daha var ama bunu yazmaya alıştım piff

Voye verip yorum yapmayı unutmayın

~ ♥

fuckboy | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin