Bugün çok güzelim, umarım ben de melek olurum.

21 10 0
                                    


Londra'nın kara bulutlarıyla kaplı, yağmurlu bir sonbahar günüydü. Zoe, yüzündeki gülümsemeyle aynaya bakıp saçlarını tararken aklından geçen tek şey mevsimin güzelliğiydi. Oysa önceden hep ilkbaharı bekler, saçına çiçek takacağı günleri iple çekerdi. İnsanların hisleri nasıl da kolayca değişebiliyor değil mi sevgili okur? Değişmezler aslında, sadece büyürler. Yolun başındakiler için güzeldi ilk bahar, Zoe artık son baharını yaşıyordu. Bir sonbahar kadar da yalnızdı. Tarağında kalan kızıl saç tellerini avucuna toplarken ne kadar fazla olduklarına dikkat etti. Daha çok gülümsedi.

''Meğerse ben de yaprak dökermişim'' dedi.

Oturduğu yerden kalktı ve elindeki saç yumağını çöpe attı. Dolabı açıp en güzel elbisesini seçti.
Bugün bir cinayet işleyecekti.

Elbisesini üstüne geçirirken sırtında kalan fermuarı kapatmak için elini arkaya attığında bir özlem doldu içine. Fermuarını hep o çekerdi. Adrien gittiğinden beri elbise de giymemişti çünkü güzel olduğunu ondan duymak isteyip, sadece onun gözünde güzel olmak isterdi Zoe.

Elbise giyerken de birini hatırlamak ne acı vericiymiş, diye geçirdi içinden.

Bir şekilde fermuarını üstten azıcık açık kalacak şekilde kapattı. Çünkü tamamını kapatırsa ona ihanet edeceğini düşündü. Eğer birileri zihninden geçenleri duyabilseydi Zoe'nin deli olduğunu düşünebilirdi fakat aşk zaten bir çeşit delilik değil miydi?
Aynaya son kez baktığında saçlarındaki kırıkları fark etti. Aceleyle bir makas alıp gelişigüzel kesti saçlarını. Keşke her kırıktan kurtulmak bu kadar kolay olsaydı. Keşke kesip atabilseydi içindeki kırıklığı. Ama artık bunu düşünmüyordu. Tek düşündüğü apartmana yayılacak olan ceset kokusuydu.

Ölüler neden kokar bilir misiniz? Ölü yiyen böcekler ve bakterilerin hareketi yüzünden diyor araştırmalar. Zoe'ye göre bu insanın ömrü boyunca taşıdığı, içine attığı kara lekelerin kokusuydu. Mesela bir cenaze kaldırmıştı geçen ay sol yanından, ceseti çiçek kokuyordu. Kara lekeleri yoktu, önüne ilahi bir güç gibi siper alıp korumuş kollamıştı o adamı tüm siyahlardan.

Aklı yine ona mı gidiyordu? Tanrım...

Bugün bir cinayet işleyecekti. Masanın üstünde duran parfümden sıktı kendine. Çok güzel kokmuştu. Aynanın kenarına sıkıştırdığı siyah beyaz fotoğrafa kaydı gözü.

''Annem olsaydım saçlarımı okşar, dizlerime yatırıp severdim kendimi. Ama sen olup buz gibi geçip gideceğim.'' dedi ve parmak ucuyla fotoğraftaki adamın yanağına dokundu. Sağ altta yazan yazıya bakıp burukça gülümsedi.

-20.12.2019' Seni daima seveceğim.-

''YALANCI!'' diye bağırıp fırlattı fotoğrafı Zoe. Yere düşen fotoğrafı tekrar almaya tenezzül etmedi. Bu sefer ayaklar altına alınan kendisi olmadığı için mutluydu. Yeni aldığı topuklu siyah botlarını kutusundan çıkarıp ayaklarına geçirdi. Elbisesine ne kadar güzel yakışmıştı.

Bugün bir cinayet işleyecekti. Yatak odasından çıkıp mutfağa yürüdü. Dolabın kapağını açtı ve ilaç kutularına baktı. İnsanları iyileştirmek için var olan ilaçlar, acıları da iyileştirebilirdi. Ve bir acıyı bastırmanın en kolay yolu daha büyük bir acıydı. Mesela parmağınız acırsa kolunuzu kırmalısınız. Zoe de böyle yapacaktı. Acıyan kalbini durduracaktı. Adrien'in dudakları gibi kokan avucuna doldurabildiği kadar hap doldurdu. Hepsini ağzına atıp, masanın üzerinde duran büyük bardaktaki suyu içti.

Bugün bir cinayet işledi ve son sözlerini dudaklarından döktü.

''Bugün çok güzelim, umarım ben de melek olurum.''

Birden gözlerinden dışardaki yağan yağmura rakip olacak kadar sert yaşlar düşmeye başladı. Ölüsünü sulayıp büyütmek miydi amacı? Bilinmez.

Son yarım saati, düşünceleri beynini kemiriyordu.
Adrien ve Zoe.
Adrien, Zoe.
A ve Z.
Sadece 2 basit harfin arasına bile koca alfabe sığıyordu. O alfabeyle yazılmış milyonlarca kelime, şiir vardı. Adrien'e söylemek isteyip de söyleyemediği tüm cümleler bile bu harflerde saklıydı. Biri başlangıç, diğeri sondu. Yan yana gelince ''az'' oluyorlardı. Sanki ikisi bir aradayken her şeyle yetinebilirlermiş gibi.

Düşünceleri gittikçe bulanıklaşırken gözleri de bu bulantıya eşlik etmişti. Her şey etrafında dönüyordu, tıpkı bir halisünasyon gibi. Nefesleri seyrekleşti, etraf karardı.

Zoe, bugün bir cinayet işledi.

𝑆𝑎𝑑𝑙𝑦 𝐹𝑎𝑙𝑙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin