Yeni bir dünya göreceğiz. Birlikte. El ele.

9 2 5
                                    


 Akşama doğru salonun kenarında duran büyük masa çeşitli kek, pasta ve kurabiyelerle donatılmıştı. Alex, aşağıdan yukarı çıkardığı bir koli içki şişesini dolaba yerleştirirken Jane Luis'in renkli ışıkları duvara asmasını izliyordu. Caitlyn masanın güzel göründüğünden emin olunca ellerini birleştirip hayranlıkla tatlılara baktı. Zoe ise Coco'yu başka bir odaya koyup salona geri dönmüştü. Hala masayı izlemekte olan Caitlyn'in yanında durup el çırptı.

''Harika görünüyor!'' dedi heyecanla. Kurabiyelerden birini almak için yeltendiğinde Caitlyn yavaşça onun eline vurarak durdurdu.

''Hayır, düzeni bozma.'' dedi.

Zoe ellerini birleştirip trip atar gibi sırtını döndü.

''Partiyi benim için düzenliyorsunuz sanmıştım.''

Caitlyn, Zoe'nin arkasından sarıldı.

''Tabii ki senin için hazırladık. Fakat... Tina da gelecekmiş. O sürtük harika bir masa hazırladığımı görünce sinirden kuduracak.'' 

Zoe gözlerini kocaman açıp Caitlyn'e döndü. 

''Tina mı?'' dedi, bakışları arkadaki Jane'e kayarken. ''Onu kim davet etti?'' 

Caitlyn bakışlarıyla Alex'i işaret etti. 

''Alex gibi harika bir insanın öyle bir kız kardeşi olması beni çok üzüyor. Ailesi Alex'i yaparken gösterdiği özeni Tina'yı yaparken de gösterseymiş keşke.'' dedi göz devirerek. Sitem edercesine sözlerine devam etti. ''Alex'e Tina'nın Luis'te gözü olduğunu söyledim ama buna inanmıyor. Aksine dalga bile geçiyor!'' 
Yüzünü düşünür gibi bir ifadeye bürüdü.
''Aslında düşündüm de... Alex o kadar da harika biri değilmiş.'' dedi.

Zoe, Caitlyn'in omzunu sıvazlayıp Jane'e kötü haberi vermek için ışıkların olduğu tarafa yürüdü.

''Jane, ne yapıyorsun?'' 

''Luis'e yardım ediyorum Zoe.''

Zoe, Jane'i baştan aşağı süzdü. İyice yanına sokulup fısıldadı.

''Ona sadece bakarak nasıl bir yardımda bulunduğunu merak ettim.''

Jane alaycı bir ifadeyle Zoe'ye baktı.

''Göz kulak oluyorum işte.''

Zoe derin bir nefes çekip başını iki yana salladı. 

''Bu akşam Tina da geliyormuş.''

Zoe'nin cümlesiyle Jane'in tüm enerjisi yerle bir olmuştu. Tina oldukça kadınsı, vücut hatları güzel bir kızdı. Luis ile yaşları daha yakındı ve her zaman Luis'le ilgileniyordu. Geçen sene oturdukları mahallede sevgili olduklarına dair bir dedikodu bile çıkmıştı. 

''Tina eğlenceli kızdır!'' dedi Luis elindeki ışığın sonuncusunu takarken. Ardından kendisini izleyen iki kızın yanına geldi. 

''Mutlu oldun.'' dedi Jane donuk bir sesle.

''Üzgün mü olmalıydım?'' diye cevap verdi Luis şaşkınlıkla.

Jane, hızlıca Luis'in yanından uzaklaşınca Zoe de Luis'e yapmacık bi gülüş atıp uzaklaştı. 

   Akşam 20:00 

Jane, Zoe ile yan yana otururken yan koltukta Tina, Alex ve Caitlyn oturuyordu. 

''Biliyor musunuz? Haftaya semtimize kocaman bir gece kulübü açılıyor. Şehrimizin en gözde kulübü olacak diyorlar. Açılışa özel tüm içecekler indirimli. Kesinlikle gideceğim.'' Tina bir an sustu ve düşünür bir ifadeye bürünüp konuşmaya devam etti. ''Hem, yeni aldığım siyah elbiseyi giyecek bahanem olur.''

Alex, Tina'ya göz devirdi. ''Soyunmak için bahane arayanı gördüm de giyinmek için bahane arayan da ilk defa görüyorum. Salak mısın Tina?''

Jane, Alex'in soktuğu lafı beğenmese de sokulan kişi Tina olduğu için abartı bir kahkaha attı. Tüm gözler Jane'e kayınca Zoe onu durdurmak adına yavaşça kolunu dürttü. Caitlyn bunun üstüne odağı dağıtmak için lafa girdi.

''Ya canım sevgilim o kadar haklısın ki! Daha haklı biri yok bu dünyada. Ağzına sağlık minik kaplumbağam! Oyy, ağzını öpeyim senin. Hakikaten öpeyim mi biraz? Dudaklara bak dolgun dolgun.'' 

Caitlyn kendini kaybetmiş şekilde Alex'e yaklaşırken Luis öksürdü ve Caitlyn'i durdurdu. 

''Öhm, şey.. Alex, biz de gider miyiz açılışa?''

Alex başıyla onay verince Jane de heyecanla Zoe'e döndü.

''Öhm, şey.. Zoe, biz de gider miyiz açılışa?'' 

''Yalnız şekerim...'' diye lafa daldı Tina gıcık bir sesle. ''Orası gece kulübü, lunapark değil. Yanında kimliğin bulunsun da kapıdan çevirmesinler çocuk diye.'' cümlesini bitirip kahkaha attı. Alex hariç kimse bu kahkahaya katılmamıştı. 

''Komik mi bu?'' diye sordu Zoe ciddi bir tavırla.

Alex gülmeyi bırakıp yüzünü ciddileştirdi. 

''Komik değil miydi?'' diye fısıldadı Caitlyn'e.

Zoe konuşmasına devam etti. ''Gece kulübüne evcil hayvanları götürmek de yasak ama sen gidecekmişsin.'' 

Jane ve Caitlyn kahkaha atmıştı fakat Alex hala ciddi ifadeydi. 

''Çok ayıp Zoe.'' dedi Alex. Jane ve Caitlyn susmuştu. Caitlyn dudaklarını birbirine bastırıp son gücüyle Alex'in beline çimdik atınca Alex irkilmiş ve tekrar konuşmuştu. ''Ayıp Zoe, evcil hayvan diyorsun. Tina evcil değil ki!'' dedi ve kahkaha attı. Jane ve Caitlyn de tekrar kahkaha atmıştı. 

''Ya çok komik benim aşkım. Ne kadar da komik ve dolgun dudaklı ya yiyeceğim şimdi!'' diye tekrar yükseldi Caitlyn. 

''O zaman beraber toplanıp gidiyoruz kulübe.'' dedi Luis konuyu normalleştirmek adına.

''Uf bu çocuk kurt gibi. Sürüsüz hareket edemiyor herhalde.'' dedi Zoe Jane'in kulağına.

Jane hayranlık dolu bakışlarını Luis'ten çekmeden cevap verdi.

''Evet, kurt gibi. Hırr.'' 

Zoe kaşlarını çatıp Jane'i tekrar dürttü. Gözleriyle Caitlyn'i işaret etti.

''Bak bir yüksek libidoyla zor uğraşıyorum bir de sen çıkma başıma.'' dedi.

Jane de ayıp bir şey duymuş gibi ağzını şaşkınlıkla açıp kollarını birbirine bağlayarak arkasına yaslandı. Zoe, onun bu haline gülümseyip Luis'e döndü.

''Evet, beraber gidiyoruz.'' 

Cümlesini bitirince ayağa kalktı.

''Ben biraz dinlenmek istiyorum müsaadenizle.''

Caitlyn Zoe'nin ardından ayağa kalktı ve arkadaşının kolunu tuttu.

''Hayır Zoe, senin için buradayız.''

Zoe, yorgun gözlerini Caitlyn'in gözleriyle birleştirdi.

''Üzgünüm, gerçekten.. Biraz günlük yazıp uyumak istiyorum.'' 

Caitlyn'in ellerinden kolunu kurtardıktan sonra çantasına uzandı fakat günlüğünün kendi evinde kaldığını hatırladı. 

''Ah, olamaz. Evime gitmeliyiz. Günlüğüm orada kaldı. Bilirsiniz asla aksatmam yazmayı. Lütfen, günlüğümü istiyorum.''

Zoe'nin endişeli şekilde günlüğünü sorması herkesi ürkütmüştü. Caitlyn ve Jane onun bu konuda hassas olduğunu biliyorlardı fakat o eve gitmesini istemiyorlardı. En azından bir süre uzak durmalıydı.

''Alex ve ben alıp geliriz, sakin ol.'' dedi Caitlyn. 

Zoe bunu başını hızlıca sağa sola sallayarak reddetti. 

''Ben, ben almalıyım.''

Tina, Zoe'nin bu kadar hassas olmasını saçma bulmuştu ve bu düşüncesini kahkaha atarak gösterdi. Jane öfke dolu bakışlarını Tina'ya çevirip tüm kinini kusmak için yakaladığı anın tadını çıkarmak için derin bir nefes aldı.

''Kes gülmeyi! Burada komik bir şey yok. Zoe'inin ne hissettiğini, nasıl rahatladığını sen anlayamazsın. Sen herhangi bir insanın nasıl hissettiğini anlayamıyorsun ki zaten. Zavallının tekisin. Zavallısın!''

Zoe de dahil herkes Jane'in bu nefret kusuşunu donarak izlemişti. Tina kısa süreli bir sessizliğin ardından kaşlarını çattı. Jane'in üzerine yavaş adımlarla yürürken konuştu.

''Haha! ilk defa bu kadar cesur davrandığın için nasıl da şaşırdık hepimiz. İlk seferin olduğu için seni sadece tebrik ederin Jane fakat bu cüretkar tavrını kime karşı yapacağını iyi bilmelisin. Ben senin arkadaşlarına benzemem.''

Alex ortaya atılıp Tina'nın koluna girdi. 

''Sevgili kardeşim sadece şaka yapıyor. Değil mi Tina? Şaka yaptığını söyle onlara.'' 

Tina, şeytani bir gülüş takındı ve abisini onaylamak için kısık ve alay edici bir ses tonuyla konuştu.

''Evet abiciğim, sadece şakaydı. Jane'i küçük kız kardeşim gibi gördüğümden uğraşmak istedim.''

Alex durumu düzelttiğini sanıp gülümseyerek Jane'e dönmüştü.

''Gördün mü Jane? Sinirlenmene gerek yok.''

Jane, Tina'nın kendisini küçük bir kız gibi görmesinden nefret ediyordu. Özellikle de sevdiği adamın yanında böyle bir muamele görmek gerçekten üzücüydü. Ona diyecek çok şeyi vardı fakat olayı uzatırsa suçlu duruma düşeceğini de biliyordu. Bakışlarını yavaşça Luis'e çevirdiğinde Luis'in Tina'ya bakan gözleriyle karşılaşmıştı. Başını eğdi. Ne bekliyordu ki? Tina gerçekten güzel bir kızdı. 

''Beraber gidelim Zoe.'' dedi.

Caitlyn ve Zoe şaşkınca arkadaşlarına bakmışlardı. Çünkü o Luis'in olduğu yerden ayrılmamak için türlü bahaneler uyduran biriydi. Şimdi, kendi evinden uzaklaşıyordu. Bir terslik olduğunu anlamışlardı. 

''Ev benim kontrolümde.'' dedi Caitlyn ve iki arkadaşını yolcu etti.

Dışarı çıktıklarında Caitlyn'in arabasına bindiler. Zoe, hastaneden yeni çıktığı için sürücü koltuğuna Jane geçmişti fakat arabanın kapısını kapattığı gibi alnını direksiyona dayayıp ağlamaya başlamıştı. Zoe bir şey demeden Jane'in hıçkırıklarını dinledi. Bilirdi böyle durumlarda insanın en çok ihtiyaç duyduğu şeyin özgürce hissettiğini boşaltmak olduğunu. 

''Zoe, nasıl dayanıyorsun?'' dedi hıçkırıklarının arasından konuşmaya çalışarak. ''Sevilmeyen taraf olmaya nasıl dayanıyorsun?'' 

Kızıl saçlı genç kız, bu kadar can yakıcı bir soru beklemiyordu. Elleriyle dağılmış saçlarını düzeltti.

''Dayanabilseydim, o ilaçlara elim gitmezdi.'' gözünden akan bir damla yaşı elinin tersiyle hızlıca sildi. ''Ama ne öğrendim biliyor musun? Ben o öldürücü ilaçlara bile dayanırmışım. Ölümden döndüğüm hastaneden çıkarken bile gülebilirmişim. Çünkü siz varmışsınız yanımda. Üçümüzün dokunduğu yer güzelleşirmiş. Duygularımızı bilmeyen, anlamayan, kırıp döken adamların bir önemi yokmuş çünkü zaten onun kaşıkla vereceği sevgiyi kepçeyle yolumuza döken dostlarımız varmış.'' 

Jane'in ıslak gözlerini elleriyle narince sildi.

''Gözyaşı dökmek bir işe yaramazmış ama yine de arada bir ağlamak gerekirmiş.''

Jane, Zoe'ye sımsıkı sarılarak karşılık vermişti. 

''Bir daha kendine bir şey yapma lütfen. Bir yük daha taşıtma bana.''

Zoe gözlerini kapatıp sarılmaya devam etti.

''Söz, her zaman beraberiz. Her zaman birlikte olacağız.''


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝑆𝑎𝑑𝑙𝑦 𝐹𝑎𝑙𝑙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin