Bölüm 47: "Anı kalacak koku."

2.2K 159 180
                                    

Yorumlarınız beni o kadar heveslendiriyor ki anlatamam. Bilen bilir sınır geçilmesine rağmen günlerce bölüm atmadığım, atamadığım olmuştur. Ama yazdıklarınızla resmen gaza geliyorum! Böyle devam edelim, kitabımızı hak ettiği yerlere taşıyalım! ❤️

SINIR 55 VOTE 155 YORUM

.....

Yatakta yatmak için yer açmamı bekleyen Devrim'e sırıtarak orta parmağımı kaldırdım.

"Devo, bebeğim annenin evindeyiz. Sabah bizi aynı yatakta bulacaklarsa o yer yatağının ne kıymeti kaldı?"

Oflayarak yerinde kıpırdandı.

"Annem son derece saygılı bir kadındır, iki genç aşığın odasına pat diye girmez."

Pozisyonumu değiştirmeden çift kişilik yatakta çapraz yatmaya devam ettim. Sabırla beni bekliyordu. Aniden üzerindeki kazağı kafasından çekip çıkartınca kocaman olmuş gözlerimle onu izledim.

"Burada mı?"

Kısa bir kahkaha attı.

"Çok fesatsın Ferda. Üstümü değiştireceğim."

Bakışlarımı tavana çevirip sırıttım. Devrim'in onca yıl baktığı tavanla bakışmak hoşuma gitmişti. Tavanın köşesindeki ayak izini görünce kendimi tutamayıp kahkaha attım.

"Ne oldu?"

Kendimi durdurunca cevapladım

"Neden her tavanda meşhur bir ayak izi var?"

Elini çenesine koyup bir kaç saniye düşünüyormuş gibi yaptı.

"Çünkü ayak fetişi olan diş perileri para bırakmak için odana girince, ayak izini de armağan etmeyi ihmal etmezler."

"Ha?"

Suratımdaki ifadeyi sırıtarak izledi.

"Öyle işte. Ben de sana benzemeye başladım."

Ona kıyamayıp yatakta yer açtım.

"Sen direkt ben olmuşsun be adam!"

Yanıma uzanınca kolunu başımın altından geçirdi. Kafamı göğsüne yaslayıp tavanı izlemeye devam ettim. Herhalde Devrim'le böyle yatarken tavanı izleyecek tek kadın da ben olurdum. Kaşlarımı çattım. Başka olmasındı zaten.

"Seninle uzun bir yatak konuşması yapmak isterdim ama göz kapaklarım birleşmek için an kolluyor."

Gözlerimi yukarı doğru çevirip ona baktım.

"Yatak konuşması dediğin pis olur sevgilim, sen bir şekilde romantikleşiyorsun."

Kaşları çatılırken yüzümü inceledi.

"Bu kötü bir şey mi?"

Sırıttım.

"Hayır, hayır değil."

Tutuşu sıkılaştı.

"Sorun yok o zaman."

Göğsünde yaslı olduğunu unuttuğum kafamı aşağı yukarı salladım. Kafam çenesine sertçe çarpınca telaşla ona baktım. Ağzını hafifçe açmış tek eliyle çenesini tutuyordu.

"Çok acıdı mı?"

Çenesini sağa sola hareket ettirip mırıldandı.

"Sen de baya taş kafaymışsın be kızım!"

Elimi çenesine götürüp hafifçe ovdum.

"Çok mu sert vurdum acaba. İçinden bir Hüsnü Çoban fırladı senin."

Psikolojik Numara |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin