𝐌𝐚𝐝 𝐋𝐨𝐯𝐞 § 𝐘𝐮𝐧𝐆𝐢 ✔︎

¬Dance With Me

Kalbime zararsın köpek...

¬¬¬¬¬

"Sizi dinliyorum." HwanWong önünde oturan üç bedene dik bakışlarını gönderdi. Onun bakışları gerçekten gülmüyordu ve bakışları bıçak olsa üçü de yüzlerce kez bıçaklanacağını hissetmişti. Tabi sevgilisi hakkındaki gerçeği bilmek istemesi normaldi.

"Neyi duymak istiyorsun Hwan?" Hong ciddi olmaya çalışarak dirseğini masaya yaslayıp biraz yaklaştı. "Mingi ve Yunho arasında benim bilmediğim ne var?"

Wooyoung gözlerini etrafta gezdirmek istese de yapmıyordu. Böyle yaparsa yalan söylediğini anlardı. "Mingi ve Yunho bizim gibi çok sıkı arkadaşlardı. Ben nasıl Mingi ile uyuyorsam o da uyuyordu. Nesini merak ettin bunun?"

Bu nedenle konuşmaları HongJoong'un yapması en mantıklısıydı. San ise sevgilisinin yanında oturarak başını onun boyun girintisine soktu. Wooyoung gibi ağzından bir şey kaçırabilirdi.

"Başka bir şey var... Öyle hissediyorum ve bunu başka birisinden değil sizden öğrenmek istiyorum. Mingi hatırlamıyor dediniz ona güveniyorum ama siz hatırlıyorsunuz. Mingi de bunu sonradan öğrenirse size kırılacak bunu biliyorsunuz." HwanWong'un konuşması ile üçlü hafifçe doğrulup birbirlerine baktılar.

" Bir şey yok HwanWong. Olsa biz sana yeri gelince anlatırız." HwanWong inanmayan bakışlarını önündekilere gönderip kafasını salladı. O sırada San, Yunho'ya yanlarına gelmesini ve acil olduğunu mesaj atmıştı.

"Hey gençler nasılsınız?" birkaç dakika sonra yanlarına Yunho telaşlı halini belli etmemek için derin nefes alarak gelmişti. "Yunho? İyidir..." HwanWong şaşırsa da gelene cevap verdi. "SeongHwa Hyung ve JongHo sonunda beni saldılar. Size bir şey söyleyeceğim."

"Ne oldu Hwa ne yaptı?" Hong daha onlara aralarında geçen konuşmayı anlatmamıştı tabi sorması hepsini şaşırtmıştı. "Yani seni mi sıktı?" hemen U dönüşü yapmıştı.

"İki gündür aklımda dans kursuna tekrar yazılmak vardı. Bugün size onu söyleyecektim Hwa Hyung bana asla seni göndermeyeceğini söyledi?" Yunho yarın ağız sırıttığı zaman tüm gözler rahatsızca kıpırdanan bedene dönmüştü." Sen mi söylersin ben mi?"

"Of... Dün Mingi'nin annesinin yanına giderken yanıma geldi beraber gittik orayı anlatmıştım polisi falan Hwa halletti. Sonra beni çekti her şeyi anlattı falan..." Yanakları kızarmaya başladığı zaman hepsi sırıtmıştı. "Nasıl yani?"

"Flört olmuşlar yani. HongJoong Hyun öpmesine izin vermemiş." Wooyoung gülmeye başladığı zaman Joong kafasını masaya yaslamıştı. "Tamam salın Hyungumu." San kollarını Joong'un bedenine sarıp onlara bakınca herkes gülümsemişti.

"Ya işte şöyle... Bizim dans kursu var ya? Ravn orada eğitmenliğe yükselmiş. Beni aradı ve gelmemizi söyledi ben de size sorayım dedim. Hwan sen de gelir misin?" Yunho yanındaki telefonu ile uğraşan bedene döndü. "Ha? Şey... Neden olmasın rahatsız olmayacaksanız..."

"Ne rahatsızlığı lafı olmaz. Ben arıyorum o zaman." Yunho telefonunu çıkardığı zaman masaya resmen atlayan Mingi ile şokla sıçramıştı. Sıçradığı için havaya fırlayan telefonunu Mingi hızla tutmuştu. "Hop kaptım. Napıyorsunuz?"

"Minnie, Yunho dans kursuna çağırdı gidebilir miyim?" Hwan önüne oturan bedenin elini tuttu ve gülümseyerek sordu. "Elbette gidebilirsin Hwan bana sormana gerek yok sadece haber versen yeterli." Mingi onun saçlarını okşayınca kafa sallamıştı.

O an Yunho'nun aklına gelen eski anlılar ile telefonuna bakarken dalmıştı. Mingi onu sürekli soruştururdu ve bir şey yapmak için sevimlilik yaparak izin alırdı. Bunun iki seçeneği vardı. Ya Hwan'ı gerçekten sevmiyordu ya da ona deli gibi güveniyordu. İlk seçenek daha yakın hissettirdiği için gülümsemeye başlamıştı. "Yunho?" Mingi'nin seslenişi ile gülümseyerek ona döndü. "Efendim?"