Melike bana bakıyor ben ona bakıyordum. Donakalmıştık, karşımızda gördüğümüz bu dört çocuk gerçek olamazdı. Kader bu kadar cömert davranmazdı bize. "G-gitmeliyiz! Yanlarına gidelim!"
Melike fısıldarken bağırmıştı. Farkındaydım, şu an hiçbir şey yapmazsak hayatımızın şansını göz göre göre bırakmış olurduk. Eminim iki saniye sonra pişman olacaktık ama o an bunu düşünmemiştim. Tek düşüncem ne kadar güzel ve gerçek olduklarıydı. "Emir!"
Yaptığım şeyle hemen Melike'nin koluna yapıştım. "Ulu orta feels geçirmek yok. Ben seni tutacağım sen de beni. Rezil olamayız şu an." Melike'nin dediğiyle kafamı salladım. Çünkü şu an kolunu sıkmasaydım bayılır kalırdım.
"Bize bakıyorlar!" Melike gözlerini devirdi ve kolumu çok daha fazla sıktı.
"Çünkü bağırdın salak!" Kaşlarımı çattım.
"Bağırmasaydım da gitselerdi değil mi? En azından baktılar demek ki adı gerçekten Emir."
Melike yüzündeki o şaşkın ifade ile bize doğru gelen hayallerimizin kahramanlarına bakıyordu. "Sıçtık."
Kulağına eğildim ve fısıldayarak "Sakin ol Emir'i fethedersek herkesi ederiz." dedim. Kafasını sallayarak beni onayladı. Aklındakini anlayabiliyordum. Emir'i mest etme programı aktif!
"Adımı nereden biliyorsunuz?" Deniz'in yanında durmuş Emir bize kaşları çatık bakıyordu. Bize öyle bakma çocuk, sen ponçik minnoş çocuğun tekisin. Bu kaşlar hiç yakışmadı sana.
"Biz hepinizin ismini biliyoruz. Sen Burak, sen Can." Melike söze girdiğinde kalbim fırlayacak gibi atıyordu. Deniz şu an tam karşımdaydı. Bakın tekrar ediyorum tam karşımda, hayallerimdekinden bile güzel bir şekilde.
"Ve Deniz." Fark etmeden söylediğim şeyle Melike koluma tırnaklarını geçirdi. Ufak bir çığlık attım. "Ağzının suyu aktı resmen, toparlan!" Kulağıma fısıldadı.
"Adlarımızı nereden biliyorsunuz?" Deniz kaşlarını çatmış bize bakıyordu. Gamzelerini göstersene be adam! Melike ile tek yaptığımız kolumuzu sıkıp birbirimize şimdi sıçtık bakışı atmaktı.
"Bardan mı tanıyorsunuz?" Burak konuştuğunda Melike ile aynı anda nefesimizi verdik.
"Tabii ki oradan tanıyoruz."
"Evet, evet oradan. Bardan."
Ucuz yırtmıştık. Burak sonunda bir işe yaradın oğlum.
"Ama biz çoğu kişiyi tanırız oradan, size hiç rastlamamıştım." Burak... Söylediğim her şeyi geri alıyorum senden gerizekalı çocuk seni. "Tabii herkesi tanırsın! Dişi sinekle bile flörtleştiği için arkadaş." Melike'nin kolunu bu sefer ben sıkmıştım. Haklıydı ama duyarlarsa hiç hoş olmazdı.
"Bir şey mi dediniz?" Can konuştuğunda yine donma evresine girivermiştik ki arkadan bir ses duyuldu.
"Aaaa bunlar sizin kitap k-" Yusuf'a aynı anda dirsek geçirdiğimizde o klasik çığlığını attı. "Şu an hiç sırası değil Yusuf."
"Sen git bavulları al. Hadi canım." Melike Yusuf'un sırtına sertçe vurarak söyledi.
"Ama-" Gözlerimizle "Git artık!" dediğimizde oflayarak uzaklaştı. Yusuf uzaklaştığında en masum gülümsemelerimizden birini yaptık. Bu ailemizde bile işe yarardı yani kesinlikle şirindik. Emir'in dudağını bükerek bize bakması da kanıtıydı.
"En son bir şey demiştiniz. Arkadaşınız gelmeden önce." Can özellikle arkadaşınız kısmına vurgu yapınca Melike'nin kulağına "Kıskandı." dedim. O da "Asi maymun." dediğinde gülmemek için çok çabalamam gerekmişti.