"Ne?" Emir elinde mikrofon olduğunu unutup fısıldamıştı ama pek fısıldama gibi çıkmamıştı tabii. Bagetlerimin yere düşme sesiyle irkildim ve girdiğim transtan çıkarak tekrar etrafa baktım. Herkes hala tezahürat yapıyordu. Yerde oturan Yusuf bile bir elini kaldırıp indirerek destek oluyordu. Emir ve Deniz bir anda bize döndüler. Burak ve Can'da aynı şekilde şaşkınlıkla kalabalığa ve bize bakıyorlardı.
Deniz bize soru soruyormuşçasına baktı. Burak hızla kafasını salladığında ben de bir kere başımı salladım. Deniz sahneye dönerken son kez Emir'e baktı. Yüzüne o mükemmel gülümsemesini yerleştirdi, gamzeleri en derin halinde ortaya çıkmıştı. "O zaman bir daha!"
Histerik bir şekilde güldüğümde hala inanamıyordum. Dudaklarımı gülmekten alıkoyamıyordum. Gruptaki herkes için de geçerliydi bu. Melike heyecan ve şaşkınlıkla bize bakıyordu. "1 2 3 4!" Deniz saydığında Burak ile tekrar çalmaya başladık. Birbirimize bakarak sırıtıyorduk. Deniz şarkıyı söylemeye başladığında gülmekten sesi titriyordu. Şarkının yarısında Emir de gülünce o da kıkırdamıştı. Bir an olsun bagetleri elimden düşürecekken son anda tuttum ve bu bir hareket yapmışım gibi gözükmeme sebep olmuştu. Emir şarkının ikinci kısmını söylerken önce benim yanıma geldi gülümsedi ve Burak ile Can'ın arasına girdi. Biz soloyu yapmaya başladığımızda o ikisinin ortasında zıplayarak dans ediyordu. Deniz de bizim tarafımıza dönmüştü ve onun yüzünde de silemediği gülüş vardı. Küçük boşlukta Emir hemen Deniz'in yanına koştu. Şarkıyı daha çok bağırarak söylediler. Çıldırarak. O an Burak ve Can yine sırt sırta son soloyu yapıyorlardı. Son notayı vurduk ve herkes nefes nefese kalmış bir şekilde seyirciye döndü. Ben kaza gelip bagetlerimi yukarı fırlatmıştım. Yakaladığımda elimde çevirdim. Kalabalık başta sessiz olsa da sonra bir anda patladılar. Çığlıklar, ıslıklar yükselirken ağlıyordum. Herkes gülüyordu. Emir şaşkınlık ve sevinçle ağzını kapamış bir şekilde kalabalığa bakıyordu.
Burak gitarını kenara bıraktı ve sahneden aşağıya atladı. Seyirciler Burak'ı bir anda içlerine almışlardı. Emir sinirle Burak'ın kalabalıkta kaybolan bedenine baktı. Can gülerken ben de dayanamayıp gülmeye başlamıştım. Yusuf'un ayaklandığını fark ettiğimde bagetlerden birini bacağına doğru fırlattım. Neredeyse Melike'ye denk geliyordu ama kenara kaymıştı ve Yusuf'un bacağına gelmişti baget. Yere yığılırken Can gülme krizine girmişti. Deniz de gülmemeye çalışıyordu ama kendini tutamamıştı.
Konser -konser denebilirdi bence bu kalabalıktan sonra- bittiği için sahneden aşağıya iniyorduk. Melike'nin yanına ilerlediğimde bana gözlerini büyüterek bakıyordu. "Mükemmeldiniz!" Anında bana sarıldığında gülerek ben de sarıldım. "Başardık!"
"Alıştın bir günde he." Gözlerimi devirdim ama hala sarıldığımız için o bunu görmemişti. Beni iterek kendinden ayırıp kalabalığa bakan -büyük ihtimal Burak'ı arayan- Emir'i çekti kendine. Emir ne olduğunu fark etmese de bir süre sonra o da sarıldı. "Ne güzel söyledin öyle sen ya!" Emir'i omuzlarından tutarak kendinden ayırdı. "Oy şunun tipine bak." Yüzünü sıkıp onu da bıraktı. Deniz'e döndüğünde Deniz ona kaşlarını kaldırarak bakmıştı. Ona sarılmak için bir adım atmıştı ama sonra geri çekildi, sonrasında ise vazgeçip ona da sarıldı. Sarılmayı daha kısa tutup ayrıldı ve işaret parmağıyla Deniz'i işaret ederek. "Sen, wow sen baya iyiydin." Dedi. Deniz gülerek "Teşekkür ederim Melike." dediğinde ölüyordum. Melike yana doğru düşmeye başladığımı fark ettiğinde beni öbür tarafa doğru itip düzeltti. Melike Can'a bir şey dememişti. Onu Can'ı göstererek dürttüm. Bana kaşlarını çatmıştı ama onu daha çok dürttüm. Gözlerini devirip Can'a döndü. "Sen de iyiydin Can." Gülmemek için dudaklarımı ısırmıştım. Can 'Teşekkürler' anlamında kafasını sallamıştı.
Melike bana Can'ı gösterip 'İnanamıyorum' bakışı atmıştı. Ona başımı salladım ve kolumu omzuna atıp kendime çektim. "Bu ilk defa oldu." Dedi Emir.