Gamora, önündeki çocuğun göz hizasına gelmek için diz çöktü. "Nasılsın bakalım," dedi sesine yapabildiği kadarıyla şefkat ekleyerek.
"İyiyim," diye kısa yanıt veren çocuk yüzüne oranla kocaman olan gözleriyle yeşil tenli kadına baktı. "Size bir hediye vermek istiyorum efendim," dedi çocuk.
Böyle bir şey beklememişti kesinlikle kadın. "Hediye mi?" diyerek şaşırsa da çocuğun karşısında garip mimikler sergilememeye özen gösterdi. "Heyecanlandım sen böyle deyince," deyip gülümsedi.
Çocuk, kapalı elini kadına doğru uzattı. Kadın avucunu açınca Gamora hafif ve yuvarlak bir şey hissetti elinde. Çocuk elini çektikten sonra avucuna baktı. Bir düğmeydi bu.
Daha kadın sormadan çocuk açıkladı. "Annemin dua kitabını buldum ve şans getirecek duayı okudum, annemin yaptığı gibi. Bunu üzerinizde taşırsanız tanrı size şans tanıyacaktır," dedi çocuk.
Gamora, dünyadaki inanç sistemiyle yetişmekte olan bu çocuğun hediyesini, bir uzaylı olarak terslemedi. Gülümsedi ve düğmeyi tutmakta olan elini kalbine doğru yaklaştırdı. "Çok düşünceli davranmışsın, teşekkür ederim."
"Siz de çok düşüncelisiniz," dedi çocuk. "Bugün babamı kurtardınız madenlerde."
Adamın üzerine doğru yuvarlanan kayayı durduğu an kadının zihninde parlayıp söndü. "Yapmam gerekeni yaptım evlat."
Bulundukları koridorun ilerisinden bir kadın sesi yükseldi. "Aaron! Buraya gel çabuk."
Annesinin dediğine karşı çıkması mümkün olmayan çocuk, Gamora'ya hızlı bir "Teşekkürler," deyip annesinin yanına doğru koştu. Çocuk koşarken önüne baktığı için görmese de Gamora, kadına baktığı için gördü. Pis kıyafetlerinin ve kirli saçının arasında kalan suratın ona karşı olan öfkeli bakışını. Yıllardır bu düzende yaşasalar bile, birçok insan Gamora'yı sevmiyor ve dışlıyordu.
İnsan türünün yok olabilme tehlikesi vardı ama Gamora'yı yine de kendilerinden görmüyorlardı. Thor'u gördükleri halde... Gamora, düğmeyi tutan elinin tersiyle ağzını kapadı. Geçmişi düşündü, bu felaket yaşanmadan önceki zamanı. Babasını öldürdüğü o zamanı aklına getirdi. Çılgın titan Thanos'un son sözleri kafasının içinde yankılandı.
"Zamanı gelecek ve tüm yaptıklarımın nedenini anladığınızda, karşınızdaki tehlikeyi durduramadığınız o anda yanınızda olmadığım için kendinize kızacaksınız. Özellikle sen, Gamora."
***
Sky'ı tuvalete götürme işini Clint üstlenmişti. Sky'ın otobüs camından gördüğü arabaya götürmüştü onu Clint ve Sky'ı arabanın içine koymuştu. Arabanın sahibinin toprakta kalan cesedinin tüm hücreleri çoktan buz olmuş olduğundan, Sky'ın tuvaletini araba içine yapmasının bir önemi olmayacağını düşündü Clint.
Kızın işi bittikten sonra Sky'ı giydirdi ve arabadan çıkardı. "Normalde arabalar ulaşım içindir, kimse tuvalet için kullanmazdı," diye açıklama ihtiyacı hissetti.
Otobüse geri döndüklerinde, Bucky ufak bir ısıtıcı düzeni kurmuştu. Bir kabloyla birbirine bağlı iki parçaydı cihaz. Bir parçayı otobüsün dış cephesine yapıştırmıştı, diğer ise otobüsün ortasında duruyordu. Dışarıda durmaksızın esen rüzgarın enerjisi, otobüse yapışmış cihaz tarafından elektriğe dönüştürülüyor ve kablo ile otobüsün ortasındaki ısıtıcıya aktarılıyordu.
Yuvarlak, beyaz bir levha gibi cihaz da ısındıkça turunç bir renk alarak çevreye ısı saçıyordu. Çok efektif bir ısınma yöntemi olmasa da ellerinde başka bir çare yoktu. Sky'ı Clint'in elinden Steve aldı ve sarışın kızı ısıtıcının yakınına yerleştirdi. Herkes cihazın etrafında bir halka oluşturdu ve koltuksuz otobüsün ortasındaki ısıtıcının etrafına kurulmuş oldular.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığların Çığlıkları || Marvel
FanfictionYaşanan bir felaketin yarattığı bulutlar nedeniyle güneş ile dünyanın arasına bulutlardan bir perde çekilmişti. Yaşanan ve yaşanamayan bu soğuk kıyamette, insanlar tünellere kaçmak zorunda kalmıştı. Yıllar boyu kurtuluş için bir çare arayamayacak k...