Gamora, yanında kare bulmaca çözen Sif'i izliyordu ki, koridordan olağandışı bir sesin geldiğini fark etti. Hemen kapıya gidip odanın kapısını açtı ve koridora çıktı. Kadının önünden bir şey hızla geçti. Daha birkaç saniye olmadan o şey bu sefer ters yöne doğru geçti. Gamora, hızın yarattığı rüzgarı kurumuş saç köklerinde hissetti.
Üçüncü bir defa daha geçecekti ki Gamora ayağını uzattı ve o hızlı şey kadının ayağına takıldı. Yerde yuvarlandı ama koşusu kadar hızla geri toparlanıp Gamora'nın önüne geldi. Yavaşlayıp kadının önünde durunca vücudu görünür olan adam, karşısında duran yeşil tenli kadın ile bakıştı.
"Pietro?" dedi kadın şaşkınlıkla.
"Wanda nerede?"
"Sen nasıl..."
"Wanda'nın yerini söyle," dedi Pietro telaşla.
Gamora ona odanın yerini tarif etti. Tarif ettikten sonra Sif'e dönüp, "Endişelenme, bir sorun yok," deyip kapıyı kapattı ve Pietro'nun koştuğu yöne doğru kendisinin ulaşabileceği en yüksek hızla koşmaya koyuldu.
Pietro odaya o kadar hızlı girmişti ki, Wanda'ya yemek getirmek için odadan çıkmış olan Peter, o an kapıyı görüyor olmasına rağmen içeriye hızla birinin girdiğini fark etmemişti. Örümcek hisleri de tetiklenmemişti. Çünkü Peter fark edemese de örümcek hisleri biliyordu ki, Pietro, Wanda için bir tehdit değildi.
Odaya doğru koşan Gamora'yı gördü Peter. Gamora odaya telaşla girince Peter da acele etti, çorbanın birazını yere döktü. Kadınla beraber odaya girdi. Beraber odaya girmiş oldular ve Wanda'nın omzunu dürten Pietro'ya beraber tanık olmuş oldular.
Peter şaşırsa da adamın adını söylemedi. Gamora'ya baktı. Kadın da ona baktı ve sonrasında ikisi beraber geri Pietro'ya baktı.
"Wanda, Wanda," diyerek kadını dürtüyordu genç adam. Ancak kadın bir tepki vermiyordu. Pietro, Wanda'nın isme tepki vermediğini fark edince kadına başka bir şekilde seslenmeyi denedi.
"Çanlar çalıyor kanlar alıyor istediklerini..."
Wanda arkasına döndü, Pietro'ya baktı. "Çan... çanlar... çok yandı çanlar." Konuşurken dişleri birbirine takırdıyordu kadının. Peter bunun üşümeden dolayı olacağını sanmıyordu, Pietro'yu hatırlamaya çalışmanın zihninde yarattığı o karmaşa, kadını korkutmuş olmalıydı. Wanda'nın aklındaki kaos hakkında bir rehber sayılmazdı Peter, ancak diğerlerine kıyasla daha gerçekçi tahminlerde bulunabilirdi.
Kadın sözünü devam ettirdi. "Kanlar akıyor'çanlar kaçıyor'canlar yanıyor'tanlar ağarmıyor." Bazı kelimeleri birleşikmiş gibi hızla söyleyip sonrasında kekeliyormuşçasına yavaşlıyordu, bir türlü gidemeyen bir araba gibi. Peter'a göre bu, Wanda'nın iletişim kurmada yaşadığı problemler sıralamasında yeni bir türdü.
"Ah, Wanda," dedi Pietro. Kendi yüzünü kadının omzuna gömdü. Ağlayıp ağlamadığı anlaşılmıyordu, herhangi bir ses gelmiyordu.
Rhodes kapıyı açtı. Gördüğü manzaraya karşın hem Peter'a hem de Gamora'ya baktı. Üçü beraber sessizce izlediler var olan durumu.
Wanda ürker gibi bir anilikle o ismi söyledi sonrasında.
"Vision!"
***
Pietro, ekipteki herkesi gitmeleri gereken yere teker teker götürmüştü. Çok hızlı olduğundan beş defa gidip gelmesi çok da uzun sürmemişti. Ekipteki herkes, olağanüstü soğuk bir havada, etraflarında herhangi bir koruyucu olmadan olağanüstü bir hıza ulaşarak seyahat ettiğinden hayatlarının en korkunç soğuğunu hissetmişti ama hedeflerine çok önce varmış olduklarından, hepsi için bedeline değmiş olan bir yolculuk olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çığların Çığlıkları || Marvel
FanficYaşanan bir felaketin yarattığı bulutlar nedeniyle güneş ile dünyanın arasına bulutlardan bir perde çekilmişti. Yaşanan ve yaşanamayan bu soğuk kıyamette, insanlar tünellere kaçmak zorunda kalmıştı. Yıllar boyu kurtuluş için bir çare arayamayacak k...