Gizli Hayran ~Dowoo~

2

Arabasını evinin önüne park edip yandaki kutuyu aldı ve evine ilerledi. Kutuyu odasına çıkardı ve yatağının altına attı. En uç köşeye itti ki gelen kimse görmesin diye. Çöpe atsa yanlış anlaşılacaktı veya ortalıkta bıraksa yanlış anlaşılacaktı.

Ne yapacağına sonra karar vermek için saklamayı tercih etmişti.

Artık tamamen rahattı. Anın mutluluğu ile duşa girdi. İşinin bitmesine yakın kapı alacaklı gelmiş gibi çalınmaya başladı. Artık kapının kırılacağını anladığında suyu kapattı ve bornozunu giyip kapıya gitti.

Kapıda kurye vardı. Saçından damlayan damlaları havlu ile silmeye çalışırken kaşları çatılı bir şekilde kuryeye baktı.

Şapkasından dolayı yüzü gözükmüyordu.

"Kim Jungwoo mu?"

"Evet?"

"Bu size geldi."

Elindeki kutuyu ona uzattı.

"Şurayı imzalamanız gerekiyor."

Elindeki kağıdı uzattı. Kutunun üzerinde imzalayıp kağıdı ve kalemi geri verdi. Kapıyı ayağı ile kapattı.

Kutuyu koltuğa bıraktı ve mutfaktan bıçak alıp geri döndü. Bantları kesip içini açtı. Kutunun içi üzerindeki gül yaprakları yüzünden gözükmüyordu. Gülleri itince içinde bir sürü göz bandı olduğunu gördü.

Eline alıp incelediğinde de en alttaki kondom ve kayganlaştırıcıları fark etti. Anın şokuyla çığlık atıp elindekileri yere fırlattı.

Bu sefer not yazmamış gibi gözüküyordu. Emin olmak için kutuyu ters çevirip koltuğa düşürdü eşyaları. Ve tahmin ettiği gibi en altta yine bir not vardı. Kağıdı ucundan tutup aldı.

Bir an masum bir şey sandın değil mi? Yanıldın çünkü en müstehcen hayallerimi seninle dolduruyorum.

Bunları beraber ileride kullanacağımıza yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Sadece izle ve gör.

Seni seviyorum güzellik.

Bu cidden her kimse sapığın önde gideniydi. Bornozla durduğu için de kendini garip hissetmişti bir yandan da. Gidip evin tüm perdelerini kapattı. Adresini bile biliyorsa ne yapacağı belli olmazdı.

Odasına gidip üzerini giyindi. Okulda sürekli pantolon ile gezdikten sonra eşofman giyince çok rahatlamıştı.

Salondaki eşyaları toparladı. Göz bantlarını kullanabileceği için onu yatağının yanındaki komidine koymuştu. Diğer saçma ve şüpheli şeyleri de diğer oyuncakların yanına yollamıştı.

Salona geri döndüğünde notun hala orada olduğunu fark etti.

"Peki neden el yazısına bakmıyorum?"

Ama girdiği bütün sınıflara teker teker bakamazdı herhalde. 1 kişi için 100 kişinin el yazısına bakmak çok saçmaydı. Her sınıf 30 kişi felandı.

12-C sınıfının olmadığını zaten biliyordu. Donghyuck ve diğerlerinin dediğine göre beraber bahçede yakar top oynuyorlardı. Geriye 11-D, 12-A, 12-B sınıfları kalıyordu.

Madem sekse çok meraklı bir çocuktu o zaman üreme konusuna 11lerde ve 12lerin bir sınıfında hızlıca girebilirdi. Konular bitince çokça zamanı olacağı için yaya yaya ilerliyordu ama böyle yapmaktan da zarar gelmezdi. E tabi anlatırken de konuları detaylı işleyecekti. Muhtemelen kendini belli ederdi.

Odasına gidip kağıdı masasının altındaki dolaba koydu.

Çantasından bilgisayarını çıkartıp çocuklara bir sonraki günler için ödev hazırlamaya başladı.