e i g h t

56 5 7
                                    

Kütüphane çok dolu değildi, Dowoon için gitme zamanı gelmişti. Kimseyle konuşmak istemiyordu fakat eğer orada bir kaç kişi olsaydı, orada birkaç kişi vardı ve o diğerlerinin arasına karışmamıştı.
Artı olarak öğle yemeği zamanıydı yani...*

Oturmak için bir masa buldu ve telefonunu çıkartıp mesaj yazmaya başladı.



Sana bunu uzun zamandır söylemek istiyordum. Sadece doğru zamanı bulamamıştım. İlk olarak|

Uzun zamandır sana bunu söylemek istiyordum. Ama doğru zamanı bulamamıştım. Wonpil, sevgili wonpil|

"Ne sikim düşünüyorum ben??"

"Ne yazıyorsun?" Dowoon hızlıca telefonunu masanının üstüne bıraktı başını yukarı çevirdiğinde wonpil'in omuzlarının üstünden ona baktığını gçrdü.

"H-Hiçbirşey"

"Emin misin? Parmaklarını gördüm."

"Ben...uh.umm...Önemli bir şey değildi hyungie." Wonpil bir süre ona baktıktan sonra göz kamaştıran bir gülümseme bıraktı.

"Tamamdır.  Younghyun senin burada olabileceğini söyledi."

İspiyoncu

"Oh, haha...Buraya sadece şey için..." Dowoon uygun bir bahane bulabilmek için etrafına baktı ve gözü orada bulunan tek eşyalara, kitaplara takıldı.

"Araştırma için?"

"Ooo araştırma konusu ne?"

Aferin sana dowoon

"Sen neyi araştırıyordun?"

"U-um ben..."

"Awww bugün çok fazla kekeliyorsun. Her şey yolunda mı Dowoonie?" Dowoon'un kulakları kırmızıya döndü, ve o kıpkırmızı kulaklar wonpilin kahkahasını iştti.

"Gerçekten bir şeyi araştırmıyorsun değil mi?"

"Hayır hyung."

"O zaman neden kütüphanedesin? Her şey yolunda mı?"

"Hayır Pili Hyung.. Buraya sadece odaklanmak için gelmiştim."

"Neye odaklanman gerekiyor?"

zamanı değil

ZAMANI DEĞİL

"Uuuh..."

"Telefonda uğraştığın şeye mi odaklanmaya çalışıyordun?"

"Evet..."

"Onun ne olduğunu bana söylebilir misin?"

ŞİMDİ ZAMANI DEĞİL-

"Uh...evet..."

Bu defa cidden sıçtım dowoon. Tebrikler

Dowoon yavaşça telefonunu tekrar eline aldı ve az önce metini yazmaya uğraştığı notlar kısmına girdi. Fakat her şey silinmişti.

"Oh, hepsi silinmiş..."

"Oh"

DOWOONA 1 PUAN

"Önemli değil. Bana ne olduğunu söyleyebilirsin."

Boşversene. Dowoon 0 wonpil,1

"Um..."

"Ne olduğunu hatırlıyor musun?"

"Evet...Ugh. Sanırım sana söylemem gerekiyor."

"Yaaaay!" Dowoon derin bir nefes aldı ve kendini hayatını değiştirecek sözleri söylemek için hazırladı; ya arkadaşlığı sonuna kadar bozulacaktı ya da daha fazlasına sahip olacaktı.

"Wonpil hyung, ben um... uzun süredir sana bunu söylemek istiyordum..."

"Oh?"

"Ve ben, sadece doğru zamanı bulamadım...Söylemek istediğim şey... Ben cidden, cidden, cidden senden-" o sözünü bitiremeden derse giriş zili çaldı. Dowoon içten içe zamanlamaya şükür ediyordu.

Zil sayesinde kurtulmuştu.

"Tamamdır. Okuldan sonra görüşürüz Woonie. Görüşürüz~"

"Görüşürüz hyung" Dowoon kütüphaneden ayrılmakta tereddüt etmedi. Aslında söylemek için hazır değildi fakat konuşmaya başladığında üzerinden uzun süredir taşıdğı ağır bir yükün kalkmaya başladığını hissetmişti. Ama şimdi, o yük tekrardan omuzlarına düşmüştü ve onu birkez daha taşımak zorundaydı

---------

* Paragraf İngilizcede böyleydi. Türkçeye çevirince çok garip oldu sphepshspsjs kısaca dowoon öğle yemeği saatinde kütüphanede

Friend Zoned Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin