AY

9 3 1
                                    

Ay yoruldu da tırmanırken göğe
Lambası sönük sokağın kaldırımına oturdu
Çöp tenekelerinin içinde bir kedi yavrusu
Vicdanlı başlara açlığını duyurdu
Soluk benzli bir ihtiyar kadın araladı kapıyı
Kediyi kapısına buyurdu
Okşadı nasırlı elleriyle uzun uzun,
Karnını doyurdu

Ay'ın önünden geçiverdi bir serseri
Bir evin içinden gelen çocuk sesleri
Belli ki içinde bir sızıya dokundu
Yaslandı duvarına evin,
Gözlerinden düşenlerde seceresi okundu
Ay gizledi yüzünü, ışığını kıstı
Görse ev sahibi azarlardı, kovulurdu

Ilık bir rüzgar esti,
Açık pencerelerde perdeler sallandı
Giyindi bulutlar siyah ceketlerini,
Ağaçlarda yaprak sallandı
Devrildi kadeh kadeh üstüne,
Rüştüne kavuştu acı, allandı
Sulandı kadehlerde sızılar,
Ağızlarda zıkkım ballandı

Ay yorulmuştu, yığılmıştı sokağa
Toprağa düşen suları yakamazdı
Sular pişip de yakamoz olmadan
Berrak suların koyuna akamazdı
Çürümüş vuslatlara karıştı yağmur
Bu halleriyle iblis bile ellerini yıkamazdı

Saatler geceyi soydu da
Ay kımıldamadı yerinden
Göz kapaklarında ağırlaştı yaşam
Soluyamadı bir daha derinden
Kara ceketli bulutlar dadandı yurduna
Yıldızları çalındı bahçesinden

Karardıkça karardı gökyüzü,
Yavru kedi ürktü
Çığlık çığlığa kaçtı da
Çanağındaki sütü döktü
Soluk benzine soluk yetiremedi ihtiyar,
Kendisi düştü yere, canı yanan göktü
Yavru kediyi kucakladı serseri
İhtiyar kadının başucuna derin bir acıyla çöktü

Anıl Çelik

GÖKYÜZÜNDE TOPRAK KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin