"Chenle üstüme kusuyor!"
-
Her şeyin hızlıca üzerinden geçmek gerekirse bildiğiniz gibi Chenle'nun Jisung'un üzerine kusması gibi trajik bir olay yaşamıştık.Uyku sersemi olduğum için ne olduğunu anlayamamıştım. Fakat otobüstekiler bakmak dışında bir şey yapmayınca Jeno'yu yanımdan tam anlamıyla itip Chenle'nun olduğu yere doğru gitmiş, elimden geldiğince ona yardım etmeye çalışmıştım.
İlk önce yanında neredeyse ağlamak üzerinde olan Jisung'ı otobüsün koridoruna çekmiş, sonrasında ise hiçbir şey olmamış gibi Chenle'nun yanına oturmuştum.
Saçlarını yüzünden çekip çenesini tutmuş ve yukarı bakmasını sağlamıştım.
Etrafımdakilere dönüp ıslak mendil isteyeceğim sırada Mark elindeki paketi gözüme sokacak gibi hareket etmişti. Son anda geri çekilip başka bir trajikomik olaydan kurtulmamızı sağlamıştım.Başımda kalabalık yapmamaları güzel bir şeydi çünkü Chenle zar zor nefes oluyordu. Daha önce hiç bu hâlde olduğunu görmemiştim. Her zaman cam kenarında oturduğu için böyle bir sorun yaşamamıştık. O da daha önce bize yolculuklarda böyle bir sıkıntı çektiğini söylememişti.
Chenle'nun yüzünü ve ellerini güzelce temizlediğimde bana yorgun yorgun bakıyordu.
"Üzgünüm, hyung. Ben hallederim."
Elimdeki çöpleri almaya çalışınca onun eline yavaşça vurmuştum. Mahçup hissediyor olabilirdi ancak daha önemli olan şey onun iyi olup olmamasıydı.
"Koç!"
Jeno'nun gür sesini duyduğumda hâlâ Chenle ile ilgileniyordum. İşlerimi tamamen hallettikten sonra ona dönebilmiştim.
"Otobüsü durdurabilir miyiz? Hava alması gereken biri var."
Bunu benim söylemem gerekiyordu ancak Chenle'yu bulunduğu kurtarmak ile uğraşırken tamamen aklımdan çıkmıştı.
"Adım Chenle bu arada."
"İki-üç dakika sonra zaten mola vermemiz gereken yere varacağız. Biraz daha dayanabilir misin Chenle?"
"Evet, sıkıntı değil."
Chenle olduğu yerden kalkmaya yeltendiğinde ben de eski yerime dönmüştüm. Jeno elimdeki çöpleri bir poşete koymama yardım etmişti.
Tekrar diğerlerini dönüp ne durumda olduklarını kontrol ettiğimde Haechan'ın bu kadar kargaşa içerisinde hâlâ uyuyor olmasına şaşırmıştım. Yorgun olduğunu anlamak zor değildi. Büyük ihtimalle gece geç saatlere kadar oyun oynamış, ardından da bizim yanımıza gelmişti.
"Jisung, sen nasılsın?"
Johnny hyung yanında ayakta duran Jisung'a bakarken sormuştu. Kabul etmek gerekirse hiç iyi durmuyordu. Beti benzi atmıştı aniden.
"Sorun yok, iyiyim."
Altındaki eşofman kirlenmişti ve birkaç dakika bu hâlde kalması gerektiğini düşününce ona istemesem de üzülmüştüm.
"Kusura bakma, Jisung."
Chenle ondan beklenmedik bir şekilde Jisung'dan özür dilediğinde herkes sessizleşmişti. Sadece onları izliyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mess = volleyball players | nct dream
FanfictionAncak şu an Gangnam Lisesi'yle olan anılarımızı hatırladığımda, keşke bu uyarıyı dikkate alsaydık diyorum. Çünkü cidden, hayatımızı boylu boyunca değiştiren olaylar yaşamıştık.