5

32 1 0
                                    

Ashley odasında ki ağlama krizlerinden sonra aşağıya inmiş ve ikimize de sıkıca sarılıp "Çici çeviyoyum." demişti. "Bizde seni seviyoruz küçük tavşan."  dediğim de yanağımda kocaman bir öpücük hissetmiştim. Ashley tam odasına kaçacaktı ki onu çevik bir hareket ile yakalayıp kucağıma aldım. "Artık bazı şeyleri öğrenme zamanın geldi küçük hanım."  "Ne öyenme camanım geydi anne?" "Artık okumayı ve yazmayı öğrenmenin zamanı geldi." "Ama anne ben onlayı öyenmek içtemiyoyum kiii."  dediğinde "Tatlım eğer okuma yazma bilmezsen sana alacağım bilgisayarda ders çalışamazsın."  dediğim de Axel karşı çıkmıştı "Sarah sana henüz erken demiştim ."  "Axel en sonunda bir bilgisayar almamız gerekecek bunu biliyorsun neden şimdi almayalım?" dediğimde Axel'ı susturmuştum. "Anne teçekküy edeyim ama caten çice yeteyince yük oyuyoyum."  dedi Ashley.  "Ashley öncelikle şunu öğren sen bize asla yük olmazsın. ikincisi Tabii ki bir bilgisayarın olacak. Ve itiraz kabul etmiyorum.Şimdi ikiniz de üstünüzü değiştiriyorsunuz ve Ashley'e bilgisayar almaya gidiyoruz." dedim ve üstümü değiştirmeye gittim.  Ashley ve Axel'ın üst kata geldiklerini duymuştum. Üstüme siyah bir sweat ve bir kot giymiştim. Ve Ashley'yi giydirmek için odasına gittiğimde Ashley ağladığını gördüm. "Ne oldu küçük tavşanım niye ağlıyorsun?"  "Çadece çicin gibi biy aile buyduğum için ağyıyodum."  "Bunun için ağlaman değil gülmen gerekiyor çünkü sen bizim küçük tavşanımızsın."  demiştim. Ashley gözyaşlarını silip yanıma geldi ve dolabından tavşanlı kot ve tavşanlı bir sweat aldı ve elime tutuşturdu. "Bunlayı giymek içtiyoyum." üstünü giydirip baktığımda "Ashley şu an seni ısırmak istiyorum."  dedim. "Anne bak çeninye aynı oydum." dedi Ashley büyük bir heyecanla. "Hadi küçük tavşan düş önüme." dedim ve odadan çıkmasını bekledim. Ashley'i yolda kucağıma aldım ve aşağı indim. Ben Ashley'e tavşan sesi çıkartan ayakkabılarını giydirirken Axel aşağıya gelmiş ve kendi ayakkabılarını giyip arabaya gitmişti.  "Anne Coton'u da ayçak mı?" diye sordu Ashley.  "Tatlım geçen sefer onu dışarı çıkardığımız da az kalsın kaçıyordu bu seferlik evde kalsın olur mu?"  "Tamam anne bu çefey evde kayçın o çaman." dedi ve kollarını bana uzattı.  Onu kucağıma aldım ve  arabaya yürüdüm. "Anne bu çefey noymay otuyabilimiyim?"  "Eğer araba koltuğunda oturmazsan polisler sana kızarlar." "Tamam ayaba koytuğumda otuyucam." dediğinde yanağına bir öpücük kondurdum ve ön koltuğa geçtim. Axel ise arabayı çalıştırıp avm'ye gittik. Avm'ye vardığımız da ortalıkta bir kaos'un hakim olduğunu görmüştük.  Hızla Ashley'e döndüğümde "Anne koykuyoyum."  "Tamam Ashley korkma şimdi baban seni eve götürecek."  dedim ve arabadan inerek kaos'un ortasına koştum.  Kaos'un kaynağına baktığım da Owlman'i gördüm.  Axel tam arabayı çalıştıracakken owlman arabanın sesini duydu ve ben daha insan kalabalığını geçemeden arabaya bir el bombası attı.  Ben kalabalığı yararak giderken "Sana kızını kurtarmakta iyi şanslar tabii kurtarabilirsen." dedi Owlman ve gitti. Bende hızlıca arabaya doğru koşmaya başladım. Ben arabaya koşarken Ashley bana bakıyordu. "Sakin ol küçük tavşanım geliyorum." dediğimde arabaya varmıştım. Arabanın kapısını açmaya çalıştığım da sıkışmış olduğunu gördüm. "Küçük tavşanım babanın yanına geç." dediğim de "Hayıy gitmiçem."  diye cevap vermişti. Ben daha arka camı kıramadan bomba tam Ashley'nin olduğu koltuğun altına gelmiş olacak ki büyük bir gürültü ile patladı o patlama ile beraber bende geriye savrulmuştum. Ben kendime gelene kadar araba yanmaya başlamıştı. Arabanın yandığını gördüğümde hemen koşarak Ashley'i kucağıma aldım ve oradan uzaklaştırdım. "Anne koykuyoyum." diyerek bana sıkıca sarılmış ve gözlerini kapatmıştı. "Tamam tamam korkma küçük tavşanım. Buradan kurtulacağız."  "Anne bacağım acıyoy." Ashley'nin bacağına baktığım da kanlar içindeydi. "Tamam tama korkma iyileşeceksin."  "Babam babam içeydeydi Anne kuytay onu yütfen."  Ashley'i güvenli bir yere götürdükten sonra arabaya döndüm ama çok geç kalmıştım.   Ben tam dizlerimin üstüne düşüyordum ki iki kolun beni yakaladığını hissettim. "Sence sizi hemen bırakabilirim mi sandın benim küçük yarasam."  Biz tam öpüşecekken Ashley'nin ağlamasını duyduk. Hemen  yanına koştuk. Yanına vardığımız gibi onu kucağıma aldım ve doğruca Batcave'e götürürken bir yandan da Annemi aramıştım. "Anne Hemen Batcave'i hazırlaman gerekiyor."  Wayne malikanesine geldiğimiz de  Annem ve babam bizi alıp doğruca Batcave'e indirdi. "Biraz daha dayan küçük tavşan."  Batcave'e geldiğimiz de doğruca medikal bölüme geçtik. Annem hemen Ashley'i alıp sedyeye yatırdı.  "Tamam Sarah sakin ol sadece bacağında küçük bir sıyrık var, ama bu kadar kanaması normal değil. bacağını açmam gerek." "Ne gerekiyorsa yap anne çabuk kızım kan kaybından ölüyor." dediğimde annem Ashley'nin yarasını açtığında iç kanama olduğunu gördük. "Sarah hemen şurada ki bezi ver." Anneme bezi verdiğimde yaraya pres yapmaya başladı. "Ben daha fazla dayanamayacağım." diyerek dışarı çıktım. Kütüphaneye geldiğim de volta atmaya ve kendi kendimi telkin etmeye başlamıştım. "Merak etme o iyi olacak." diyerek kendimi iyi hissettirmeye çalışıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu. Ben beklerken annem yanıma gelmişti. "Merak etme durumu gayet iyi ama birkaç gün burada kalması gerekiyor böylece durumunu yakından takip edebilirim." dedi. "Tamam birkaç gün burada kalıyoruz. Peki onu görebilirmiyim?" "Tabii ki." Batcave'e indiğimiz de yanına gidip elini tuttum ve onunla konuşmaya başladım. "Neden sana küçük tavşan diyoruz biliyor musun? Çünkü ilk karşıma çıktığında tıpkı bir tavşan gibiydin." "A-Anne. öydüm mü?" "Hayır küçük tavşanım ölmedin hala bizimlesin." dedim ve sıkıca ona sarıldım.  "Anne neden bana küyük tavçan diyoçunuc?"  "Çünkü sen küçük bir tavşansın. Ve ben tavşanları çok severim."  "Peki aytık eve gidebiliymiyiz?" "Üzgünüm küçük tavşanım ama birkaç gün büyük annenlerde kalmamız gerekiyor." "Anne babam neyede?"  "Buradayım küçük tavşan." "Baba ama ben eve gitmek içtiyoyum." Ashley bize gözlerini doldurup bakmaya başlamıştı. "Ama canım böyle yapma birkaç gün burada kalmamız gerekiyor böylece yaran tekrar acıdığında kontrol edebilir tamam mı küçük tavşanım?" "Peki ya Coton? O yalnıç koykay baba onu ayda gey yütfen." demişti. Axel ise "Pekala  gidip onu getiririm." demiş ve eve Coton'u almaya gitmişti.  "Anne çen nacıl Batgiy oydun?" bu soruyu beklediğim pek söylenemezdi.  "Benim Batgirl olduğumu nereden de çıkardın küçük tavşanım?"  "O oytalıkta oyduğunda çen olmuyoçun, o oytalıkta oymadığında da çen oluyoçun."  demişti ki birden ağlamaya başladı. "Anne bacağım acıyoy."  Ashley'yi kucağıma alıp annemin yanına gittim. "Anne ağrı kesicinin etkisi geçmiş olmalı. Sakin ol küçük tavşanım."  "Anne çice çöylemedim ama ben iyneden çok koykuyoyum." dedi ağlayarak. Biz Ashley'i sakinleştirmeye çalışırken axel kucağında Coton ile beraber geldi. "Bak sana kimi getirdim küçük tavşanım." dedi ve Coton'u Ashley'nin kucağına koyduğunda Ashley'yi kucağına aldı ve "Demek benim küçük tavşanım iğnelerden korkuyor ama şimdi korkmana gerek yok küçük tavşan." dediğinde Annem ağrıkesiciyi yapmıştı bile "Bak bitti bile küçük tavşanım." dedim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Biz Ashley ile ilgilenirken Batcomputer birden alarm verdi.  "Anne bu da ne?" diye sormuştu Ashley Batcomputer'ı göstererek. "Büyük annenlerin yanından ayrılma küçük tavşanım." dedim ve Batcomputer'a ilerledim. Bilgisayarı açtığım da "Axel buraya gelmen gerekiyor." diyerek Axel'ı yanıma çağırdım. "Ne oldu Sarah?" "Bu hiç iyi değil Ms Freeze ve Cobblepot Arkham'dan kaçmışlar."

Evet arkadaşlar bu bölümün de burada sonuna geldik. İyi okumalar dileriz.

:) Sizi seviyoruz.

The Daughter of Jester Grayson and Cassie QuinnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin