Bir Fırsat

24 6 15
                                    

"Geçmiş değil bugün gibi yaşıyorum hala seni sen hep benim yanımdasın, gündüzüm de gecemdesin çalınmasın söylenmesin sen benim şarkılarımsın..."

"Kapat şu şarkıyı Açelya! Yemin ederim içim şişti." Alina odada dolaşırken telefonumu eline aldı ve şarkıyı kapattı. Ben hala siyah tekli koltuğuma otururken onlar konuşmaya devam ediyor.

"Şimdi buraya asıl gelme amacımızı konuşalım." dedi Seren yatağımdan kalkıp yanıma gelirken bakışlarım hala duvardaki beyaz saatte takılıydı.

"Açelya'nın Emre'ye karşı az buçuk şansı var-"

"Ne demek az buçuk!?" diye yerimden fırladım. 

"Açelya kafan mı iyi arkadaşım? Çocuk edebiyat kolundan. Replikleri ezbere olduğuna eminim. Ayrıca ne diye kafa tuttun ki ona? Ve o iğneleme neydi öyl-"

"Bakın! Yaptığı hatanın hepiniz farkındaydınız ona rağmen sustunuz ve o ne olduğu belirsiz kızın tarafına geçtiniz. O yarışmayı kazanmak veya kazanmamak umurumda değil. O yarışmaya katılacağım."

"Peki neden katılıyorsun Açelya?" Alina'ya döndüğümde gözünde belli belirsiz bir ima vardı. Ama çok geçmeden o da kayboldu. Cevap vermedim. 

Emre'yi bir konuda yenmek istiyordum. O kadar iyiydi ki her konuda. Herkesi etkisi altına alabiliyordu. Herkesi yalanlarına inandırabiliyordu.

"Açelya." koluma dokunmalarıyla yerimden sıçradım.

"Daldın gittin. Ne düşünüyorsun kara kara?"

"Benim edebiyat öğrenmem gerekiyor." dedim aniden. Gerçekten de Emre her konuda çok iyiydi, onu yenmek istiyorsam yardım almam gerekiyordu.

"Kimden yardım alacaksın peki? Veya onu geçtim kim sana yardım etmek isteyecek?" açıkçası şaşırmıştım neden yardım etmeyeceklerdi ki?

"O ne alaka? Neden yardım etmesinler?"

"Açelya bazen gerçekten aptal olduğunu düşünmeye başlıyorum. Okuldan çıkarken dediklerini hiç mi duymadın?"

"Hayır."

"Herkes Emre'nin tarafında! Senin kazanmana ihtimal dahi vermiyorlar. Tabii bazı kişiler değil ama.." en son söylediği cümleyi fısıltıyla söylemişti ama duymuştum. Anında Seren'e döndüm.

"Kim onlar?"

"Kimler kim?"

"Emre'nin tarafında olmayanlar?"

"Ay sen Açelya! Bilmiyorsun sanki." tepkisiz bir şekilde yüzüne baktığımda oflayarak gözlerini devirdi.

"Var ya bir tane grup. Gülçin, Kübra, Akın ve Kerem. Onlar Emre'den nefret ediyor. Onun yanındakilerden de.." yine son cümleyi fısıltıyla söylemişti. Ama bu sefer yüzü asılmıştı. İsimlerini duyunca simaları gözümün önüne geldi.

"Ne oluyor yine?" dedim sıkıntıyla.

"Bilmiyor musun?" dedi Alina.

"Sence biliyor gibi mi duruyorum?"

"Seren Kerem'den hoşlanıyor." gözlerimi belerttim. 

"Ve bundan haberim yok öyle mi?" Seren'e döndüğümde mahcup bir şekilde kucağındaki ellerine çevirdi bakışlarını.

"Emre dedi ki; eğer bir şeyleri öğrenmek ve konulardan geri kalmak istemiyorsa bizimle gelecek. O yüzden sana söyleyemedik." bakışlarım donmuştu. Kafamın içinde öyle şeyler haykırıyordu ki onlardan nefret etmem için.  Bazen o sesi dinlemeyi o kadar istemiştim ki.

TaraflarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin