Yaptığı sıkıcı görüşmeler bitince kendini şirketten dışarı attı. Beş yıldır nefes alamayan benliği iyice daralmış , ciğerleri sıkışmaya başlamıştı. Özlem içini yıllardır yakıyordu ama artık dayanacak gücü kalmamıştı. Geçmişle avunmak bile artık yetmiyordu.
Gömleğinin ilk iki düğmesini açarken şirketin önündeki açık alana doğru ilerlemeye başladı. Önündeki üç basamağı inerken gözleri dalgın bir şekilde ileriye bakıyordu. Zaten yıllardır etrafını görmeden yaşamamış mıydı , ne gerek vardı ki bir şeylere bakmasına? Onun görmek istediği kim bilir neredeydi , ne yapıyordu ? Altı saatlik bir araba yolculuğuyla geldiği bu şehirde şirket ve kaldığı otel arasında gidip gelmiş ve bugün işleri bayağı ilerletmişti. Artık hayatı yalnızca işiydi. Aradığını yıllarca bulamayan kalbi artık hiçbir duygu hissedemiyordu.
Derin bir iç çekip son basamağı da indi ve yüksek binanın önündeki açıklığa geldi. O sırada koşarak bacaklarına sarılan erkek çocuğunu farketti . Dört dört buçuk yaşlarında görünen çocuk sol bacağına sarılmış '' Baba!!'' diye bağırıyordu durmadan. Sanki hasret giderir gibiydi.
Çocuğun onu babasıyla karıştırdığını düşünüp , eğilip kucağına aldı. Henüz yüzünü göremediği çocuğu koltuk altlarından kaldırıp yüzlerini aynı hizaya getirdi. Üç saniye öncekine göre kalbi on kat hızlı atmaya başlarken çocuğa bakakaldı. Gözleri , kaşları , burun yapısı bile kendisinin aynıydı.
'' Babanı mı arıyorsun?'' diye sordu kelimeleri zar zor birleştirerek. Çocuk ellerini uzatıp çenesine koydu. Yeni kestiği sakalları parmaklarına batmış olacak ki çocuk '' Aaa batıyor baba! '' dedi masum masum bakarken. Barış kollarındaki çocuğun mimiklerinin bile kendisiyle aynı olmasına büyük bir şaşkınlıkla bakıyordu. O Elif'inden başka tek bir kadına bile dokunmamıştı ki..
'' Baban nerede bakalım?'' dedi tekrar. Babası ya da annesi neredeyse gelip onu almalılardı yoksa kafayı yiyecek , bu çocuğu alıp gidecekti. Çocuk inatla kafasını sağa sola salladı.
'' Benim babam sensin , geldin mi artık? '' dedi o tatlı konuşmasıyla.
'' Senin adın ne bakalım yakışıklı? '' diye sordu Barış.
'' Mert Ali , sende baba Barış! '' diyerek bağırdı. Barış artık nefes alamadığını hissediyordu. Mert Ali bebekleri olunca koymak istedikleri isimdi. Ve... Ve çocuk adını biliyordu..
Elif yıllar önce hamile kalmış ama Barış babasının oynuna gelince aldırıp ortadan kaybolmuştu. Hastaneyi birbirine katmıştı ama bir çare olmamıştı. Yıllarca onu aramıştı ama bir iz bie bulamamıştı.
Elif bebeği aldırmamıştı işte. Bu bebek ikisinindi.Yıllar sonra kalbinin mutlulukla çarpmaya başladığını hissetti. Bu çocuk onların çocuğu , Elif'in bebeği , kendi canıydı.
'' Sen...senin annen nerede?'' diye heyecanla sordu.Çocuk daha ağzını açamadan arkasından tutulup çekildi. Barış kollarından alınan küçük kopyasını kimin aldığına bakınca dünyanın durduğunu hissetti.
Elif...
Karşısında hala ilk günkü kadar güzel ama artık anne olan Elif'i görünce feleği şaştı. Çocuğu kucağına hapsetmiş , kafası aşağıya eğik
'' Afedersiniz oğlum sizi başkasıyla karıştırmış. Kusura bakmayın.'' dedi. Daha Barış cevap veremeden yoldan geçen taksiyi durdurdu. O arabaya binerken kucağındaki çocuk '' Baba!'' diye bağırıp ağlıyor , kollarını Barış'a uzatıyordu. Barış yaşadığı şoktan kurtulup bir iki adım atana kadar Elif arabaya binmişti. Ama kapı açıktı. Barış bağırdı.
'' Elif'im! Buldum seni Elif'im , artık bırakmam!''
Başladık bakalım , hadi hayırlısı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Yüreklim (Kitap Oldu)
Romance'' Sen...senin annen nerede?'' diye heyecanla sordu.Çocuk daha ağzını açamadan arkasından tutulup çekildi. Barış kollarından alınan küçük kopyasını kimin aldığına bakınca dünyanın durduğunu hissetti. Elif... Karşısında hala ilk günkü ka...