2 ~ Uğurböceği

21K 1.3K 69
                                    

İyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Haziran 2015

Genç kadın yeni güne gözlerini suratındaki kıpır kıpır dudaklarla açtı. Oğlu yanaklarını , çenesini , alnını sırasıyla öperken aynı zamanda kıkır kıkır gülüyordu.

Elif hızlıca doğrulup Ali'yi yakaladığı gibi yatağa yatırdı. Üstüne eğilip gıdıklamaya başladığında küçük evlerinde kahkaha sesleri yankılanıyordu.

'' Demek sen annenle oyun oynarsın haa!'' deyip Ali'nin kollarını ısırmaya başladığında küçük çocuk zorlukla ellerini annesinin yanaklarına yerleştirip göz teması kurdu. Nefeslerini düzenleyebildiğinde birkaç dakika geçmişti ve yanakları al al olmuştu. Birkaç kez yutkunup annesine baktı.

'' Oynamıyorum , yanakların şeker olmuş onları siliyorum.''

Elif oğlundan aldığı bu cevapla bir kez daha kahkaha atıp '' Akıllı oğlum benim.'' diyerek yataktan kalktı. Odanın kapısına geldiğinde hala çift kişilik yatakta yatan oğluna döndü.

'' Ben kahvaltıyı hazırlayana kadar sizde elinizi yüzünüzü yıkamış olun Mert Ali bey. Yoksa başınıza geleceklerden ben sorumlu değilim.''

Elini yüzünü yıkayıp mutfağa gittiğinde oğlunun oflaya puflaya banyoya gittiğini gördü. Erkenden uyanıp yaramazlıklarına başlamaya enerjisi vardı ama ne yaparsa yapsın suyu sevdirememişti oğluna. Yüzünü yıkamamak için bazen annesinden önce mutfağa gider , masaya otururdu. Sorduğu zaman yıkadığını söyler , babasının kopyası olan yeşil gözlerini kocaman açar '' Baaak yıkadım , hiç uyku kalmadı.'' derdi. Elif kafasını gülümseyerek iki yana salladı. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkarıp masaya dizerken Ali de gelmiş , masadaki yerini almıştı.

'' Meyve suyu mu süt mü?'' diye sorduğunda aslında cevap belliydi.

'' Meyve suyu.''

Oğlunun bazı harfleri yutarak konuşması öyle çok hoşuna gidiyordu ki elindeki işini bırakıp koklaya koklaya öpüyordu.

Karşılıklı oturup kahvaltılarına başladıklarında günün planını yapmaya başlamışlardı. Elif'in tatil günüydü ve tatil günlerini beraber bir şeyler yaparak değerlendirirlerdi. Elif iş , Ali de kreş yorgunluğunu böylelikle atarlardı.

Elif , Ali'nin seçtiği elbisesini giydiğinde Ali de saçlarını yukarı kaldırmakla meşguldü. Aynanın karşısında saçlarını tam istediği şekle sokmuşken annesi gelip iki eliyle karıştırmış ve yanaklarını ıslak ıslak öpmüştü. Sinirle annesine döndüğünde çatılmış kaşları ve büzülmüş dudaklarıyla Elif'e yalnız bir kişiyi hatırlatıyordu.

Okulun ilk günü kendisi için kavga eden küçük Barış..

'' Sana demedim mi beni öyle öpme diye? Hem neden saçımı bozuyorsun ki , kıskanç mısın sen?''

'' Aa kimi kıskanacakmışım ben acaba?'' diye hayretle sorduğunda Ali ukalaca gülüp '' Tabi ki beni beğenen kızlardan.'' deyince Elif oğlunun poposuna vurup '' Yürü bakayım.'' dedi. Aynı zamanda kendi kendine söylenmeye devam ediyordu.

Taksiden indiklerinde Mert Ali kollarını iki yana açarak çimenlerin arasına dalmıştı. Elif de elinde piknik sepetiyle oğlunu takip ederken yüzünde buruk bir tebessüm vardı. Bu mutlu aile tablosunda büyük bir eksik vardı.

Çimenlere kendini sırt üstü attığında oğlu da koşarak yanına gelmiş ve kafasını karnına koyarak yere uzanmıştı. Temiz havayı bol bol ciğerlerine çekerken ikisi de bulundukları yerin tadını çıkarıyordu.

Ali parmağındaki gıdıklayıcı hisle elini kaldırdığında gördüğü kırmızı böcekten korkup '' Anne!'' diye bağırdı. Elif korkuyla yerinden doğrulduğunda ne olduğunu anlayana kadar aklından onlarca düşünce geçmişti. En basiti Ali'nin bir yılan görmüş olmasıydı..

Yağmur Yüreklim (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin