2. Bölüm: Gizli Oda

39 10 36
                                    

Ruhu paramparça olmuş bir kadının bu hayattan en fazla ne gibi bir beklentisi olabilirdi? Önünde fazla bir seçenek olmadığını biliyordu genç kız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhu paramparça olmuş bir kadının bu hayattan en fazla ne gibi bir beklentisi olabilirdi? Önünde fazla bir seçenek olmadığını biliyordu genç kız. Kaderine de boyun eğmişti ama bu yaşadıkları ona hayatın ne kadar acımasız ve gaddar olduğunu çok iyi göstermişti!

Ben Hazan Akın, az önce evinde hemşirelerin bulunduğu o kadın. Psikolojik sağlığımın yerinde olmadığının gayet farkındayım ama altı üstü bir doğum gününe giderken alkollü bir grup gencin arabamıza çarpmasıyla ve hayatımın nasıl ellerimden kaydığını düşündükçe iyi olmam nasıl mümkün olabilirdi ki?

Şimdi derin bir nefes almış şekilde gözlerimi odada gezdiriyorum.Hava henüz kararmadığı için ışığı yakma gereği duymadığımdan yavaş adımlarla geniş odanın ortasına doğru ilerliyorum.

Gözüme ilişen detaylarla olduğum yerde kalmaya o kadar alışmıştım ki artık gün geçtikçe alışıyor gibiydim, evden çıkmamaya ve araştırmalar yapmaya devam etmeye...

Duvara yapıştırılmış 3 resim ve altlarında midemi bulandıran erkek isimleri ve henüz kimliği bulunamayan 2 soru işareti ile olduğum yerde kalakalmıştım  yine. Ne kadar alıştım desem de gözlerimin gördüğünü aklım bir türlü idrak edemiyordu işte.

Elimi cebime attım ve hız kaybetmeden bu zamana kadar bana yardım eden bu kadar yol kat etmemi sağlayan polisi aradım. Onunla iletişime kazadan 1 ay sonra geçmiştim. Tabii o süre zarfı içinde hastanede yatmıştım Ahsen'le birlikte. Hâlâ benim için endişe duyması beni bir hayli şaşırtıyordu. Bugünkü hemşireleri onun gönderdiğine adım kadar emindim. Kazadan sağ kurtulmamız mucizeyken ve her şeye ben sebep olmuşken ne diye hala benimle konuşmak, görüşmek istiyordu ki? Çok çok yakın arkadaştık ve evet 10 senelik bir geçmişimiz vardı ama ya o kazadan sağ kurtulmasaydı? Benim ızdırabım acım daha da artmaz mıydı?

Telefondan gelen alo sesleriyle kendime gelirken derin derin nefesler alıp, gözyaşlarımı geri göndermek için tavana gözlerimi diktiğimde nihayet cevap verebilmiştim.

"Alo başkomserim nasılsınız" diyebilmiştim zorla tebessüm ederek. Karşıdan gelen yanıttan anladığım kadarıyla adamı baya bir sinirlendirmiştim bekleterek ama bana cevap vermek zorundaydı çünkü ona yüklü miktarda para ödüyordum. Kazadan sonra polislerin davayı kapattığını öğrendiğimde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Suç tamamiyle karşı tarafındı bunu herkes biliyordu fakat ailelerinin çok zengin olduğunu çarptıkları arabadan anlamalıydım. Hal böyle olunca dünya para yatırıp veya tanıdıkları araya sokarak bu işten kurtulmuşlardı. Olayın tüm detaylarını bu adam sayesine öğrenebilmiştim.

Hızlı bir şekilde silkelenerek tekrar cevap verdim ki bu adamı daha fazla sinirlendirmek istemiyordum.

"Evet duydukların doğru komiserim. Bugün buraya 3 tane hemşire geldi," dememle yanıt gecikmedi.

"Peki kimin gönderdiğini biliyor musun ve seni almadan gittiler seninle konuştuğuma göre."

"Evet biliyorum. Kazada arabanın içinde bir kız daha vardı hatırlıyor musunuz?"

BOĞULMANIN ÖTESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin