on

406 54 44
                                    


Yemekleri söylemiştik,masada koyu bir sohbet vardı. Ben beni ilgilendirmeyen konularda sessiz kalıyor ve etrafı -daha çok Namjoon'u- izliyordum. Mekana girerken yaptığı hareket kalbimi hızlandırmıştı. Bazen bir bipoları seviyor olup olmadığımı sorguluyordum.

"Jisoo,özel değilse moralinin neye bozulduğunu anlatır mısın? Jennie bahsetmişti ama senden dinlemek istedim,belki anlatmak iyi gelir."

Yoongi bana yönelttiği sorudan sonra Jennie'nin tepkisini ölçmek için ona baktı. Jennie ile göz göze geldiğimizde anlatmamamı istiyor gibi baktı. Derin bir nefes alıp geri bıraktım. "Annem,babamı aldatıyor."

Namjoon kaşığı ağzına götürecekken durdu,kaşığı önüne bıraktı. "Emin misin? Bu çok ağır bir suçlama."

"Ben,sabah bir telefon konuşmasına dahil oldum."

"Bu yine de anneni suçlu yapmaz,gözlerinle görmen gerek."

"Yataklarını basmamı mı istiyorsun? Bir erkeğe samimi bir şekilde konuştu. Ne kanıtı bekleyebilirim daha?"

Sesimi yükseltmemeye çalışsam da şaka yapıyormuşum gibi davranması sinirimi bozmuştu. Neden yalan söyleyecektim? Elime ne geçecekti ki hem?

Jennie ortamı dağıtmak ister gibi öksürdü. Yoongi önündeki suyu hüpleterek içtiğinde ona yandan bir bakış attım. "23 yaşındasın,farkındasın değil mi?"

"Ee,nolmuş?"

Bilin bakalım ne olmuştu,Yoongi bu durumu kendi lehine çevirmek için Jennie'yi film izlemeye davet etmiş Namjoon ile bana da resmen ne bok yerseniz yeyin demişti. Dışarıdaki bir bankta oturuyorduk,hava esintiliydi. Aklıma çantama koyduğum atkı geldi. Çantamı açıp hareketlenirken Namjoon da beni izliyordu. "Teşekkür ederim,çantama koymuştum geri vermek için."

"Gerek yok,sende kalabilir."

"İhtiyacım yok ki,hem şu an da senin boğazın açıkta."

Bu sefer ben atkıyı Namjoon'un boğazından geçirmiştim. Acaba o da benim gibi düşünüyor benim onu izlediğim gibi inceliyor muydu her zerremi?

"Oldu."

Geri çekildiğimde tebessüm etti. "Geçen gün esip gürleyen bir kız vardı yanında? Kardeşin falan mı?"

"Evet,ismi Lia."

"Benziyorsunuz,her yönden."

"Senin var mı kardeşin?"

İçimdeki stalker Jisoo çocukla anonim yazıştığımı ve abisi olduğunu bildiğimi biliyordu,pot kırmamak için güzel bir hamle yapmıştım. "Evet,iki yaş büyük bir abim var. Seokjin."

Cebinden telefonunu çıkarıp zaten ezbere bildiğim bir yüzü gösterdi. Kim Seokjin,görebileceğim en yakışıklı ve centilmen erkeklerden biriydi. Namjoon ile pek bir ortak noktası yoktu.

"Yakışıklıymış." Namjoon,kurduğum cümleye gözlerini devirdi,sinir olmuştu belki.

"Hangimiz daha yakışıklıyız?"

"Seokjin."

Gülerek söylendiğimde banktan kalkacak gibi olmuştu,çocuk rolüne bürünmüştü şimdi de. Ayaklanıp kolunu tuttuğumda bana döndü. "Tamam,sen daha yakışıklısın."

Memnuniyetle geri oturduğunda yaşadığım anın gerçekliğini kafamda kavrayamıyordum. Ben ve Namjoon,şakalaşıyor ve sohbet ediyorduk. Hayat bize hayalleri o kadar imkansız kılıyordu ki onları gerçekleştirdiğimizde tam anlamıyla ne yaşadığımızı kavrayana kadar o anın mutluluğunun değerini bilemiyorduk. "Göz koyduysan Seokjin'e seni hemen uyarayım. Kendisi nişanlı,birkaç aya düğünü var."

everything i wanted|namsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin