on dört

335 44 28
                                    


Namjoon gece boyu Suho'yu sormuştu. Bir şekilde geçiştirmeye çalıştırmıştım. Üstelik hangi sıfatla soruyordu ki bunu? Kendisini arkadaşlarımın arasında bile sayamamıştı arabada,şimdi kıskançlık krizlerine giresi tutmuştu. Yılbaşına Lia ile yalnız girmiştik. Jennie ve ailesi beklenmedik misafirler ile karşı karşıya kalınca Jennie gitmişti. Doğal olarak yılbaşı planımız yatmıştı. Anne ve babam eve geldiğinde ikisi de mutlu görünüyordu,her ne kadar üstelemesem de annemin bir yalancı olduğunu ve bizi gözlerimizin içine bakarak kandırmasını yediremiyordum. Final sınavlarımızı vermemiz için son haftaya girmiştik. Her günümüz Yoongi ve Nayeon ile kütüphanede geçiyordu. Bize katılan ama erken ayrılmak zorunda kalan Jennie ve arada uğrayan Namjoon da bize eşlik ediyordu. Yoongi Jennie'yi eve bırakıp gelene kadar biz yemek söylüyor ve mola veriyorduk. Jackson sınavları erken bittiği için bizimle değildi ama Nayeon ile her dakika iletişim içindelerdi. Benden hızlı davranmalarına sevinsem mi üzülsem mi karar verememiştim.

"Jisoo,fotokopi için Nayeon ile gidip gelmen gerekiyor!" Yoongi bize seslendiğinde kafamı notlardan kaldırdım. Nayeon çoktan beresini kafasına geçirmişti. Kısacık kestirdiği saçları ile ilk defa onu böyle görüyordum. Toplamasına bile gerek kalmıyordu ve bir toka ile önüne gelenleri arkasında tutturuyordu,ben ise kuş topuzumla kocaman kütüphaneye sergi yapmıştım. Yerimden esneyerek kalktığımda hala notlarla meşgul olan Namjoon'un kafasına bir tane geçirdim. Tepkisizliğini koruduğunda arkasında asılı duran ceketini üzerime geçirdim ve sonunda dikkatini bana vermesini sağladım. Ceketin içinde kaybolmuştum ama sorun değildi. Beni süzdükten sonra ağzını kapatarak gülmeye başladı. Çoktan çıkışa ulaşan Nayeon'u yakalamak için Namjoon'u umursamadan hızlı adımlarla yürümeye başladım. Nayeon'a yetiştiğimde koluna girdim. "Maşallah aranızdan su sızmıyor Jisoo." Gözlerini kısıp sinsi bir bakışla söylendiğinde kıkırdadım. "Nayeon ya sizi çok kıskanıyorum,benim gerizekalı Jackson'dan ders alsa ne olur ki?" Omzumu pat patlayıp derin bir nefes aldı. "Akışına bırak,baksana şu an çok yakınsınız. Seni Suho'dan kıskanmış hem de ortada seni ayarlama yok bile. Anca Jennie'nin hayalleri bunlar." Fotokopi dükkanının kapısını açarken mırıldandım. "Öyle olmasını umuyorum."

Adama aldıklarımızın parasını verdikten sonra dükkandan çıktık. Kar atıştırıyordu. Nayeon ile kahkaha attıktan sonra koşarak okula girdik. Elimdeki poşeti Nayeon'a verdim. Telefondan Jennie'yi bulup görüntülü aramaya bastım. Birkaç saniye çaldıktan sonra Jennie pijamalarıyla bize bakıyordu. "Ya,kar yağıyor gördünüz mü?" Nayeon beresindeki eriyen karları Jennie'ye gösterirken ben de kafamı salladım. "Keşke burada olsaydın Jennie." Dudaklarını büzerek cevap verdi. "Babam ev varken oraya gelmeme izin vermez ki. Hem sadece bir sınavım kaldı. Yoongi ile bunun acısını çıkarırım ama."

"Yoongi tam bir dede! Kıçını kaldıramadı ki kağıtları alsın. Sürekli bize emir veriyor. Namjoon desen salak gibi notları yalıyor. Jisoo ile ben bir ara çıldıracaktık."

"Sevgilime laf etmeyin,Namjoon davarına istediğinizi söyleyebilirsiniz ama."

"Ya! O bilmese de O da benim sevgilim!"

"Aman haspam,gül gibi Suho varken gidip o kürek ağızlıyı seviyor."

"Ağlamak üzereyim ya,sen nasıl arkadaşsın?"

Nayeon kahkahasıyla okulun girişini doldururken geç kalmamak adına Jennie ile telefonu kapatıp kütüphaneye girdim. Nayeon hala kıkırdıyordu ve birkaç insanın bize dönmesine sebep oluyordu. O insanların içinde Jennie'nin öve öve bitiremediği Suho ve yanındaki arkadaşları da vardı. Herkese yarım ağız özür diledikten sonra masaya oturdum. Suho ile olabildiğince göz gözr gelmemeye çalışmıştım,dertsiz başımı yakamazdım. "Ya,Nayeon neye gülüyor böyle?" Yoongi mırıldandığında  elimi boşver dercesine salladım. Namjoon'a baktığımda gülerek biriyle mesajlaşıyordu. Gözlerim kocaman açıldığında merakla Namjoon'a yaklaştım. Belli etmemeye çalışsam da kendimi ele vereceğimi biliyordum onun için kendimi yavaşça geri çektim. Kim ile konuşuyor olabilirdi ki? Seokjin? Belki başka arkadaşı? Sesli bir nefes verdiğimde olduğum ortamı farkedememiştim. Yan masadan mırıldanmalar geldiğinde olduğum yere gömüldüm. Nayeon kulaklığını çıkarıp kaşını kaldırdı. Ağzımı oynatarak 'sonra' diyebildim. Kimseye çaktırmadan telefonumdan uygulamaya girdim. Namjoon'un engelini kaldırdım. Bilseydim başıma gelecekleri yapar mıydım acaba?

everything i wanted|namsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin