on iki

342 51 28
                                    


Ben arar aramaz gelen Namjoon söz verdiği gibi yine battaniyeyi uzatmış ve arkasına yaslanarak beni dinlemeye hazır olduğunu belli etmişti. "Neler oluyor?"

"Aklıma başka kimse gelmedi,özür dilerim. Jennie ve ailesi yemekteydi,Nayeon da dışarıdaydı."

"Sen de Nayeon ile değil miydin işte?"

"Hayır,ben ve Lia erken kalktık."

"Jackson nerede?"

İmalı konuşması hoşuma gitmese de onu kıskandırdığımı düşünmesini istemiyordum. "Jackson ve Nayeon'u birlikte bırakmak için erken kalktık. İkisi birlikteydi."

"Sen Jackson'ı onun için mi çağırmıştın?"

"Başka ne için çağırabilirim ki?"

"Neyse boşver,sen neden ağlıyordun?"

Derin bir nefes aldım,ona bunları anlatmam ne kadar doğruydu bilmiuordum. Sonuçta benim fotoğrafımı okula yaymış biriydi. Ama geleceği sorgulayarak ikilemde kalmak ve geçmişi irdeleyip modumu düşürmek en nefret ettiğim şeylerdendi. Ben de anı yaşamaya karar verdim. "Anneme artık katlanamıyorum,göz göre göre babamı ve Lia'yı kandırıyor. Biz eve geldiğimizde babam ondan melek diye bahsetti. O an boğazım acıyana kadar bağırmak istedim. Ama sustum,babamın tepkisini tahmin edemedim. "

"Jisoo,tekrar soruyorum annenle alakalı yanılıyor olabilir misin?"

"Namjoon burada beni dinlediğin için çok teşekkürler ama küfretmeme çok az kaldı. Telefonda evli olduğunu açık açık belirttiği bir erkek ile konuşuyordu. Bayağı yakın sözler sarf ediyordu ayrıca. Ne yapmamı bekliyorsun annemi mi takip edeyim?"

"Evet,elinde kanıt olur."

Namjoon şeytan gibi beynime girmiş ve annemi iş üzerinde yakalama isteğini ateşlemişti. "İyi de,tek başıma yapamam ki-

"Tek olacağını kim söyledi? Jennie var,Yoongi var,Nayeon var."

Kendini saymaması dikkatimi çekse de sesimi çıkarmamıştım,hayatımda kendi konumu göremiyordu ve bu bizim geleceğimiz için daha iyiydi. Kafamı sallamakla yetindim,bu kadar mıydı yani? Şimdi beni kafamın binbir düşünceyle dolduğu eve bırakacak ve gidecek miydi?

"Kendinden biraz bahsetsene,ailemdeki sorunları bile biliyorsun ama ben senin hakkında bir şey bilmiyorum."

"Ne anlatmamı bekliyorsun mesela?"

"Bilmem,sevdiğin şeyler olur. Ya da sevmediklerin veya anlatmak istediğin başka bir şey."

"Müzik yapıyorum kendi çapımda. Yoongi ile yapıyoruz hatta,sözleri falan yazıyoruz. Bazen telif hakkının parasını yemek güzel oluyor,şirketlere yazdıklarımızı satıyoruz."

"Yoongi piyano çalmayı seviyor demişti Jennie."

"Evet,ben enstrüman çalamam ama. Gitar çalmak isterdim,basit ama en klasik ve güzel olanı."

"Sigara içiyor musun?"

"Arada,Seokjin kızıyor tabii. Kendisi örnek evlattır da."

"Masum bir tipi var zaten,ama herkesin kendince karanlık tarafları vardır."

"Seninki ne?"

Yönelttiği ani soruyla şaşırmıştım. Karanlık bir tarafım yoktu ki,psikolojim bozuktu biraz o kadar. Tırnak etlerimi koparıp,gelen kandan zevk almam karanlık sayılıyorsa o olabilirdi. Parmaklarımı ona gösterdim. Yara bere içindeki tırnaklarıma bakarken oldukça ciddiydi. "Bu ne şimdi? Mazoşist falan mısın?"

everything i wanted|namsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin