[Prensesim - Jiji babam]
Jiji babam:
Bebeğim
Bana odamızdan kameramı getirebilir misin?
Minho babanın çalışma masasının yanındaki dolapta
Çabuk ol amaPrensesim:
Ne oldu baba?
Normalde evdeyken pek kamerana ihtiyaç duymazsın sen
Hem telefonunla çekseneJiji babam:
Bebeğim olayın ciddiyetinde değilsin
MINHO BABAN
KARDEŞİNLE
SARMAŞ DOLAŞ UYUYOR
BU OLAY EN SON YEONHWA DOĞDUKTAN 4 AY SONRA GERÇEKLEŞMİŞTİ ONDAN SONRA HİÇ GERÇEKLEŞMEDİ 😭
PRENSESİM KOŞ KAMERAMI GETİR ANI ALBÜMÜ İLE
BUNU ÖLÜMSÜZLEŞTİRMEM GEREKPrenses:
Yuh
KOŞUYORUM
BİRKAÇ DAKİKAYA ORADAYIM SAKIN UYANDIRMA ONLARI BABAPrebsesim çevrimdışı
Jiji babam:
Sence bunu yapabilir miyim 🥺
Bebek sincabım babasına sıkıca tutunmuş uyuyor 🥺
Baban da ilk defa ona sarılarak uyuyor 🥺
Duygusalım ben of 🥺Jiji babam çevrimdışı
--•--
Gözlerimi yavaş bir şekilde açtığımda ilk olarak etrafa bakınmaya başlamıştım. Yanımdaki tekli koltukta gülümseyerek bize bakan eşimi gördüğümde ise, yüzümdeki gülümsememe engel olamamıştım.
Uyanınca ilk onu görmek beni her zaman rahatlatıyor ve günümün daha güzel geçmesini sağlıyordu. O benim güneşimdi, daha doğrusu o benim her şeyimdi.
Bir süre ona baktıktan sonra kollarım arasında olan bedene bakmıştım aynı şekilde. Başını göğsüme koymuş, üstümdeki kıyafeti sıkı bir şekilde tutarak uyuya kalmıştı. Bir koala gibi bana sarılarak uyurken, ben ise gözlerimin dolmasına karşı çıkamamıştım.
Onunla bu şekilde en son 4 aylıkken yatmıştım. Yine bu şekilde uyumuş, ardından tüm evi sarsacak şekilde ağlayarak uyanmıştı.
"Sana benziyor." demiştim mırıldanarak, bakışlarım bu sefer eşimi bulmuştu. "Yüz yapısı, yanakları, minikliği... Vücut ve görünüş bakımından sana çok benziyor."
"Huy bakımından ise resmen sen."
Verdiği karşılık ile beraber ikimiz de kıkırdamış, ardından tekrar oğlumuza bakmıştık. O ise derin bir uykuda olmalıydı ki bizim konuşmamızı umursamadan uyumaya devam etmişti.
Başımı kaldırarak tekrar etrafa baktığımda kızımızı görememiştim yanımızda. Bir süre daha bakınmış, ardından sorgular bir şekilde Jisung'a bakmıştım.
"Yujin-"
"Aşağıda, kapıda." demişti aynı gülümseme ile. "Sevgilisi ile konuşuyorlar, onları rahat bıraksak iyi olur. Dışarı çıkarlarsa haber verir zaten."
Başımı anladığıma dair sallamam ile beraber uzandığım yerde yavaşça doğrulmaya çalışmıştım. Bir yandan oğlumun canını yakmamakla uğraşırken diğer yandan da uyanmaması için çabalıyordum.
Uyanınca kesinlikle kalkar ve yatağına giderdi.
Bebeğimin mızmızlanması ile beraber bakışlarım tekrar onu buldu. O ise birkaç kep kıpırdanmış, biraz daha bana sokularak sıkıca sarılmıştı.
Kollarım arasında diğer babası gibi minicik kalmıştı. Bu hissi seviyordum.
Bir elimi kahverengi saçlarına koymuş, hafif bir şekilde okşamaya başlamıştım. Eşim ise ayağa kalkarak yanımıza gelmiş, boş bulduğu ilk yere oturarak bana doğru eğilmişti.
Dudaklarıma minik bir öpücük bırakarak çekilmiş, ardından gülümseyerek bana bakmaya başlamıştı. Ben de aynı şekilde gülümsemiştim.
Onu gerçekten çok seviyordum.
"Çok iyi bir baba oldun, Minho." diye mırıldanmıştı duyabileceğim bir şekilde. Ardından kıkırdamış, yanağımdan öperek konuşmasına devam etmişti. "Bazen oğlumuzla anlaşamasan bile, gerçekten çok iyi bir baba oldun."
______
Bu bölümü çok önceden yazmışım...