simplement || bxb (kısa hikaye)

Chapitre 12

"EFE!"

"Efendim Mert?"

"Bugün Yılbaşı!"

"Peki."

"Hadi ama bu benim için çok önemli."

"Neden"

"Ailemsiz ilk yılbaşım."

"Bu bilgi karşılığında sana götümü dönüp uyumaya devam etsem?"

"Olmaz. Evi süslemeliyiz, sonra buche de noël yapmalıyız ve oyunlar oynamalıyız. Çık o yataktan."

"Çıkmasam?"

"Üstünde tepinirim."

Sinirle yorganımı ayağımla tepip karşımda yüzünde koskocaman bir gülümsemeyle bana sırıtan Mert'e gözlerimi sinirden kısarak baktım ve hıhlayarak yanından geçip gittim.

"Hadi ama, bunu haketmedim!"

"Yüce Efe'yi yatağından kaldırdın hem de tehdit ederek! Tabii ki hak ettin."

"Sevgiliiim lütfee-"

"Ne?"

"Ne ne?"

"Sevgilim mi dedin bana?"

"Değil misin?"

"Öyle miyim?"

"Öylesin tabii."

Sırtımın dibinde bitmiş olan Mert'e dönüp kollarımı omzuna gelişi güzel koyup burnumu onunkine sürtüp dudaklarımı onunkilerin tam yanındaki deriye dokundurdum.

Başını yana çevirerek dudaklarımızı birleştirdi. Ellerim yanaklarına çıkıp onları sıkıca kavrarken dudaklarımız arasındaki hakimiyet savaşı başlamıştı. Dilimi dudaklarına sokmayı başardığımda sırıtmadan edememiştim.

Dilimi geri çekip dudaklarına minik bir öpücük bırakıp lavaboya doğru döndüm. Dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadıktan sonra telefonumdan bir şeylere bakan Mert'i merdivenlerin başından görüp gözlerimi kısmıştım.

Sessizce yanına yaklaştım.

"Napıyorsun?"

Bir anda yüksek sesle konuşmamla sıçramıştı. Ben tepkisine gülerken kaşlarını çatmış ellerini yumruk haline getirerek göğüsüme 3-4 tane minik yumruk atmıştı.

Ellerini yakalayıp dudaklarıma götürdüm. Ellerine minik öpücükler bırakıp yanından çekildim.

"Ne yapıyordun bakalım?"

"Bir miktar süs ve ağaç aldım."

"Benim telefonumdan?"

"Evet çünkü bende bu uygulamalar yok ve indirebileceğim yerim de yok."

"Pekala. Ne yiyoruz?"

"Pankek yapmıştım. Gel yiyelim."

"Sen varya mükemmel bir insansın."

"Öyle miyim?"

"Deja vu oldum."

"O zaman devam ettirelim."

Başımı hafifçe yana çevirip gülüyordum dediğine taa ki ellerini çenemi kavrayıp dudaklarıma dudaklarını bastırıp beni tezgah ile arasına sıkıştırana kadar.

Ellerimi göğüsüne koyarak ayırdım kendimden. Bana şaşkın şaşkın bakarken konuştum.

"Acıktım ciğerim ondan yani."

Hitap şeklimden ötürü şoke olsada kolumu omzuna atıp onu masaya yönlendirdim.

"Ökse otu da aldın mı?"