Chapitre 10

341 33 50
                                    

"Hazırım ben."

"Bekle saçımı yapıyorum, şurası bir türlü istediğim gibi olmuyor."

"Neresi"

"Bak şurası"

"Taktığın şeye bak, tarağı ver."

"Al"

Aynadaki yansımasıyla konuştuğum Mert'e elimdeki tarağı uzattıktan yaklaşık 3 saniye sonra bir saattir düzeltmeye çalıştığım saçımı tam istediğim hale getirmişti. Şaşkınlıkla ona döndüm.

"Nasıl yaptın"

"Sana kalsaydı en az 30 dakika daha burada olacaktık ben de sihirli ellerimi kullanıp şıp diye düzelttim."

"Tamam nasıl düzelttin"

"O da meslek sırrı diyelim"

Göz kırparak banyodan çıktı. Arkasından ben de çıkıp aşağı indim. Askılıktan evin ve motorumun anahtarını aldım.

"Hadi çıkalım."

"Tamam"

"Dur montunu almadan hiçbir yere gidemezsin."

"Amaaaa"

"Giy dedim."

"Pekala"

Elimdeki montu giymiş kapının önünde beni bekliyordu. Keratayı yerine bıraktım açık kapıdan dışarı çıkıp kapıyı kapattım. Elimle hadi dercesine bir işaret yaptım ve önden yürümeye başladım.

Minik adımlarla arkamdan geliyordu. Kendi gibi adımları da minikti. Omzumun üzerinden ona bakıp sırıttım. Motorum görününce ona yaklaştım ve kaskı ona verdim.

"Ben bu şeye hayatta binmem"

"Boş yapıyorsun tak şunu"

Yaklaşıp kaskı kafasına geçirdim ve çenesinin altından bağladım. Ardından motora binip arkamı patpatladım. Çekingen adımlarla arkama geçti.

"Ellerini bana sar Mert , düşersin"

"Hayır"

"Mert, ikiletme"

Kollarını belime dolayınca gaza basıp yola çıktım. Her hızlandığında daha da sıkıyordu kollarını.

Lunaparka gelince durdum ama o kollarını biraz bile gevşetmemişti.

"Galiba çok mutlusun konumundan?"

"Ne münasebet"

Kaşlarını çatıp kollarını belimden çekti ve motordan indi. Ayakta dengede durmakta zorlanacağını bildiğim için hızla inip elimi  düşmek üzere olan Serhat'ın beline sardım ve sırıttım.

Elimi belinden çekmeden yürümeye başladım, o da mecbur geliyordu. Lunapark içindeyken bile elimi çekmemiştim.

Birlikte çarpışan arabalara, dönme dolaba, hız trenine, atlı karıncaya, korku trenine ve daha pek çok alete binip köpek gibi eğlenmiştik.

Şimdi ise elimizde pamuk şekerlerimiz tüm lunaparkı gören bir bankta pembemsi bir renk alan gökyüzünün altında oturuyorduk.

"Çok teşekkür ederim."

"Ne için"

"Bugün gerçekten çok iyi vakit geçirdim. En son ne zaman bu kadar kahkaha attım hatırlamıyorum bile."

"Sevindim"

Genişçe gülümsedim.

"Mert"

"Hı"

"Çok tatlı duruyorsun"

"Dalga geçme lan"

"Geçmiyorum ki"

Uzanıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Kızarıp hızla önüne döndü ve ağzına şekerinden bir parça daha attı.

"Ooo bizim ibneler de buradaymış."

"Siktir bok"

"Tch, tch, tch hiç yakıştı mı sana Barbaros'cum aşk olsun."

"Hayri hangi çöplükten geldiysen oraya dön, dellendirme beni."

"Aslında dönerdim ama burada bu güzellik varken biraz zor."

"Hayri, sikti git"

"Mertim olmadan olmaz"

"Onun adını ağzına alma lan it"

"Onu sikerken öyle bir inleyeceğim ki adını herkes duyacak"

"Nah öyle bir şey olacak"

"Hadi ama Emre'nin kardeşine sahip olmuştum, buna da olurum ne var ki"

Mert'e yaklaşmaya başlayınca tam önüne geçtim.

"Sakın"

"Sakınmış, naparsın la-"

Yakasını kavrayıp ona kafa atmam ile sözü yarıda kesilmiş geriye doğru sendelemişti ama yakasındaki kollarım fazla geri gitmesine izin vermemişti.

Dizimi bacaklarının arasına, erkekliğinin üzerine sertçe vurdum ve iki büklüm olmasını sağladım.

Öne doğru eğilmesini fırsat bilip hızla yere ittirdim ve üzerine çıkıp ardı ardına yüzüne yumruk atmaya başladım. Ellerim kan içinde kalınca kalkıp karnına bir tekme attım.

Hızla Mert'e yaklaşıp elimi uzattım. Elimi tutunca çıkışa doğru son hız koşmaya başladım.

Çıkınca hızla motoruma binip uzaklaştık.

//////////////////////////////

İlk olarak şunu söylemeliyim ki özür dilerim geç geldiği için bölüm. Ama elimde değildi.

Psikolojim son 2-3 haftada olanlarla ve yaşadıklarımla resmen mahvoldu ve gerçekten hiç iyi hissetmiyorum.

Tüm özgüvenimi kaybettim, hiçbir şeyden keyif almaz bir hale geldim. Normalde çevremdekilerin neşe kaynağı olan ben etrafa sadece negatif duygular saçıyorum. Üstümde asla geçmeyen bir yorgunluk, uyuşukluk var ve bunun yüzünden hiçbir şey yapmak istemiyorum.

Elbet toparlanacağım ama biraz zamana ihtiyacım var.  Sizler benim bu duruma gelmeden önceki halimi pek tanımıyorsunuz, tanısanız daha çok seveceğinize eminim.

Sizden bana biraz anlayış göstermenizi istiyorum eğer bölümleri aksatırsam. Yine de yazmaya çalışacağım bir şeyler. Ne kadarı olursa artık.

Böyle bir şey olduğu için tekrardan özür dilerim sizden.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum çünkü bana kendimi gerçekten iyi hissettiriyorlar.

Sizleri seviyorum. ❤️

simplement || bxb (kısa hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin