Yüzüme vuran güneş ışını ile istemeyerek göz kapaklarımı araladım.
Camımdan gelen gözü hafif acıtan güneşe baktım, gözlerim tam o hizaya gelememişti.
Annemin bağırtılı sesi ile yataktan doğruldum "hadi lia okul zamanı" diye bağırıyordu.
Benim adım lia ydı, babamı 3 sene önce kaybetmiştim. Yaklaşık 1 hafta önce yeni bir semte taşındık, annemin konuştuğu biri var.
Bu beni üzüyordu ama çaktırmamaya çalışıyordum çünkü annem uzun süre sonra mutlu gözüküyordu.
Babam benim için çok değerliydi, onunla güçlü olmayı, başarılı olmayı, özgüvenli olmayı, kendimi sevmeyi ve daha sayamayacağım bir sürü şeyi babamdan öğrendim.
Babam siktiğimin kanseri yüzünden hayatını kaybetmişti, evet ilk 6-7 ay kendime gelemedim, her gün mezarını ziyaret ettim. Artık o kadar zor gelmiyor alıştım.
Okul için hazırlanmaya başladım, kendini odamda olan küçük ama sevimli olan tuvalete girdim.
Dişlerimi fırçalayıp üstüme rahat bir şeyler geçirdim.(Giydiği şeyler)
Çantamı hazırladım ve aşağı indim.
Okula gitmek istemiyorum çünkü pek fazla arkadaşım yoktu hatta hiç yok bile denilebilir, geleli 1 hafta olmuştu ve bir kız grubu ile arada derslerimiz ortak diye konuşuyordum.
Aşağı inip annemin benim için hazırladığı atıştırmalıklara baktım. Çok güzel gözüküyorlardı ve daha vaktim de vardı"Ah, günaydın tatlım" dedi annem
"Günaydın anne"
Azıma bir kaç şey tıkıştırıp ayakkabılarımı giydim, evden hızlıca çıktım.
Sonbahar zamanıydı, en sevdiğim mevsimdi.
Hafif yağmur çiteliyordu ama rahatsız etmiyordu.
Kulağıma kulaklık takıp hızlıca yürümeye başladım, okula erken gitmeyi seviyordum genelde kimse olmayınca huzurlu oluyordu.
Aslında şu okulun popüler çocukları okulda oluyordu. Onlar okulun popülerleriydi, herkes onlara aşıktı ve yalakalık yapıyordu.
Bence hiç biri yakışıklı değildi, tamam belki aralarından bir tanesi hoştu ama çok egoisti.
Bunları düşünürken okulun kapısından girmiştim bile, okulum ve evim yakın olduğundan çok sıkıntı çekmiyordum.
Yine o adlarını bile bilmediğim popüler çocuklar okuldaydı.
Sınıfa girdim ve çantamı bırakıp sıraya oturdum, popüler çocukların yanıma geldiğini fark ettim.
Telefonumla uğraşır gibi yaparken kuşağım onlardaydı."Hey yeni kız" dediğinde içlerinden biri, arkamı döndüm.
"Hı?"
"Hı değil, efendim" dedi bir sıska ve gülüşmeye başladılar.
"Ne istiyorsunuz benden?" Diye sorduğumda bana dip dip baktılar. Aralarından biri birinin kulağıma fısıldamaya çalıştı ama ben duyabiliyordum.
"Sanırım bu bizi tanımıyor" demişti
"Evet tanımıyorum, tanımakta istemiyorum.
Beni neden rahatsız ettiğinizi bir türlü anlamış değilim. Aranızdan birine aşık olduğumu falan düşünüyorsanız öyle bir şeyde yok!" Dedim ve hepsi bir anda bana baktı, o yakışıklı olan da bir an gülmeye başladı. Evet belki yakışıklıydı ama aşırı sinir bozucu bir karakterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stepbrother | noah schnapp
General Fictionsıkı tutun üvey kardeş özgürlüğe gidiyoruz! -smut warning-