Lavinia

1.1K 98 68
                                    

Ah Lavinia, güzel Lavinia... Ölümü mest eden kokuna kollarımı açtım, gelmeyi bekledim...

  Akaashi antrenmanın bitmesinin ardından bankalara oturdu, diğerleri kapıdan çıkarken üzerini değiştirme gereği duymadı.

Biliyordu çünkü, ne kadar antrenman yapsa bile asla ona yeterli gelmeyecek bir çocukla arkadaş olduğunu.

Aşık olduğunu.

Bokuto güneşin bile kıskandığı gülüşüyle kimsenin olmadığı spor salonunda "HEY HEY HEY AGAAAAASHIIIIIIIIII BANA TOP AT BANA TOP AT NOLUR NOLUR!" diye bağırdı.

Akaashi heyecanlı çocuğa gülümsedi.

Bokuto'nun heyecanını seviyordu. Voleybola hayatını arayacak kadar sevmesini seviyordu. Sayı yaptığı zamanki mutluluğunu, bloklandığı zaman teselli için ona gelmesini seviyordu.

Akaashi, Bokuto'yu her şeyiyle seviyordu.

"Yanlızca birkaç pas Bokuto-san, geç olacak." dedi sakince. Baykuşa benzeyen çocuk neşeyle kafasını salladı ve zıplayarak top alarak Akaashi'ye attı ardından zıpladı.

Akaashi onun topa vururkenki mutluluğuna gülümsedi. Ne kadarda tatlı gözüküyordu. Aynı ilgiye aç bir çocuk gibi ona döndü. Akaashi başını sallayarak "Bu güzeldi Bokuto-san." dedi.

Oğlan bu sözle gaza gelirken her seferinde topa daha güçlü ve daha iyi vurmaya başladı. 2 saat boyunca kesintisiz pratik yapınca Akaashi oldukça yorulmuştu ama Bokuto hala aynı enerjik halindeydi.

Akaashi öksürdü.

Elini ağzına koyup öksürürken Bokuto anında durup endişeyle baktı ve "AKAASHIIIIII ÖZÜR DİLERİM ÖZÜR DİLERİM ÇOK MU ÜZERİNE GELDİM? BEN EN KÖTÜ KAPTAN VE ARKADAŞIM BANA BİR DAHA PAS ATMA!" diye bağırdı.

Akaashi öksürüğü bitince donuk yüzüyle "Endişelenmenize gerek yok Bokuto-san, soğuk algınlığı kapmış olmalıyım eve gidince hap içip iyi olurum." dedi. Bokuto emin değildi ama başını salladı.

Küçük Akaashi nereden bilsindi, ciğerlerinde var olan en güzel hastalığın yeşerdiğini.

Bokuto o gün Akaashi'nin spor salonunu temizlemeye yardımcı olmasına izin vermedi.

Akaashi kıyafetlerini değiştirmiş bir halde, spor salonunu temizlemeyi bitiren Bokuto'yu bekledi. Baykuş oğlanı, sevdiği oğlanı, gördükten sonra ufak bir şekilde gülümseyerek kapıya geldi. Bokuto ile eve yürümeye başladıktan bir süre sonra yollarını ayırdılar.

Akaashi evine yaklaşmışken boğazını tutarak  yeniden öksürmeye başladı. Boğuluyormuş gibi hissediyordu, nefes alamıyordu.

Elini ağzına koyarak oksijenin gelmesi için öksürmeye devam etti. Saniyeler geçti, Akaashi öksürüğü durmuşken elinde bir sıvı ve hafif birkaç şey hissetti.

  Okyanusun diz çöktüğü naif gözlerini açtı güzel oğlan.

  Kan görüşünü kapladı. Kırmızının en güzel tonuna sahip damlalar elinden düşerken derin bir nefes dudaklarının arasından kaçtı minik Akaashi'nin.

  Elinin tam ortasında duran çiçek yaprağını sanki kırılgan bir porselene dokunuyormuş gibi okşadı.

  "Lavinia..." diye fısıldadı minik Akaashi kanın sızdığı dudaklarının arasından.

  Ölüm çiçeği Lavinia üzerine kan damlamış asil yapraklarla karşısındaki oğlanı selamladı.

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsan ceketini al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalan söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sende bilme Lavinia.

Özdemir Asaf

Lavinia: Anlamı, hayalimdeki muhteşem sevgili  demek olan bir çiçektir. Bir ölüm çiçeğidir...

İçimdeki Çiçekler | Bokuaka Hanahaki auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin