Zeynep Arslan
Okullar kapanalı nerede ise bir hafta olmuştu, sonunda gelen yaz tatili için yüzümüz gülerken Sevim'den gelen haber mutluluk kelimesini beşe çarpıp önümüze sunmuştu.
Mutlu idim, herkes gibi. Yaz ayları bana sıcak olduğundan bunaltsa da bunu umursamayacak kadar mutlu idim son günlerde.
Bir uygulamadan kazandığım dostluklar sayesinde uzun süredir kendi hayatımdan uzaklaşacak ve yeni bir maceraya yelken açacak gibi görünüyordum.
Tuhaf olan, bir şekilde hepimizin ailesi buna karşı çıkmamış, başka bir ülkede tek başımıza kalmamıza izin vermişlerdi.
İçine hile hurda girmese bunun zaten imkansız olduğunu bildiğim için annemlere belli etmemeye çalışırken bir yandan eskisi gibi davranmaya özen gösteriyordum.
Son bir haftadır odamın bir kenarında duran valizime son kez bakıp gülümsedim, onu kullanmamın vakti gelip çatmıştı artık.
Beklenilen tatile çıkmama sadece bir hava alanı aralığı vardı, sonra ver alayını Amsterdam! İnanılmaz bir şekilde hayallerimiz gerçek oluyordu, bu düşüncelerde bile muhteşemken şimdi, bir şekilde bu olmuştu. Her şey gerçekti!
Her şey. Valizimi alıp kapı önüne çıktığımda anne ve babamın beni beklediğini görmüştüm, izin vermeleri üzülmeyecekleri anlamına gelmiyordu zaten.
Her uzun yolculukta olan klasik bir vedalaşmanın ardından babam beni hava alanına bıraktı, tabi burada olan veda daha da üzmüştü bizi. Vedalar bana göre olmayınca haliyle zor anlar yaşamıştım.
Herkesin önünde ağlamak istemediğim için kendimi tutup girişten girdim. Düşündüğümden daha çabuk oluyordu sanki her şey. Bir an önce olması gerekiyor gibi, herkes önümüzden çekilir gibi bir hal vardı ortada.
Gerekli kontrollerin ardından kızları aramak için telefonumu çıkarmıştım ki ileride bütün asaleti ile Kübra'yı gördüm.
Kübra bizim kızlar arasında 'cool' olan tek kişi olmamasına rağmen hepimizin dediği gibi lakabı da bu kalmıştı. Cool Kübra, yine eksik olmayan güneş gözlükleri ile bir konu mankeni gibi yerinde dikilmiş etrafı seyrediyordu.
Bu kız gerçekten yazışmalarda geçtiğinden daha cool'du. Bu beni gülümsetirken telefonu cebime koyup ona doğru ilerledim, beni fark etmesini istemezken şahin bakışları beni buldu ve inanılmaz bir gülümseme takındı.
Harika bir gülüş ile bütün asaleti sergiledi o saniyelerde. Yanına vardığımda beni kısa bir süzmenin ardından, "Beklenilen an,"diye mırıldanmıştı. Bu anlar için saatlerce mesajlaşsakta her şeyi bir kenara bırakıp -valizim dahil-, kollarımı sardım ona.
İkimiz yıllarca konuşup bir kere yan yana gelemediğimiz için uzun bir sarılmanın ardından geriye çekilip salak salak sırıttık. "Gerçek mi bu ya,"dedim inanamayarak.
Sadece gülümsedi.
Pek konuşmaz, konuşmalarının ardına güneş gözlüklü stil sahibi emojiyi koyar, bütün fotoğrafların da güneş gözlüklü poz verir, yaz kış çıkarmazdı o gözlükleri.
Kübra'nın özeti bu sayılırdı, tabi içi bizi yakardı. Herkes gibi onun da yaşadıkları vardı. Ve bizim de.
Hepimiz aynı gökyüzüne merhaba dedikten sonra birbirimize mesaj atan insanlardık.
Dostluk, bir kelimeden ibaret olmadığını öğretenler ile bir yaz tatilini yaşamak!
Her şeye değeceğinden gram şüphe yoktu içimde. "Beyza'dan bir haber alabildin mi,"diye sordum merakla, otobüsle gelecekti İstanbul'a.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üşengeç Kızlar Yollarda//Amsterdam
ChickLitGrup X +095******* kişisini eklediniz. +095******* kişisini eklediniz. +095******* kişisini eklediniz. +095******* kişisini eklediniz. +095******* kişisini eklediniz. Yönetici: Selam. +095******* kişisi yazıyor. +905*******: Merhaba. Beyza ben. +...