Putamen devresinin nörol yolları, bazal gangliyonlarda öğrenilmiş hareket modellerinin yerine getirilmesi için gerekli temel yolları göstermektedir. Bunlar, temelde duysal korteksin somatik duysal alanlarından ve motor...
Taehyung cümleyi okumaya daha fazla devam edemeden başını kaldırıp hemen yanında duran saate baktı. Az kalmıştı.
Derin bir nefes aldı. Dünkü konuşmalarında her ikisi de ciddiydi. Bugün on saat çalışmayı hedeflemişlerdi ve başarıyorlardı da. Yani, başarmalarına sadece on dakika süre kalmıştı. Başka bir zaman olsa Taehyung bu son on dakikada bile dikkatini dağıtmadan çalışmasına devam ederdi hatta Jungkook'u bir saat daha çalışmaya bile ikna ederdi fakat bugün diğer günlerden biraz farklıydı.
Bugün, Taehyung'un içi içine sığmıyordu. Normalde Jungkook'un yanındayken onu rahatsız edecek romantik davranışlardan kaçınıyordu ama bugün biraz romantiklik yapabilmek için izin almıştı. Sabahtan beri aklının bir köşesinde bu vardı. Sabahın erken saatlerinde, daha güneş bile doğmadan önce uyanmışlardı ve hızlı bir kahvaltı yapıp ders çalışmaya geçmişlerdi.
Akademi her ikisi için de çok önemli bir yerdeydi. Bu ilkokul yıllarından beri böyleydi ve üniversiteye geçtiklerinde çok daha önemli bir hale gelmişti. Çünkü her ikisi de mesleğini en iyi şekilde yerine getirmek istiyordu ve bunun çok çalışmaktan geçtiğinin farkındaydı. Çok çalışmalı ve özverili olmalılardı. İşin ucunda bir insan hayatı vardı ve gerekirse uykularından veya boş vakitlerinden fedakarlık etmeye hazırlardı. Onlar böyle düşünüyorlardı.
Bu yüzden, sadece birkaç kere Taehyung'un sızlanmaları dışında gayet sorunsuz şekilde çalışmışlardı. On dakika kalmıştı.
Bu on dakikanın bile boş geçmesini istemeyen Jungkook, Taehyung'un dalıp gittiğini fark ettiğinde koluyla onu dürttü. "Bak, bu kitabı okuman seneye stajda çok faydalı olacak." diye yineledi dün geceki sözlerini.
Taehyung buna cevap vermek yerine hemen yarıda kestiği cümleyi baştan alarak okumaya devam etti. Sonuçta bir anlaşma yapmışlardı, on saat çalışmaları gerekiyordu.
Çalıştılar da. Jungkook'un kronometresi bugünlük çalışmalarının bittiğini gösteren bir işaret verdiğinde Taehyung derhal kapadı kalın kitabını. Jungkook da çalıştığı notları bıraktı ve derin bir nefes aldı. Yorulmuşlardı. Zihinsel olarak da fiziksel olarak da yorulmuşlardı. Saat başı ya da doksan dakikada bir mola veriyorlardı bu onları biraz daha iyi yapıyordu ama her moladan sonra çalışmaya başlarken az da olsa düşüyordu performansları. Şimdi tüm günün çalışması bitmişti ve uzun bir dinlenme süreci onları bekliyordu.
Jungkook ayağa kalktı ve masadaki ders gereçlerini toparlamaya başladı. Taehyung da bu sırada masalarının üzerindeki içi boş kahve bardaklarını mutfağa götürüp bulaşık makinesine koymuştu. Aynı zamanda akşam yemeğinden kalma bulaşıkları da bulaşık makinesine koymayı ihmal etmedi. Bir önceki molalarında akşam yemeğini yemişlerdi.
Taehyung bunları yaparken Jungkook da masayı toparladığında yapacak başka bir şeyleri kalmamıştı. Bu süre içinde hiç konuşmamışlardı çünkü yıllardır birlikte çalışırlardı ve birlikte zaman geçirirlerdi, onların rutin işler için konuşmaya ihtiyacı kalmıyordu.
Jungkook'a yaklaştı Taehyung. Artık uzun bir süredir hayallerini kurduğu şeylerin birazının da olsa gerçekleşeceğini bilmenin heyecanı vardı içinde. Jungkook'u elinden tuttu ve çekiştirdi. Jungkook afallamıştı. "Napıyorsun?" diye sordu Taehyung'un onu yönlendirmesine izin verirken.
Taehyung tek kelime etmedi. Yüzüne masum ama içten içe hevesli bir gülümseme vardı. Jungkook ile baş başa kalmayı çok severdi o. Tüm işlerini bitirmeyi ve geri kalanını sadece Jungkook'a ayırmayı çok severdi. Hiçbir şeyi umursamadan Jungkook'uyla ilgilenmeyi çok severdi. Onu biraz daha çekiştirerek yatağın yanına kadar getirdi. Sabah uyandıklarından sonra yataktan en son çıkan Taehyung olduğu için toplu değildi yatak. Jungkook her zaman yatağın örtüsünü düzeltirdi ama Taehyung hiçbir zaman düzeltmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love sucksㅣtaekook
Fanficaşk berbattır, özellikle en yakın arkadaşınıza aşık olduğunuzda- daha da kötüsü! özellikle dünyanın en patavatsız insanı olduğunuzda! -texting-