taehyung: uyan bakalım tavukcuk.
gıt gıt gıdakk GIDAK gıdakk
jungkook: taehyung saat DÖRT BUÇUK.
beni niye bu saatte uyandırıyorsun çok güzel bir rüya görüyordum
taehyung: normalde de saat beşte uyanıyorsun zaten
ne olur benim için dört buçukta uyansan?
ben senin için neler yapıyorum jungkook. neler yapıyorum farkında mısın. tüm odağım sensin. her şey sensin ve hep senin için uğraşıyorum. kendimi nasıl önemsiyorsam seni de öyle önemsiyorum. buna rağmen sen benim için yarım saat önce uyanmak bile istemiyorsun
jungkook: ama rüyam çok güzeldi.
taehyung: anlat bakayım
jungkook: sen de vardın rüyamda. ikimiz de küçüktük. annem bize birkaç atıştırmalık almıştı ve televizyona bir film koymuştu. kayıp balık nemo izliyorduk seninle. ama sen filmden çok sıkılmıştın ve savaş oyunu oynamak istemiştin ve televizyonu kapatıp benimle dövüşmeye başlamıştın ÇOK GÜZELDİ
taehyung: güzel olan ne jungkook dövülmek mi
ve hiç gerçekçi bir rüya değil. ben kayıp balık nemo severdim!! shrek 2 yi sevmezdim sadece ve sen de sürekli onu açıp izletirdin bana.
jungkook: çünkü evimizde shrek 1 yoktu. 2yi izliyorduk o yüzden.
GÜZEL olan şey tekrardan çocukluğumuza dönmek. seni o minik halinle görünce savaşmak için beni tekmelesen de hoşuma gitti işte. çok agresif çocukluk geçirdik taehyung. bir insan niye her gün arkadaşını dövmek isterdi ki? biz istiyorduk işte. o gün seninle savaş oyunu oynamadıkça günüm güzel geçmiyordu.
taehyung: ilk tanıştığımızda birbirimizi hiç sevmediğimiz için olabilir. ilk başta gerçekten dövmek istiyordum seni
jungkook: ben de
çok gıcıktın. beş yaşındaki bacak kadar bir çocuk ne kadara gıcık olabilirse o kadar gıcıktın
taehyung: asıl sen gıcıktın. oyunbozanlık yapıyordun hep.
jungkook: evet gıcık olan bendim. ne gıcıklığı yaptığımı bilmiyorum. ilk tanıştığımız günü hatırlıyorum ama. o gün çok kırılmıştım. -o zamanlar kırıldığımı bilmiyordum sonradan fark ettim-
taehyung: o günü hatırlatma yaaa
jungkook: beş yaşındaydık ikimiz de. sen mahallemize yeni taşınmıştın.
taehyung: ya nolur çok üzülüyorum
jungkook: o zamanlar ben jimin ile arkadaştım ve sokağımıza yeni taşınan birileri olduğunu görünce hemen onların yanına gitmiştik. bir tane bizim yaşlarımızda bir çocuk da vardı. onunla tanışmak istedik
sensin o yani. söylememe gerek yok. bizi görünce çok sevindin. annen bizim arka balkona geçip oyun oynamamızı söyledi. biz arka balkona geçtiğimizde konuşmaya başladık. ama sen benimle hiç konuşmadın bile. adımı sordun sadece. hep jimin'le konuşuyordun. onunla çok eğlenmiştiniz ve benim varlığımı bile unutmuştunuz.
daha sonra oyun oynamaya karar verdik. kırmızı başlıklı kız oynamayı teklif etti jimin. sen kabul ettin. oyuna başladığımızda sen kırmızı başlıklı kız oldun, jimin senin annen oldu, beni de kurt yaptınız. bir şey denemdim, oyun oynuyorduk ve sıra sıra rolleri değişiriz diye düşündüm. oyunumuzu oynamıştık işte. daha sonra jimin kırmızı başlıklı kız oldu, sen onun annesi oldun ve beni yine kurt yaptınız. buna da bir şey demedim, ama bozulmuştum. bu tur da bittiğinde bu sefer size kırmızı başlıklı kız olmak istediğimi söyledim. ben de güzeş bir çocuktum ve kırmızı başlıklı kız olmayı hak ediyordum. ama sen kabul etmedin. ben olacağım diye tutturdun. beni yine kurt yapmaya çalıştınız. ben de böyle yaparsanız oynamayacağımı söyledim size. o gün sana da jimin'e de çok kırılmıştım.
sen o mahalleye taşındıktan sonra jimin ve sen çok iyi arkadaş oldunuz. beni de aranıza aldınız ama hep siz daha yakındınız. dışladınız ve kurt olmaya mahkum ettiniz beni
taehyung: özür dilerim JUNGKOOK
bak ağlayacağım şimdi. kaç kere daha özür dileyeceğim senden
evet ilk başta jimin'i daha çok sevmiştim ama bu birkaç hafta sürdü :( sonra ikinizi de eşit sevdim. daha sonra jimin mahallemizden taşındı ve aramız açıldı zaten biliyorsun
jungkook: yani jimin taşınmasaydı hep onu sevecektin öyle mi?
taehyung: jungkook jimin senin de en yakın arkadaşlarından birisi. onu mu kıskanıyorsun şimdi? sen de jimin'i en az benim kadar seviyorsun. o bizim canımız <3
jungkook: evet jimin'i çok seviyoruz
taehyung: jimin taşınmasaydı bile farklı olurdu işte, bilmiyorum. seninle aramdaki bağ çok farklıydı. hep farklı oldu
jungkook: şimdi de öyle
taehyung: evet sana aşık oldum
jungkook: jimin ne yapıyor acaba
taehyung: sanki uzun zamandır görüşmemişiz gibi soruyorsun bir de
jungkook: iki hafta oldu. jimin'i beş saniye görmesek bile özlüyoruz biz.
taehyung: evet haklısın. geçen gün onunla telefondan konuştuk. dersleri çok yoğunmuş eğitimleri varmış bu sıralar
jungkook: evet çok çalışsın
taehyung: sana mı soracak çalışıyor işte
jungkook: tamam ya bir şey demedim.
taehyung: of jungkook. küçükken yaptığım o şey aklıma takıldı işte. gerçekten sevmemiştim seni ilk başta. bunu sana fark ettirmiştim zaten, o zamanlar da dürüstlüğümü en yükseklerde yaşardım.
özür dilerim çok özür dilerim seni küçükken üzdüğüm için özür dilerim
jungkook: çocuktuk hepimiz
sen niye erken uyandırmıştın beni*
taehyung: seni özledim de ondan
jungkook: dün akşam beraberdik
bu arada annem aradı beni
hislerinden anneme de bahsetmişsin??
taehyung: evet :) herkes bilsin istedim
jungkook: tüm aile seni konuşuyor şu an
taehyung: annen hiç şaşırmadı oğlunuza aşığım dediğimde
sonunda anladın falan dedi
ben de onlara dedim ki, madem biliyordunuz hislerimi niye bana söylemediniz? haklı değil miyim ama? sana olan aşkımı daha erken öğrensem daha çok vaktim olurdu
jungkook: ne için?
taehyung: sana kendimi aşık etmek için. annen bunu duyunca kahkaha attı. ama neden attı bilmiyorum o hep kahkaha atar.
jungkook: ahhaha ihihihih
hmmm tamam o zaman ya taehyung
ben şimdi hazırlanıp kahvaltı yapayım derslere geç kalmayalım
görüşürüz sonra öpüyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love sucksㅣtaekook
Fanfictionaşk berbattır, özellikle en yakın arkadaşınıza aşık olduğunuzda- daha da kötüsü! özellikle dünyanın en patavatsız insanı olduğunuzda! -texting-