love sucksㅣtaekook

13: bunca zaman sonra

jungkook 15 yaşında

İNANAMIYORUM!!!

selam günlük... ne çok zaman olmuş değil mi? az önce biraz defterimi karıştırdım da en son on üç yaşındayken yazmışım bir şeyler. 

o zaman iki yıldır neler oldu merak ediyorsundur muhtemelen. off gerçekten on beş yaşına geldim ama hala günlüğümü bir insan yerine koymaktan bıkmadım. neyse, kimse okumuyor bunları sonuçta. istediğim gibi yazabilirim. 

şimdi sana neler oldu anlatıyorum... 

hiçbir şey olmadı. 

ciddiyim, yani nasıl söylerim bilmiyorum ama cidden hiçbir şey olmadı. olmuyor yani, olmayacak da. 

bunları yazarken üzüldüğümü düşünme tamam mı? 

büyüdüm ben. değiştim, hala taehyung'u canımdan çok seviyorum. bu hiçbir zaman değişmeyecek ama anladın işte, birkaç yıldır ona olan hislerim sadece dostluktan ibaret. 

gerçekten garip hissediyorum. bir önceki sayfaya kadar ona olan umutsuz aşkımı yazmışım sayfalarca ve şimdi çıkıp de hislerimin değiştiğini yazıyorum. 

her neyse, biraz da son günlerde neler yaptığımdan bahsedeyim. taehyung ile bir kursa yazıldık. dans kursu. tango yapıyoruz orada. gerçekten çok eğlenceli. yoruluyoruz ama buna değiyor. 

ve orada bir kızla tanıştım, benden bir yaş büyük. sanırım bir sonraki dersimizden sonra ona çıkma teklifi edeceğim. 

o çok güzel birisi, kocaman bir gülüşü var. gülümsemeyi çok seviyor, hep gülümsüyor. çok eğlenceli, umutsuzluğa kapılmıyor. hep beni güldürüyor. kocaman çekik gözlerine baktıkça bakasım geliyor. esmer teni ve parlak gözleri var. upuzun parmaklarında hep çeşit çeşit yüzükler oluyor. ayrıca sanırım o da benden hoşlanıyor. 

fakat, taehyung hiç hoşlanmadı. o benim hiçbir sevgilimi sevmiyor, hepsinde bir kusur buluyor ve yanıma yakıştırmıyor. yine de bir şey dememeye çalışıyor benim yanımda.

neyse, dokuz yaşındayken ilk yazımda bu defteri kim taehyung'a adayacağıma yemin etmişim bu yüzden başkalarından bahsetmek istemiyorum daha fazla. 

taehyung ile iyiyiz. evlerimiz hala aynı sokakta. hep dip dibeyiz hiç ayrılmıyoruz yapışık ikiz gibi geziyoruz. her sabah benim odama damlayıp beni dört buçukta uyandırıyor. beni kolumdan çekiştirip zorla sabah sporu yaptırıyor. bana zorla kitap okutuyor ve ders çalıştırıyor. o zorlamasa da aynı şeyleri yapacağım zaten ama kendisi bana bir şeyleri zorlamayı çok seviyor.

geçenlerde bir sevgili yaptı kendisine. basketbol takımından bir çocuk. basketbolcuları seviyormuş havalılarmış falan filan

ben basketbol takım kaptanıyım ama neyse. artık bunları sorguladığım yaşlarımı geçtim. YANİ. GEÇTİM. GERÇEKTEN. 

OF BU GÜNLÜK BANA HİÇ İYİ GELMEDİ.

iyi ki bu günlüğe yazmayı kesmişim yoksa kafayı tırlatırdım kesin. arı kovanına çomak sokmaya hiç gerek yok.

evet cümlelerce eveleyip geveledim bir şeyler. şimdi biraz da taehyung'u anlatayım

yani gerçekten kim taehyung benim ilk aşkımdı, çocukluk aşkımdı. belki bir çocuk olduğumdan, belki de onu her zaman çok ama çok sevdiğimden, onun aşkı bende her zaman farklı olacak. ne tango yapan kızda ne de başka birisinde taehyung'uma olan hislerimi bulamıyorum. tangocu kız da beni mutlu ediyor ama onların kıyası bile yapılamaz. çünkü aşk olmasa bile beniö