0.10

358 39 24
                                    

yedam

"Şey, sana inanmadığım için özür dilerim."

"Önemli değil. Ben olsam ben de aynılarını düşünürdüm. İkimiz için de kolay bir şey değil. Ama ben seni seviyorum Yedam. Lütfen bunu unutma."

"Ben de seni seviyorum Haruto. Fakat şimdi uyuman lazım."

"Ama burası Doyoung'un yatağı. Burada uyuyamam sonuçta o da gece uyuyacak."

"Junghwan'ın evine gitmek için bahane arıyor o. Ben onu yollarım yarın akşama ancak gelir. Biz evini alırız yani."

"Onun yerine benim ya da senin evine gidebiliriz?"

"Hayır olmaz. Dışarı çıkmaman lazım."

"Peki o zaman."

"Sen şimdi uyu. Ben çıkıyorum. Kontrole gelirim arada bir."

"Tamam."

---------------------------------------------

"Yedam, Haruto iyi mi?"

"Evet evet. Uyuması için yalnız bıraktım."

"E ben gece nerede yatacağım?"

"Sen Junghwan'la gideceksin."

"E bize de sorulsaydı keşke."

"Sus Junghwan öyle dediysem öyle."

"Tamam o zaman."

Koltuklardan birine uzandığımda Junkyu yanıma geldi. Mashiho onu sevdiğine göre gerçekten iyi birisidir ama ısınamıyorum işte ona.

"Yedam, bir konuşalım mı?"

Koltukta oturur pozisyona geldim ve "Olur." dedim.

"İki-üç gün önce Mashiho bana anlattı. Haruto uzun bir süre boyunca benden hoşlanmış. Fakat ben bunu fark etmemiştim bile. Haruto'nun aşkı hep karşılıksız kaldı. Benim yanıma gelip çaresizce ağladığında benim yüzümden ağladığını bilmiyordum bile. Ben onu hep üzdüm. Ama sen onu hep mutlu ettin. Benim açtığım yaraları kapatacak olan kişi sensin. Ve Haruto en yakın arkadaşlarımdan bildiğin gibi. O yüzden hep birlikteyiz. Son 1-2 haftadır çok neşeli. Sebebi de sensin Yedam. Lütfen ufacık şeyler için birbirinizi kırmayın. Siz gittikçe birbirinize aşık olacaksınız. Ki şu anda da pek farklı değilsiniz. Ama lütfen Haruto'nun değerini bil. Ben üzdüm sen mutlu et. Rica ediyorum."

"J-junkyu. Bana bunları anlattığın için çok teşekkür ederim. Arkadaşını her zaman mutlu edeceğine söz veriyorum."

Gülümseyip Mashiho'nun yanına döndü. Bu kadar etkilenmem normal miydi emin değilim ama ağlayacak durumdaydım.

Arkadaşlarımın içinde ağlamamak için Haruto'yu bir kontrol edeyim bahanesiyle Doyoung'un odasına gittim. Haruto uyumuştu. Kapıyı kilitleyip ben de onun yanına yattım.

Haruto... Yüzü kusursuz. Oysa ben öyle miyim? Haruto herkesin beğeneceği bir yüze sahip. Çevrem beni ne kadar beğense de kendimi hep yetersiz hissediyorum. Özellikle Haruto'ya karşı. Beni nasıl beğeniyor anlamıyorum bile.

"Yedam. Sesli düşündüğünün farkında mısın?"

"Ne! Sesli mi konuşmuşum? Ah, özür dilerim uyandırdığım için."

"Yedam. Neden böyle düşünüyorsun? Hayatımda gördüğün en güzel yüze sahipsin. Hem kişiliğin hem yüzün kusursuz. Asla böyle düşünmeni istemiyorum. Sen dünyadaki en yakışıklı insansın. Tamam mı? Sakın bir daha böyle şeyler düşünme."

Haruto'nun bu sözlerinden sonra ağlamaya başladım. Ne oluyor bana? Dedemin ölümünde bile cenazenin sonuna kadar ağlamayan, duygusuz bana ne oluyor?

"Yedam. Şu sıralar çok çalışıyorsun ve bu yüzden de stres oluyorsun. Ayrıca ilişkimiz de üstüne binince çok bunaldın sanırım. İstediğin kadar ağla, içini dök bana. Her şeyi birlikte halledeceğiz. Bundan sonra benim hayat yoldaşım sensin. Seninki de benim. Tamam mı?"

"T-tamam. Teşekkür ederim Haruto. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum Yedam."

kitabı uzatmaya calisiyorum o yuzden farkli shiplerden bahsedicem birkac bolum

confession | mashikyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin